"تافه" - Traduction Arabe en Turc

• önemsiz
• saçma
• küçük
• pislik
• berbat
• aptalca
• aptal
• basit
• değersiz
• boktan
• zavallı
• bok
• ufak
• herif
• aşağılık

Ama o zamanlar, bize göre onların varlığı önemsiz bir değişkendi.
لكن في ذلك الوقت، لكنه أحس كلانا أحسسنا أنه شيء تافه

önemsiz olman fikrini üzerine alınıyorduysan alınmamalısın, bunu bağrına basmalısın.
إن كنت تشعر بالإهانة لفكرة انك تافه بل اعتز بها

Köprüler ya da onun gibi saçma sapan şeyler üzerine çekmek istemiyorum.
كما تعلمين، لا أريد عمل شيء تافه مثل الجسور أو ما شابه.

küçük bir nokta hariç, ama Belki kayıt için istersin.
مجرد أمر تافه ولكن لعلك تود معرفته من باب العلم

Bak sana ne diyeceğim, pislik, kurallarımı beğenmiyorsan buraya kadar gelip, koca beyaz popomu öpebilirsin.
سأخبرك بأمر تافه إن لم تحب نظامى تستطيع ان تأتى إلى هنا و تقبل مؤخرتى الكبيرة البيضاء

berbat bir iş olduğunun farkındayım ama belki bana başka bir kapı açabilir.
اسمعي انا اعرف ان هذا العمل تافه لكنه ربما في الحقيقة يقود لشيئ

Kardeşimin aptalca bir şakadan dolayı hapse gitmesine izin veremem! Olmaz!
لن أدع أخى الصغير يدخل السجن بسبب خطأ تافه.إن هذا مستحيل

Sadece kendilerini düşünen kabarık dudaklı, şımarık, aptal sıskalar.
فاسدون، اغبياء، ورسومات تخطيطيه تافه مع شفاه مضخمه حيث يقكرون بفسهم فقط

Hasta görünüyordu. Tüm söylediğim, "İnanıyorum ki bu çok önemsiz bir sorun."
إنك تبدو مريضاً ، و كل ما قلته أننى على صقة أنه شئ تافه

önemsiz ve hayatı boyunca hiçbirşey olamamış bir adam.
تافه بسيط تماماً.. عجوز كان عبارة عن لا شيء طوال حياته.

Onun uydularından biri bir yeşil ve önemsiz gezegen artık yok.
احد كواكبه كان اخضر اصبح كوكب تافه ، ميت الآن

Ya öyle bir şey hiç yoktur, ya da o başka bir şeydir, bir bilgisayar programı ya da başka saçma bir şey, ama hiç bir şekilde bilimin bir parçası değil.
إما الوعي ليس له وجود أو هو شيء آخر كبرنامج كمبيوتر أو شيء تافه آخر لكن في كل الأحوال الوعي ليس جزءاً من العلم

- Atışı yapamayacağına 50 dolar. - saçma.
خمسون دولارً على أنك لن تدخلها كلامك تافه

- küçük bir boynuzlu iblis, daha az bir balçık şeytan.
هذا ليس صحيحا شيطان قليل الشأن ، شرير تافه عديم القيمة

Ama sizler, bir mühendis ve ipsiz sapsız bir mankafanın icabına bakamadığınız için, üç yıldan fazladır şişedeki küçük gemicik gibiyim.
رؤيةالناس، لكن لأنكم يا رفاق لا تستطيعون أن تمسكوا بمهندس و محتال تافه لقد كنت كالسفينة في زجاجة لمدة 3 سنوات

Ama hemen ardından ne kadar pislik olduğunu hatırlıyorum.
ثم اتذكر كم انت تافه أتريدى ان اقطع نفسى أمامك هنا؟

berbat! Aslını söylemek gerekirse, annem çoğu insanın saçma konuştuğunu söyler ve dinlemeye değmezmiş.
دعوني أقول لكم كل الحقيقة أمي تقول أن أكثر الناس يتكلمون كلام تافه

Bu senaryonun gerçekçi olmadığını, son derece olağan dışı olduğunu veya aptalca olduğunu düşünebiliriz.
يمكننا أن نقول أن هذا السيناريو غير واقعي، غير ممكن بتاتًا، أو أنه تافه.

Ve aksini düşünen biri varsa, kendisi ilgisiz, aptal bir kişidir, anlaşıldı mı?
هو جاهل , شخص تافه , حسناً ؟ في واقع الأمر

basit bir hizmetkardan başka bir şey değilsin. Bana ne yapacağımı söyleyemezsin.
انت لست شيئ ألا خادم تافه أياك أن تملي عليّ ما أفعل

Siz bu kadar değersiz ve pisken bunu daha nasıl katlanabilirim?
لا أعتقد انه يمكنني المواصله بهذا لانني اعتقد انه تافه وقذر

boktan herifin tekisin. Kimse senin o minicik çükünle sikişmek istemez.
انت تافه جدا، ولا واحده ستقبل ان تنام معك بهذا العضو الصغير

Sen zavallı... ikinci sınıf... sıkıcı, güçsüz, basit bir kopyacısısın.
أنت لست إلا شخص حزين فرز ثانى وممل , ومقلد تافه مريض بالعِنة

Komite tarafından kurtarıldım ve Warwick'in esas bok çuvalı ortaya çıktı.
أنا محمية بواسطة الإتحاد وفي الحقيقة يبدو وارويك تافه كما هو.

Patronunun ölümü gibi ufak şeylerin partiyi engellemesine izin veremezsin.
لا يُمكن السماح لشيءٍ تافه مثل وفاة رئيسكِ بإعتراض الإحتفال.

herif seni bottan çıkarıp, buraya getirdi, şimdi onu da mı s.keceksin ?
الآن تريد أن تخذله بعد أن أخرجك من قارب تافه ؟

Bir parça ana kuzusu, bir parça aşağılık biri gibi.
إنه كما لو كان جزء من ولد أُمّه، جزء تافه.