"تتداخل" - Translation from Arabic to Turkish

    • müdahale
        
    • engel
        
    • çakışır
        
    • karışıyor
        
    • üst üste
        
    Bilgisayarlara veya elektrikli cihazlara müdahale yok. TED لا تتداخل مع الحواسيب أو الأجهزة الكهربائية.
    insanlik tarihine müdahale etmen yasak. Open Subtitles ممنوع عليك أن تتداخل مع تاريخ هؤلاء البشر
    Yeni sorumluluklarının okumana engel olmadığı görmek güzel. Open Subtitles من الجيد رؤية أن مسئولياتك المالية الجديدة لا تتداخل مع القراءة
    - Polis vardiyaları çakışır böylece merkezde hep birileri olur. Open Subtitles لماذا ذلك ؟ حسنا , تتداخل دوريات الشرطة
    Bu doğru olamaz. Elektro manyetik alan karışıyor. Open Subtitles لا يُمكن أن يحدث ذلك المجالات المغناطسية تتداخل
    İç içe yerleştirilebilecek, üst üste konulabilecek ve dijital hale dönüştürülebilecek şeyler isteriz. TED نحتاج أشياء تتداخل وتتراص، وأن نؤتمت العمل
    çünkü rayon türevleri ve diğer erkek-yapımı lifler müdahale edilebilir. Open Subtitles لأن مشتقات الحرير والأنسجة اليدوية الأخرى يمكن أن تتداخل مع...
    O emirler küçük işletmelere müdahale etmekten başka bir işe yaramıyor. Open Subtitles كل هذة الاشياء تتداخل مع الأعمال التجارية الصغيرة
    Gemicilik, askeri sonar, su altı inşaatı ve petrol için yapılan sismik araştırmalar daha sık meydana geliyor ve bu da balinanın iletişimine müdahale edebiliyor. TED فإن ركوب القوارب والسونار العسكري والبناء تحت الماء والمسوحات الزلزالية لاستخراج النفط كلها تحدث بشكل متكرر أكثر، مما قد تتداخل مع اتصالات الحيتان.
    Boyutlar arası radyo aracılığıyla birbirinizle konuşup bir plan yapabiliyorsunuz, fakat robotun ışınlanma teknolojisi robot ortaya çıktığında, bütün iletişim girişimlerine müdahale edecek. TED بينما تستطيعون الحديث مع بعضكم الآن من خلال الراديو متعدد الأبعاد وتتفقون على خطة، تكنولوجيا النقل الآلي للروبوت سوف تتداخل مع جميع المحاولات في الاتصالات بمجرد وصوله.
    Aynı şekilde Yaratıcı'ya da müdahale ediyorsunuz. Open Subtitles أنت تتداخل مع الخالق في نفس الأسلوب
    Durum çok ciddi olmadığı sürece müdahale etme. Open Subtitles لا تتداخل ما لم يكن الموقف حرج.
    Bu ittifaka, önyargıların veya politikanın engel olmasına izin vermemenizi rica ediyorum. Open Subtitles أتوسل إليكم أن تتخلوا عن التحامل أو السياسات، والتي تتداخل مع هذا التحالف.
    Delirmiş olma ihtimalim benim dinlenmeme engel oluyor. Open Subtitles امكانية اصابتي بالجنون تتداخل مع قدرتي على الراحة
    Meyan kökü glycyrrhizin içeriyor, o da böbrek aktivitesine engel olur. Open Subtitles وعرق السوس يحتوي على خلاصة العرقسوس والتي يُمكن أن تتداخل مع وظيفة الكلى.
    Yapıyorum, ama bazen görevlerimiz çakışır. Open Subtitles هذا صحيح ، لكن كثيراً ما تتداخل أعمالنا
    Gruptakilerin duyguları birbirine o kadar karışıyor ki bunların dışında kalmak seni kahraman yapıyor. Open Subtitles هذه المجموعه تتداخل مشاعرها معاً في الآزمات أنت بطل نوعاً معا بسبب عدم تورطك معهم
    Ses çıkaran çubuklar, yunusbalıklarının radarına karışıyor. Open Subtitles القضبان الصوتيه تحت سطح الماء تتداخل مع سونار الدولفين .
    Daha büyük bir resmin parçası gibi muhtemelen üst üste gelmiş iki çizimden. Open Subtitles يبدو كأنه جزء من صورة اكبر ربما تتداخل بين رسمتين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more