Acımasızca benimle iki kere yattın ve beni hiç aramadın. | Open Subtitles | لقد عاشرتني بلا هوادة مرتين ولم تتصلي بي مرة واحدة |
Eğer iyiyse, nasıl oldu da sen onu hiç aramadın? | Open Subtitles | لو كان بهذه الجودة كيف لم تتصلي به لنفسك |
Eğer mobilimden ulaşmak istemiyorsan, o zaman mobilimden arama sen de. | Open Subtitles | إن لم تريدي أن تتكلمي معي على النقال، لا تتصلي عليه. |
Verileri transfer etmek üzere, güvenilir bir hattan kendisini aramanı istiyor. | Open Subtitles | يريدك أن تتصلي به على خط آمن حتى يستطيع تحميل البيانات |
Bu mesajı alır almaz beni araman çok önemli. Teşekkürler. | Open Subtitles | من المهمّ للغاية أن تتصلي بي حالما تصلكِ هذه الرسالة، شكرا. |
Durusmaya ara verilince ordunun psikiyatrna telefon et. | Open Subtitles | حالما ناخذ استراحة يجدر بك ، ان تتصلي بطبيب الجيشِ النفساني. |
Sana net bir şekilde arayıp teyit et dememiş miydim? | Open Subtitles | ألم أقل لك بوضوح أن تتصلي و تأكدى الامر ؟ |
Bütün bu olanların o-yüzden olduğunu söylemek için aramadın, değil mi? | Open Subtitles | إنكِ لم تتصلي لإخباري بهذا لابد أنَّ هذه المشاكل بسبب أحد الذين تعرفينهم جيّداً، أليس كذلك؟ |
Beni aramadın! | Open Subtitles | لم تتصلي بي كنت أتساءل ممكن نخرج سوا نشوف فيلم أو نتمشي |
Neden buradan aramadın da telefon kartından aradın? | Open Subtitles | لماذا لم تتصلي من هنا؟ لماذا اتصلتِ باستخدام بطاقة هاتفية؟ |
Otuz üç cevapsız arama? Ve sen bir kere bile aramadın mı? | Open Subtitles | ثلاثة وثلاثون مكالمة ولا تستطيعين أن تتصلي به مرة واحدة |
Eve dönmeye karar verdiğinde... ..ve aradığını bulamadığında... ..bunun acısını senden çıkartmaya kalkarsa... ..sakın beni arama. | Open Subtitles | وعندما أخيراً سيقرر العودة للمنزل برأسه اليابس الميت ويستمر بضربك حتى حدود المقاطعه حينها لا تتصلي بي |
Bak, üçle beş arası arama, çok meşgul oluyorum, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي، لا تتصلي بين الساعة الثالثة والخامسة، لأني أنشغل حينها |
Neyse. Bir daha bu oteli arama. | Open Subtitles | على أي حال، إياكِ أن تتصلي بذلك الفندق ثانيةً |
Yani, onlar imkansızlaşırlarsa, beni aramanı istiyorum. | Open Subtitles | أقصد, إذا كانوا غير مُحتملين, أريدكِ أن تتصلي بي |
Gece bir yerde kaldığında, sabah ilk iş evi araman gerekiyor. | Open Subtitles | عندما تنامي خارج المنزل, من المفترض أن تتصلي بنا في الصباح أولاً |
Polisi arama, tamam mı? Bu adamı ara. F.B.I.'dan. | Open Subtitles | لا تتصلي بالشرطة فقط اتصلي بهذا الرجل من الاف بي اي |
Ayrıca Başkanı arayıp köşkün ve yazlığın hazır olduğundan emin olmanı istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أيضًا أن تتصلي بالخدم لتتأكدي أنهم جهّزوا المنزل وكذلك كوخ الشاطئ |
Bence aramalısın, ASU'ya gitmeye karar verdiğini bilmeli. Onay mektubunu gönderdin, değil mi? | Open Subtitles | ينبغي أنْ تتصلي به, دعيه يعرف انك استقريتِ بجامعة آريزونا |
Şu aramayı çabuk yap. Niye baştan çıkartacağını söyleyip aramıyorsun? | Open Subtitles | هذا الحديث عن الإتصال، قومي بهِ بسرعة لماذا لم تتصلي بعدما قلتي أنكِ سوف تقومي بإغرائي؟ |
Bir daha ailemden biriyle konuşmak istediğinizde ilk önce bana haber verirseniz sevinirim. | Open Subtitles | سأقدّر لكِ إن رغبتِ بالمرّة المقبلة مخاطبة أحد أفراد عائلتي، أن تتصلي بي |
telefon şirketinden birini bul ve beni en son kimin aradığını öğrenmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتصلي بشركة اللاسلكي و اجعليهم يكتشفون من أجرى آخر اتصال بي |
Lütfen 6:00 ile 8:00 arasında aramayın, çünkü genellikle... 6:00 ile 8:00 dedin, değil mi? | Open Subtitles | لكن رجاءً لا تتصلي بين السادسة و الثامنة لأن عادة قلت السادسة و الثامنة, أليس كذلك؟ |
Tehlikede olduğunuzu hissettiyseniz polisi neden aramadınız? | Open Subtitles | إن شعرت أنك كنت في خطر لمَ لم تتصلي بالشرطة؟ |
Bir yıldan uzun bir süredir ortalarda yoksun ve şimdi de beni polisin erkek arkadaşını tutukladığı hikâyesiyle arıyorsun. | Open Subtitles | تختفين لأكثر من عام ثم تتصلي بي لتخبريني تلك القصه عن الشرطه التي اعتقلت صديقكِ |
Çünkü o zaman arar ve mesaj bırakabilirsin. | Open Subtitles | حتى يمكنكِ أن تتصلي بيّ وتتركي ليّ رسالة |
Babamı arayın da, bekâr bir anne olacağım için bağırıp dursun. | Open Subtitles | تستطيعين بأن تتصلي بوالدي حتى يصيح بي لأنني لست أم حذرة |