Şimdi yalnızım, Kayıp ve yalnız, uzak, uçsuz bucaksız, başıboş dünyada. | Open Subtitles | أوحيد انا الآن , تائه و وحيد في عالم رحال , بعيد و واسع |
Geri gelecek, uzun süredir Kayıp bir çocuk gibi. | Open Subtitles | سوف تأتي إلى المنزل مثل طفل تائه تجده فتغفر له |
Şiddetli bir kavga ettik, sonra o beni dışarı attı ben de yürümeye başladım ve şimdi burada kayboldum. | Open Subtitles | تشاجرنا وطردتني. فبدأت أمشي والآن أنا تائه بوسط المدينة. |
Üçüncü gün. Kesinlikle ormanda kayboldum. | Open Subtitles | إنه اليوم الثالث و إنني بلا شك تائه في الغابة |
Beyaz saçIı,ince bıyıklı... Kendine güven dolu ve tamamiyle kaybolmuş.. | Open Subtitles | شعره أبيض شارب خفيف يحلم بالثقة بالنفس و تائه تماماً |
Venüs ve Mars'tayken bir pusulan varsa tebrikler, Kayboldun. | TED | لو أن لديك بوصلة على الزهرة أو المريخ، فهنيئًا لك؛ أنت تائه. |
Yolunu mu kaybettin? | Open Subtitles | أأنت تائه يابطل؟ |
"Umarım bir gün size borcumu ödeyebilirim". Ne oldu oğlum? Kayıp mı oldun? | Open Subtitles | أتمنى بأن أرد لك الجميل يوماً ما ما الأمر أيها الصغير، هل أنت تائه ؟ هل تريد اللعـب ؟ |
Ya da Kyle sadece, geçici bir eve ihtiyaç duyan Kayıp bir çocuktur. | Open Subtitles | أو أنه مجرد فتىً تائه بحاجة إلى بيت مؤقت |
Bir dahi ile Kayıp bir gezgin arasında kalmış yaşamında sabahları süt kasasının üstünde keman çaldığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بإنه يعزف على الكمان على صندوق اللبن عند شروق الشمس. مُعلقٌ مابين طفلٍ مُعجزة و مُتجولٌ تائه. |
Kayıp bir çocuğun peşinde koşmaktan daha önemli işlerimiz var. | Open Subtitles | لدينا أمرٌ أهم لنقوم بهِ، عن ملاحقة طفل تائه. |
Milenyum çocuğu işte, Kayıp nesil gibiler yani. | Open Subtitles | إنّه وقت عصيب لجميع من بعمره إنّهم أشبه بجيل تائه |
Evet, aslında, ben biraz kayboldum. | Open Subtitles | أجل فى الواقع أنا تائه قليلا فى هذه اللحظه و لدى 3 ساعات متبقيه |
Ben bir kez kayboldum, ama şimdi bulundum. | Open Subtitles | لقد كنت تائه يوماً .. لكنني وجدت نفسي الآن |
Şöyle düşünüyorsun: Şehirde kayboldum. Açım! | Open Subtitles | اسمع هذا، أنا تائه في المدينة وأشعر بالجوع |
Bu çocuk kaybolmuş, suçlu değil, Neden onu hapse koymak istiyorsunuz? | Open Subtitles | انه تائه و ليس مجرم لماذا تريد ان تضعه فى السجن؟ |
Bu çocuk kaybolmuş, belki annesi buradadır dedik. | Open Subtitles | هذا الولدِ تائه ونحن نَتسائلُ إذا أمِّه قَدْ تَكُونُ هنا |
- Bir turşu bulursam... - Henry, küçük bir çocuk kaybolmuş. | Open Subtitles | ليساعدك الرب اذا وجدت مخلل هينري لدي ولد صغير تائه |
Hey, Kayboldun mu dostum? Burası özel bir ter torbası. Şimdi defol. | Open Subtitles | أنت تائه ياصديقى إنها غدة عرقية خاصة |
Schaerbeek'de yolunumu kaybettin? | Open Subtitles | أأنت تائه في في سيوشيربيك؟ |
Kendi babasını kaybetmiş çocuğa vekil babalık yaptığından? | Open Subtitles | أو كونه الأب البديل للصبي تائه في البلده؟ |
Hayır, akrabalık yok. Benim de bütün ailem kayboldu. | Open Subtitles | كـلا ، لاصلة قرابه بيننا أنا عائلتي بأكملها تائه |
Baba, Garrett'ı gördüm, kendini kaybetti. | Open Subtitles | أبي لقد رأيت غاريت في الخارج و هو تائه |
Affedersiniz Şerif, yolunuzu mu kaybettiniz? | Open Subtitles | معذرة أيها المأمور، هل أنتَ تائه ؟ |
Hadi ama, 10 yıldır gölgelerde yaşıyordum tamamen kaybolmuştum, sen gelene kadar | Open Subtitles | بربك , لمدة 10 سنوات لقد كنت أعيش في الظلال ,حسناً تائه بالكامل بإستثنائك , موافقة ؟ |
Eğer bu senin çocuğun olsaydı, kaybolduğunu ve acı çektiğini bilseydin yardım etmek için her şeyi yapardın, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, إذا كان هذا طفلك, وكُنت تعرف انه تائه ويتألم |
Gülmelisin. Tamamen kendimi kaybettim. | Open Subtitles | يجدر بك الضحك فأنا تائه بشكل كامل عن كتابة |
Az önce gölgelerde kayboldunuz. | Open Subtitles | قبل لحظة كنت تائه في الظلام |
Buraya gelince de oda numarasını unutup kaybolmuşum numarası yaptım. | Open Subtitles | وعندما وصلت إلى هنا تظاهرت وكأننى تائه . ونسيت رقم غرفتك |