"تحبّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • sevdiğin
        
    • sevdiğini
        
    • seviyor
        
    • seviyorsun
        
    • hoşuna
        
    • sevdiğiniz
        
    • Beğendin
        
    • sevdiği
        
    • seviyorsan
        
    • onu seven
        
    • hoşlanıyor
        
    • hoşlanmıyor
        
    Bazen yalan sevdiğin birinin iyiliği için söylenmişse yanlış sayılmaz. Open Subtitles أحيانًا لا يكون الكذب إثمًا إذا كان لمصلحة أحد تحبّه.
    Yine de sevdiğin iş, define avcılığı olsa iyi olurdu. Open Subtitles لكن لكان من الجيّد لو أنّ ما تحبّه هو العثور على الذهب.
    Birini seviyorsan hayat, onu sevdiğini söylememek için çok kısa. Open Subtitles الحياة أقصر من أن لا تقول لشخص بأنّك تحبّه إن كنت كذلك.
    Onu senin sevdiğin kadar çok seviyor, daha fazla değilse bile. Open Subtitles هي تحبّه قدرما تحبّينه بالضّبط إن لم يكن أكثر
    Bunu seviyorsun değil mi seni haylaz? Open Subtitles أنت لا تحبّه لطيف، يعمل أنت، تزني قليلا؟
    Bu hoşuma gitmedi, kızımın da hoşuna gitmez. Open Subtitles لا أحب ذلك، كما لن تحبّه ابنتي.
    Bize kazıkları getirir... Yoksa sevdiğiniz herkese karşı savaş açarım. Open Subtitles أحضِر لنا الوتد، أو سأشن حربًا على كلّ امرؤ تحبّه.
    Ve sana, çok sevdiğin küçük yumurtalardan yaptım. Open Subtitles لقد أحضرت لك الكثير من هذا البيض الذي تحبّه كثيراً
    sevdiğin kişiye karşı şefkatli, nazik ve saygılı olmalısın. Open Subtitles ينبغي أن تكون رقيقاً وعطوفاً وتحترم الشخص الذي تحبّه
    sevdiğin bir şeyi veya birlikte olmak istediğin birini düşün. Open Subtitles أن تفكّر في شيء تحبّه أو شخص تريد أن تكون معه
    sevdiğin bir şeyi veya birlikte olmak istediğin birini düşün. Open Subtitles أن تفكّر في شيء تحبّه أو شخص تريد أن تكون معه
    Yemeğini paketledim. Danimarka pastası var tam da sevdiğin gibi kuru üzümlerini çıkardım içinden. Open Subtitles الطعام الدانماركيّ فيه و انتقيتُ الزبيب كما تحبّه.
    sevdiğin biri tarafından kalbinin kırılmasının neler hissettirdiğini anlamanı beklemiyorum çünkü bunu hissedecek bir kalpten yoksunsun. Open Subtitles ليس أنّي أطلب منكَ أن تتفهم كيف أشعر عندما يكون قلباً محطّما من طرف شخصٍ تحبّه لأنَّ هذا سيتطلّب أن يكون لكَ قلب.
    Beraber yaşadığın sevdiğini söylediğin biri olarak soruyorum. Open Subtitles بل أطلبه منكَ بصفتي شخص يقيم معكَ، شخص قلتَ إنّكَ تحبّه
    Bak, dostum, bu eğer senin için gerçekten önemliyse git ve sevdiğini söyle ona. Open Subtitles اسمع يا صاحبي، إن كان الأمر يقلقكَ فعلاً، فأخبره أنّك تحبّه و حسب.
    Onu lider olarak seçmezdim ama burayı bu hâle getiren kişi o. Çoğu kişi de onu seviyor. Open Subtitles لكنّه ساعد على جعل هذا المكان كما هو حاليًا، والناس تحبّه.
    Ve herşeye rağmen sen onu seviyor ve büyütüyorsun. Open Subtitles وأنت يجب أن تحبّه ويرفعه... بالرغم من كلّ شيء.
    Çünkü, sevdiğin her şeyi çok seviyorsun. Open Subtitles لأنّ كلّ شيء تحبّه أنت تحبّه كثيرًا جدًا
    Umarım hoşuna gitmiştir,çünkü alacağın son koku bu olacak. Open Subtitles آمل أنّك تحبّه, لأنه آخر شّيء ستشمه..
    Çok sevdiğiniz birini rüyanızda gördüğünüz anlar gibi. Open Subtitles مثل عندما تستيقظ من الحلم وحولك شخصٌ ما تحبّه كثيراً
    Beğendin mi? - Evet. Open Subtitles هل تحبّه نعم.
    En azından annemin sevdiği bir şeyi yaparak ölürüm ama. Open Subtitles لكن على الأقل سأموت وأنا فالعةٌ شيءٌ أمّي كانت تحبّه.
    İyi bir işi var ve onu seven bir karısı, ve doğacak bir bebeği. Open Subtitles لديه وظيفة جيدة، وزوجة تحبّه وطفل في الطريق إليه
    Jules da ondan hoşlanıyor ve şimdi benden nefret ediyor. Open Subtitles حسناً، جولز تحبّه أيضاً و هي الآن تكرهني
    Kadınlar kestirmeyenlerden hoşlanmıyor. Kokusundan falan herhalde. Open Subtitles فا المرأة لا تحبّه عندما لا تقطعه . إنّه يجلب رائحة أو شيئاً من هذا القبيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more