Ne? Yine kıçını tekmeleyeceğimden mi korkuyorsun seni küçük fahişe? | Open Subtitles | هل تخشى من أن أجلد مؤخرتك مجدداً، أيها السافل الصغير؟ |
Eger bir daha öldürürsen mutsuz, aci dolu, yalniz bir hayat yasamaktan korkuyorsun. | Open Subtitles | أنت تخشى من العيش وأنت تعاني من الحزن و الوحدة إذا قتلت مجدداً |
Bo'yu geri getirmeliyiz. Güçlerinden korkuyor ve kendisini çok zorluyor. | Open Subtitles | يجدر بنا إعادتها، إنها تخشى استخدام قواها وقد عانت الكثير |
Bu mahalleye gece gelmekten korkuyor musun piç kurusu? | Open Subtitles | هل تخشى المجئ إلى هذا الحي ليلا أيها السافل؟ |
Bir kız çocuğunu annesiz yaşamakla karşı karşıya bırakmaktan korkmuyor musun? | Open Subtitles | ألا تخشى إخبار إبنة بأن عليها أن تواجه الحياة بدون أم؟ |
Kamuoyuna hiçbir şekilde güvenmiyorum o yüzden benim için korkma, Gail. | Open Subtitles | أنا لا أعول على الأى العام بطريقة أو بأخرى فلا تخشى شيئاً بشأنى |
- Düşecek ve yaralanacak diye korkuyorsun. Evcil hayvan değil bu. | Open Subtitles | أنت تخشى أن يتحطم ويؤذي نفسه، إنّه ليس حيواناً أليفاً حقيقياً. |
Bu firma için sorumluluk almaktan korkuyorsun, ve kendine bunu itiraf edemiyorsun. | Open Subtitles | إنكَ تخشى بأن تتولّى ، المسؤولية لهذهِ الشركة .ولن تعترف بذلك لنفسك |
Popülist milliyetçi hareketten korkuyorsun, çünkü ateşle oynarsan kontrol edemeyeceğini biliyorsun. | TED | تخشى نار داعمي القومية لانك تعلم بأن من يلعب بالنار لايمكنه السيطره عليها. |
Sebep babasına yaptıkların, bir gün anlamasından korkuyorsun... | Open Subtitles | أنت تخشى أن تكتشف الأمر يوماً ما لن تنال من ذلك |
Bunu iki gün önce yapmalıydın. Kendini savunmaktan mı korkuyorsun? | Open Subtitles | كان يجب عليك عمل ذلك قبل يومين هل تخشى الدفاع عن نفسك؟ |
Nedenini bilmiyorum. Zayıflayamazsa kovulacağından korkuyor. | Open Subtitles | لا أعرف,أظن أنها تخشى أن تفصل إذا لم ينقص وزنها |
Biliyor musun, bu prosedürden biraz korkuyor olabileceğini biliyorum, ama duyduğuma göre doku transferi diş çektirmek gibi bir şeymiş. | Open Subtitles | أعرف أنك ربما تخشى قليلاَ هذا الإجراء لكنني سمعت أن الزراعة مثل خلع الضرس تقريباَ |
Rianne biriyle evlendi, ondan hamile. Roger'e söylemeye korkuyor. | Open Subtitles | ريان تزوجت احدهم ، وهو والد طفلها وهي تخشى ان تقول لوالدها |
Hapse atılmaktan hiç korkmuyor musunuz? | Open Subtitles | انت لا ينبغى ان تخشى ان ترسل الى السجن الان |
korkma. Kasabamız bir felaketten kurtulmuştu ve ben misafir odası sabunu kokusuyla gelmiştim. | Open Subtitles | لا تخشى ، مدينتنا تخطت كوارث عدة، وخرجتُ منها سليماً برائحة عطرة |
(Gülme sesleri) DB: Yani sızıntılardan korktuğunu söylüyorsun. | TED | ديفيد: إذاً أنت تخشى تسريبَ المياه، أهذا ما تقصده؟ |
Ölümden veya acıdan, bir korkak olarak görülmekten korktuğun gibi korkmuyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تخشى الموت أو الألم، ليس بنفس طريقة كشف جُبنك |
Pek çok kişi yüksekten korkar. | Open Subtitles | لماذا تخشى المرتفعات ؟ كثير من الناس يخشون المرتفعات |
Tamam, bakalım doğru anlamış mıyım: Bütün bu parayı yasal olarak kazandın ama parayı eğlenceye harcamaya korktun öyle mi? | Open Subtitles | دعني أفهم بوضوح ، إذاً أنت حصلت على هذا المال قونونياً ، لكنك تخشى أن تستمتع به؟ |
Ülkemiz Soğuk Savaş'ı... bu silahları Amerikalılar'a karşı kullanmaktan korktuğu için kaybetti. | Open Subtitles | بلادنا خسرت الحرب الباردة لأنها كانت تخشى إستخدام هذه الأسلحة ضد الأمريكيين |
Sizin kendi yerinize gideceğinizden korktu herhalde. | Open Subtitles | لا خدم في المنزل وكانت تخشى أن تذهب لمنزلك مباشرةَ |
Uyanmaktan korkan rüya, hayal edemez asla. | Open Subtitles | انه حلم , تخشى ان تستيقض منه الذي لم يحصل على فرصة |
İnsanların uçma korkusu var, balıkların araba kullanma korkusu gibi. | Open Subtitles | الناس يخشون الطيران كما تخشى الأسماك القيادة |
Devletin bir gün kendisini tehlikeden korumak için, kendi amaçları uğruna canını almasından korkuyordu. | TED | هي تخشى أن الدولة قد تسلبها حياتها لأجل أهداف خاصة لتحمي الدولة نفسها من الخطر. |
Ama korkuyordun. Bana açılmaktan utanıyordun. | Open Subtitles | ولكنك كنت تخشى ذلك كنت تشعر بالخجل لتبوح لي |