"تحذيري" - Translation from Arabic to Turkish

• uyarmaya
• uyarı
• Uyarımı
• uyarmak
• uyarabilirdin
• uyarım
• uyardığınız
• uyarıma
• uyarıldım
• uyarıyorum
• uyarmışlardı

Evime gelip beni Brody konusunda uyarmaya çalıştın.
لقد ظهرتي في منزلي وحاولتي تحذيري من برودي

Emma yardıma ihtiyacı olduğu konusunda beni uyarmaya çalıştı.
ايما حاولت تحذيري بأنه بحاجة الى المساعدة

İçine eklediğin Wagner'ın giriş müziğinin bir uyarı etiketiyle gelmesine karar kıldım.
لقد قررت ان اقتراح واقنر يشملك يجب ان يأتي مع شريط تحذيري

Eğer buraya gelme Uyarımı dinlemeyeceğini bilseydim sana onları getirmeni söylerdim!
لو عرفت أنك ستتجاهل تحذيري من المجيىء إلى هنا، لكنت أخبرتك بجلبها

Dükkanda beni uyarmak istediğin başka bir ürünün var mı?
أهناك أي منتوج آخر في المتجر ترغب في تحذيري عنه؟

Beni uyarabilirdin ama gördüğüm kadarıyla sabırsızsın.
,أتستطيع تحذيري في المرة القادمة لكنك مستعجل, أستطيع القول

Bu, son uyarım!
هــذا تحذيري الأخير

You tried to warn me,Beni uyarmaya çalıştın ama ben dinlemedim... but I didn't listen, ve şimdi de kızlar günümüzü mahvetmiş oldum.
لقد حاولتِ تحذيري. ولكني لم أصغِ، والآن أفسدت ليلة الفتيات.

Biri beni uyarmaya çalışıyordu ama çok geçti.
احدهم كان يحاول تحذيري لكنه فات الاوان هذه المرة

Beni bu konuda uyarmaya çalışıyordu. Onu bu yüzden öldürdüler.
ذلك ما هي كانت يحاول تحذيري حول.

Onun hakkında pek çok kez beni uyarmaya çalıştın.
حاولت تحذيري حول العديد من أوقاتها.

Ama beni en çok etkileyen ısrarla beni uyarmaya çalışmandı.
ولكني كنت مندهشة جداً... من إصرارك على تحذيري

belki de bu şekiller beni, buna karşı uyarmaya çalışıyordur.
ربّما ذلك ما يحاول هذا النمط تحذيري منه

Albay, geçen Şubat ayında, Atlanta filosu başkumandanının erlerin disiplini kendi başlarına sağlamasına subaylarca göz yumulmamasını öğütleyen uyarı notu elinize ulaştı.
فبراير الماضي تلقيت تقرير تحذيري من القائد الأعلى لأسطول قاعدة المحيط الأطلنطي يحذر فيه قائلاً أن تهذيب الجنود

uyarı emri. Sekiz kişilik devriye Sen komuta edeceksin, Ray ikinci lider olacak.
امر تحذيري, ثمانية رجال في الدورية انت تقود وري سيتولى المراقبة

Dinleyin,özrümü kabul etmek zorunda değilsiniz ama Uyarımı dikkate almak zorundasınız.
لستِ مضطرّة لقبول اعتذاري لكنْ عليكِ قبول تحذيري

- Hiçbir zaman, Uyarımı dinlemedin. Bırak nasıI istiyorsa öyle yaşasın dedin.
أنت لم تسمع تحذيري أبداً سمحتَ لها بالقيام بما تريد

Ama senin beni uyarmak için gelmenden çok çok etkilendim
ولكنيكنتمندهشةجداً... من إصرارك على تحذيري

Neden beni uyarmadın? uyarabilirdin.
لماذا لم تحذريني كان يمكنكِ تحذيري

Size bir uyarım var, sabah saatlerinde deniz alçalacak.
أصبح تحذيري جزر في صباحا لك.

Siz beni yem konusunda uyardığınız için iyiliğinize karşılık veriyorum.
منذ أن حاولتما تحذيري عن الأفخاخ، أريد أن أعيد لكما المعروف.

Ne yazık ki Sozin'in uyarıma rağmen planını uyguladığını öğrendiğimde yıllar geçmişti.
لسوء الحظ, مرت العديد من السنوات قبل أن أعرف أن سوزن استمر في الإعداد لخطته بالرغم من تحذيري له

Dozu biraz azaltmam konusunda uyarıldım, ama biliyorsun, bu bir gelenek.
حسناً، تمّ تحذيري بالتلطّف، لكن قلتُ، كما تعلم؟ إنه تقليد، أليس كذلك؟

Bu parıltıların ışığında, sizi uyarıyorum.
"بالضوء المشع, هذا هو تحذيري"

Seninle ben olduğumuz sürece, senin hakkında uyarmışlardı beni.
وبقدر ما نعرف بعضنا، فقد تم تحذيري منكِ