Yapacak çok işin var gibi. Ancak oldukça iyi başa çıkıyor görünüyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنكِ لديك الكثير لتعملين عليه لكن يبدو أنكِ تتعاملين معه بخير. |
Murray, sorununla kendini mahvederek başa çıkmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | ربما تتعاملين مع المشكلة بأساليب التدمير الذاتي |
Aslında, asıl senin kiminle uğraştığın hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | في الحقيقة لا، أنتِ لا تملكين فكرةً عمّن تتعاملين معه |
Peki, hakkında olumlu ya da olumsuz bir şeyler hissettiğin bir iş arkadaşınla nasıl baş edersin? | Open Subtitles | كيف تتعاملين إذاً مع زميل تكنين له مشاعر إيجابية أو سلبية؟ |
İyi mücadele ettin ama kiminle uğraştığını hiç anlamadım. | Open Subtitles | عزيزتي, لقد ناضلتي جيداً ولكن ليست لديكِ أي فكره مع من تتعاملين |
Beraber olduğun bütün erkeklere böyle mi davranıyorsun? | Open Subtitles | هل تتعاملين بهذا الشكل مع كل مَن تواعدينه؟ |
Seni her gün korkunç şeylerle uğraşırken izledim; | Open Subtitles | رأيتكِ كل يوم تتعاملين مع أشياء مخيفة |
Beklediğimden çok daha iyi başa çıkıyorsun bununla. | Open Subtitles | أنتِ تتعاملين مع هذا الأمر أفضل بكثير مما كنتُ أتوقع |
Sen kendi hayatınla uğraşıyorsun. Ben kendiminkiyle. Hepsi bu. | Open Subtitles | أنت تتعاملين مع حياتك, وأنا أتعامل مع حياتي, وهذا جيد. |
Gerçi artık çok hasta bir adamla karşı karşıya olduğunun farkındasındır. | Open Subtitles | لكن يجب ان تعلمي بأنك تتعاملين مع رجل مريض جداً جداً |
Evet, düşünmüşüm ki, eğer yanında jelibon olursa bu günle başa çıkmak gerçekten daha kolay olur. | Open Subtitles | أجل , لقد كنت اشعر , بإنك قد تتعاملين بشكل افضل إذا اشتريت لكي بعض حلوى الهلام |
Patty gerçeklerle nasıl başa çıktığınızla ilgilenmez kendinizle nasıl başa çıktığınızla ilgilenir. | Open Subtitles | جيد باتي لا يهمها أن تراكِ وانتِ تتعاملين مع الحقائق انها تسعى لرؤيتك وانت |
Yani sende benimle nasıl başa çıkacağını bilmiyorsundur. | Open Subtitles | أعني، أنت لا تعرفين كيف تتعاملين معي أيضاً |
Bayan, kim olduğunuzu ya da, nereden geldiğinizi bilmiyorum ama açık ki kiminle uğraştığın hakkında en ufak bir fikrin yok. | Open Subtitles | آنستي، إنني لا أعرف مّنْ تكونين، أو من أين أتيتِ، لكن من الواضح أنكِ لا تملكين فكرةً عمَّن تتعاملين معه |
neyle uğraştığın hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | أنت من الواضح أنك لاتعلمينمع من تتعاملين. |
Aşkla, mesleğinle ve kendinle ilgili. Bununla nasıl baş ediyorsun? | Open Subtitles | عاطفياً، ومهنياً، وشخصياً كيف تتعاملين مع الأمر؟ |
Kişisel bir trajediyle uğraştığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعم، لقد إجتمعنا نعرف بأنّك تتعاملين مع مأساة شخصية |
Bir çeşit testmiş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتعاملين مع الموضوع وكأنه نوع من أنواع الاختبار. |
Jones gibi bir adamla uğraşırken akıllıca sorular soramazsın. Gerçekten. | Open Subtitles | لا يمكن أن تطرحي أسئلة عقلانية عندما تتعاملين مع رجل كـ(جونز). |
Burada tek normal sensin gibi. Nasıl başa çıkıyorsun? | Open Subtitles | أنت الشخص الطبيعي هنا كيف تتعاملين مع الأمر ؟ |
- Eve döndüğümde. O zamandan beri de bununla mı uğraşıyorsun? | Open Subtitles | كنتِ تتعاملين مع كل هذا منذ أتيتِ للوطن ؟ |
Kiminle karşı karşıya olduğunuzu bilmek istersiniz belki ben Quantrill'in Raider çetesindeydim. | Open Subtitles | سيدتي في حال كنتي تريدين معرفة من تتعاملين معه كنت منضم لعصابة كوانتري |
Söylemeliyim Luann, bunun üstesinden gerçekten harika bir şekilde geliyorsun. | Open Subtitles | يجب أن أقرّ بأنك تتعاملين مع الموقف ببراعة. |
O kapıdan girdiğinizi ve birden yüz farklı sorun ve sorumlulukla uğraştığınızı düşünün. | Open Subtitles | منذو دخولك مع باب العمل سوف تتعاملين مع مختلف المشاكل و المسؤوليات |