| -Gitmesi gerekmezdi. -Teşekkür ederim hayatım. Sen de çok iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | ليس عليها ان تذهب شكراً يا عزيزي, تبدو بحالة جيدة ايضاً |
| İyi görünüyorsun. Ağız kenarları biraz kırışık ama yaşlı bir adam için hiç fena değil. | Open Subtitles | أنت تبدو بحالة جيدة يوجد الكثير من التجاعيد على وجهك ليس سيئاً بالنسبة لرجل مسن |
| Evet, iyi görünüyorsun. Ama bir şeye vuramazsın. | Open Subtitles | نعم ، تبدو بحالة جيدة أنت لن تضرب أي شيء |
| Sana yalan söylemeyeceğim - ...çok iyi görünmüyorsun ama başaracaksın. | Open Subtitles | . أنا لن أكذب عليك . أنت لا تبدو بحالة جيدة . لكن تستطيع ان تفعل ذلك |
| Aklımı başıma alıyorum. İyi gözüküyorsun. | Open Subtitles | يبقيني متواضعاً تبدو بحالة جيدة |
| Berbat görünüyorsun. Ne oldu? | Open Subtitles | مرحباً , تبدو بحالة سيئة ما الذي حصل لك ؟ |
| Çok iyi görünüyorsun. Nasıl bari biraz iş gördün mü? | Open Subtitles | تبدو بحالة جيدة هل حصلت علي بعض الإثارة ؟ |
| İyi görünüyorsun, söyleyeyim. | Open Subtitles | حسناً، عليّ القول بأنكَ تبدو بحالة جيّدة |
| İnternette nerelere girdiğimi gösterdikten hemen sonra. Berbat görünüyorsun. | Open Subtitles | بعد ان اخبرتها كيف تتفحص تاريخ صفحات الانترنت خاصتى انت تبدو بحالة سيئة |
| Berbat görünüyorsun. Dün gece ne yaptın? | Open Subtitles | تبدو بحالة فظيعة ماذا فعلتَ ليلة البارحة؟ |
| Yanlış anlama ama berbat görünüyorsun. | Open Subtitles | لا تفهمني بشكل خاطئ، لكنّك تبدو بحالة مزرية. |
| Harika görünüyorsun. Her neyse, istediğin ruju hazırladım. | Open Subtitles | تبدو بحالة جيّدة ، لقد أحضرت أحمر الشفاه الذي طلبته مني. |
| Bugün yeniden doğduğunu düşünürsek berbat görünüyorsun. | Open Subtitles | أتعلم, بالنسبة لمن ولد من جديد تبدو بحالة سيئة |
| Bok gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدو بحالة مزرية كيف تتوقع منى أن ابدو ؟ |
| Kötü görünüyorsun. Hasta mısın? | Open Subtitles | تبدو بحالة سيئة ,هل حدث لك مكروه؟ |
| Çok iyi görünüyorsun. Savaş sana yaramış. | Open Subtitles | تبدو بحالة جيدة الحرب ملائمة لك |
| İyi görünmüyorsun. Sana bir bardak su getireyim... | Open Subtitles | لا تبدو بحالة جيّدة دعني أحصل لك على كأس من الماء |
| Neden ben kullanmıyorum, sen pek iyi görünmüyorsun. | Open Subtitles | لم لا تتركني أقود أنك لا تبدو بحالة جيدة |
| Bok gibi gözüküyorsun. | Open Subtitles | تبدو بحالة سيئة |
| Biri Nicole'u vurdu ve kötü gözüküyor, Davis. | Open Subtitles | شخص ما أطلق النار عليها وهي تبدو بحالة سيئة |
| Hayır kapılmamıştın. Kapıldım. Gerektiğinden fazla güzel görünüyordu. | Open Subtitles | لقد شككتُ بها، فقد كانت تبدو بحالة ممتازة جداً لا ينبغي لأي زوجة التألق بجنازة زوجها |
| Berbat görünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنظر، تبدو بحالة مزرية |
| Siz hiç iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | يا ، زميل، أنت لا تبدو بحالة جيدة |