"تتحدثان" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşuyorsunuz
        
    • konuşuyordunuz
        
    • bahsediyorsunuz
        
    • konuşurken
        
    • konuşun
        
    • konuştunuz
        
    • Siz
        
    • konuştuğunuzu
        
    • konuşuyor
        
    • konuşuyorsun
        
    • diyorsunuz
        
    • bahsediyorsun
        
    • bahsediyordunuz
        
    • konuşursunuz
        
    • konuşmanız
        
    Çok sesli konuşuyorsunuz. Hiçbirşey anlamıyorum. You're so loud I can't understand anything. Open Subtitles أنتما تتحدثان بصوت مرتفع لا أستطيع فهمكما
    Benim yaptığım bir şeyden kaynaklandığını düşünüyorsan yanılıyorsun. Saçmalık. Siz ikiniz ne hakkında konuşuyorsunuz? Open Subtitles أنتي تسيئين الفهم لو اعتقدت أن لي أي علاقة بهذا عم تتحدثان ؟
    İlişkiniz hakkında konuşuyordunuz ama o kız sen de erkektin! Open Subtitles إذن، استمرا كنتما تتحدثان عن علاقتكما لكنه الفتاة وأنت الشاب
    Ondan bahsediyorsunuz, değil mi? Open Subtitles هذا هو الذي كنتما تتحدثان عنه أليس كذلك؟
    Ne zaman ilişki yaşadığım iki güzel kadını birbiriyle konuşurken görsem hep aynı fantaziyi kurarım. Open Subtitles عندما أرى امرأتين جميلتين خضت معهما علاقة حميمة تتحدثان معاً يراودني حلم اليقظة ذاته
    biraz geyik eti yiyip benim zam işini konuşun. Open Subtitles و تجربان بعض الغزال و تتحدثان عن زيادة مرتبي
    - Ne hakkında konuşuyorsunuz? - J.D. nin bir... Şimdiden sıkıldım. Open Subtitles وبالمناسبة مازلت أرى في هذا الكلام مديحاً مالذي تتحدثان عنه؟
    Siz, birbirinizi, olduğu gibi kabul etmekteki yetersizliğiniz üzerine konuşuyorsunuz. Open Subtitles أنتما تتحدثان عن عدم مقدرتكما على تقبل بعضكما لما أنتما عليه
    Leonard, çiftleştikten sonra ikiniz ne konuşuyorsunuz yahu? Open Subtitles لينورد, ما الذي تتحدثان عنه أنتما الاثنين بعد الجماع؟
    Ben daireden çıktıktan sonra arkamdan ne konuşuyordunuz? Open Subtitles مالذي كنتما تتحدثان بشأنه عندما غادرتُ أنا الشرطة؟
    Afedersiniz kulak misafiri oldum-- çikolatalı süt hakkındamı konuşuyordunuz? Open Subtitles آسف, لقد سمعتكما صدفةً أكنتما تتحدثان عن اللبن بالشيكولاتة؟
    Hiçbir yere gitmiyorsun. Jerry'yle ne konuşuyordunuz? Hiçbir yere gitmiyorsun. Open Subtitles إنك لن تذهب لأى مكان عن ماذا كنتما تتحدثان أنت وأخى جيرى؟
    Birbirinizi kabullenme yetersizliğinizden bahsediyorsunuz. Open Subtitles أنتما في الحقيقة تتحدثان عن عدم قدرتكما لتقبل بعضكما الآخر
    Sizin sınıftaki, sizden başka tek siyahi kızdan mı bahsediyorsunuz? Open Subtitles هل تتحدثان عن الفتاة السوداء الوحيدة غيركما في الصف؟
    Sizi tekrar konuşurken görmek güzel. Open Subtitles حسنا , من الجيد معرفة انكما تتحدثان مرة اخرى
    Bak, İkinizi, Payne'in karısının, ne kadar çok, çocuk istediğini konuşurken dinledim. Open Subtitles انظري سمعتكما تتحدثان عن مدى رغبة زوجة باين في الأطفال
    biraz geyik eti yiyip benim zam işini konuşun. Open Subtitles و تجربان بعض الغزال و تتحدثان عن زيادة مرتبي
    Bütün gece konuştunuz, değil mi? Open Subtitles لا لم تفعلي لقد بقيتما طوال الليل تتحدثان أليس كذلك؟
    Evet, ve dürüst olmak gerekirse Siz ve oğlunuzun konuşması ve halletmesi gereken bazı konular var. Open Subtitles أجل وحتى أكون صريحة أعتقد أنه هناك قضايا يجب أن تتحدثان بها
    Sadece "havadan sudan" konuştuğunuzu hiç zannetmiyorum. Open Subtitles لا أظن أنكما تتحدثان عن الأشياء المعتادة
    Diğerine çamur atmak için konuşuyor gibisiniz ikiniz de. Open Subtitles أنتما تتحدثان كأنّ الأخر شخص مجنون ومعتوه.
    Madem o kadar utanç vericiydi, neden bu konuda konuşuyorsun? Open Subtitles إذا كان الأمر محرجاً لماذا تتحدثان عنه ؟
    Aigoo, Doktor Park Si On hakkında ne diyorsunuz, neden Park Si On doktor yüzünden ortalık karışık olsun ki? Open Subtitles اعلم انكما تتحدثان عن الطبيب بارك شي اون ما الذي تقصدينه بأنه يسبب كل انواع المشاكل هنا؟
    - Şeytandan mı bahsediyorsun? Open Subtitles ما الذي تتحدثان عنه ؟ كائن شيطاني ؟
    İkiniz insanları zehirlemekten bahsediyordunuz. Çaresizce bir konuşmaydı, gerçek bir plan bile değildi. Open Subtitles أنتما الاثنان كنتما تتحدثان عن تسميم الناس
    Ama karın gelir, yiyecek getirir, sana yemek pişirir, konuşursunuz. Open Subtitles المتعة، هو أن تجيء زوجتك، وتجلب معها الطعام، بإمكانها أن تطهو لك، تتحدثان لبعضكما.
    Gülüşünüz benziyor. konuşmanız benziyor. Konuşma şekliniz aynı. Open Subtitles تضحكان بنفس الطريقة، تتحدثان بنفس الطريقة لديه نفس لهجتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more