Ama o zamanlar, bize göre onların varlığı önemsiz bir değişkendi. | Open Subtitles | لكن في ذلك الوقت، لكنه أحس كلانا أحسسنا أنه شيء تافه |
önemsiz olman fikrini üzerine alınıyorduysan alınmamalısın, bunu bağrına basmalısın. | Open Subtitles | إن كنت تشعر بالإهانة لفكرة انك تافه بل اعتز بها |
Köprüler ya da onun gibi saçma sapan şeyler üzerine çekmek istemiyorum. | Open Subtitles | كما تعلمين، لا أريد عمل شيء تافه مثل الجسور أو ما شابه. |
küçük bir nokta hariç, ama Belki kayıt için istersin. | Open Subtitles | مجرد أمر تافه ولكن لعلك تود معرفته من باب العلم |
Bak sana ne diyeceğim, pislik, kurallarımı beğenmiyorsan buraya kadar gelip, koca beyaz popomu öpebilirsin. | Open Subtitles | سأخبرك بأمر تافه إن لم تحب نظامى تستطيع ان تأتى إلى هنا و تقبل مؤخرتى الكبيرة البيضاء |
berbat bir iş olduğunun farkındayım ama belki bana başka bir kapı açabilir. | Open Subtitles | اسمعي انا اعرف ان هذا العمل تافه لكنه ربما في الحقيقة يقود لشيئ |
Kardeşimin aptalca bir şakadan dolayı hapse gitmesine izin veremem! Olmaz! | Open Subtitles | لن أدع أخى الصغير يدخل السجن بسبب خطأ تافه.إن هذا مستحيل |
Sadece kendilerini düşünen kabarık dudaklı, şımarık, aptal sıskalar. | Open Subtitles | فاسدون، اغبياء، ورسومات تخطيطيه تافه مع شفاه مضخمه حيث يقكرون بفسهم فقط |
Hasta görünüyordu. Tüm söylediğim, "İnanıyorum ki bu çok önemsiz bir sorun." | Open Subtitles | إنك تبدو مريضاً ، و كل ما قلته أننى على صقة أنه شئ تافه |
önemsiz ve hayatı boyunca hiçbirşey olamamış bir adam. | Open Subtitles | تافه بسيط تماماً.. عجوز كان عبارة عن لا شيء طوال حياته. |
Onun uydularından biri bir yeşil ve önemsiz gezegen artık yok. | Open Subtitles | احد كواكبه كان اخضر اصبح كوكب تافه ، ميت الآن |
Ya öyle bir şey hiç yoktur, ya da o başka bir şeydir, bir bilgisayar programı ya da başka saçma bir şey, ama hiç bir şekilde bilimin bir parçası değil. | TED | إما الوعي ليس له وجود أو هو شيء آخر كبرنامج كمبيوتر أو شيء تافه آخر لكن في كل الأحوال الوعي ليس جزءاً من العلم |
- Atışı yapamayacağına 50 dolar. - saçma. | Open Subtitles | خمسون دولارً على أنك لن تدخلها كلامك تافه |
- küçük bir boynuzlu iblis, daha az bir balçık şeytan. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحا شيطان قليل الشأن ، شرير تافه عديم القيمة |
Ama sizler, bir mühendis ve ipsiz sapsız bir mankafanın icabına bakamadığınız için, üç yıldan fazladır şişedeki küçük gemicik gibiyim. | Open Subtitles | رؤيةالناس، لكن لأنكم يا رفاق لا تستطيعون أن تمسكوا بمهندس و محتال تافه لقد كنت كالسفينة في زجاجة لمدة 3 سنوات |
Ama hemen ardından ne kadar pislik olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | ثم اتذكر كم انت تافه أتريدى ان اقطع نفسى أمامك هنا؟ |
berbat! Aslını söylemek gerekirse, annem çoğu insanın saçma konuştuğunu söyler ve dinlemeye değmezmiş. | Open Subtitles | دعوني أقول لكم كل الحقيقة أمي تقول أن أكثر الناس يتكلمون كلام تافه |
Bu senaryonun gerçekçi olmadığını, son derece olağan dışı olduğunu veya aptalca olduğunu düşünebiliriz. | TED | يمكننا أن نقول أن هذا السيناريو غير واقعي، غير ممكن بتاتًا، أو أنه تافه. |
Ve aksini düşünen biri varsa, kendisi ilgisiz, aptal bir kişidir, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | هو جاهل , شخص تافه , حسناً ؟ في واقع الأمر |
basit bir hizmetkardan başka bir şey değilsin. Bana ne yapacağımı söyleyemezsin. | Open Subtitles | انت لست شيئ ألا خادم تافه أياك أن تملي عليّ ما أفعل |
Siz bu kadar değersiz ve pisken bunu daha nasıl katlanabilirim? | Open Subtitles | لا أعتقد انه يمكنني المواصله بهذا لانني اعتقد انه تافه وقذر |
boktan herifin tekisin. Kimse senin o minicik çükünle sikişmek istemez. | Open Subtitles | انت تافه جدا، ولا واحده ستقبل ان تنام معك بهذا العضو الصغير |
Sen zavallı... ikinci sınıf... sıkıcı, güçsüz, basit bir kopyacısısın. | Open Subtitles | أنت لست إلا شخص حزين فرز ثانى وممل , ومقلد تافه مريض بالعِنة |
Komite tarafından kurtarıldım ve Warwick'in esas bok çuvalı ortaya çıktı. | Open Subtitles | أنا محمية بواسطة الإتحاد وفي الحقيقة يبدو وارويك تافه كما هو. |
Patronunun ölümü gibi ufak şeylerin partiyi engellemesine izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يُمكن السماح لشيءٍ تافه مثل وفاة رئيسكِ بإعتراض الإحتفال. |
herif seni bottan çıkarıp, buraya getirdi, şimdi onu da mı s.keceksin ? | Open Subtitles | الآن تريد أن تخذله بعد أن أخرجك من قارب تافه ؟ |
Bir parça ana kuzusu, bir parça aşağılık biri gibi. | Open Subtitles | إنه كما لو كان جزء من ولد أُمّه، جزء تافه. |