"تخفى" - Translation from Arabic to Turkish

• saklıyorsun
• saklıyor
• saklamak
• saklama
• gizliyorsun
• sakladığını
• gizleme
• gizleyemez
• maskeliyor
• sakladığın

Genellikle değil, ama sen gösterdiğinden daha fazlasını içinde saklıyorsun.
عادة هو كذلك ولكنك تخفى اكثر مما تفصح منذ ظهورك

Hayır burada değil ama niçin benden saklıyorsun?
لا ليست هنا لكن لماذا كنت تخفى عنى هذا يا رجل؟

"Bir şeyler saklıyor olmalı," diye düşündüm ama ne olduğunu bana söylemedi.
لقد إعتقدت أن لابد أنها تخفى شيئاً .... لكنها لم تصارحنى به

Seni hala arkadaşlarından saklıyor mu?
هل لازالت تخفى أمر مواعدتها إِياك عن أصدقائها ؟

Kötü bir şeyler yapıyorsanız bunları saklamak zorlaşıyor.
من الصعب أن تخفى شيئا إذا كنت تعمل أشياء سيئة.

Asla duygularını gülümsemenin ardına saklama.
لا تحاول ان تخفى مشاعرك برسم الابتسامه على وجهك

Bence bir şeyler gizliyorsun.
لدى إحساس بأنك تخفى شيئاً عنى

Bayan Bristow'un sizden bir şey sakladığını mı düşünüyorsunuz? Merkezi Haber Alma Teşkilatı'ndan bir şey sakladığını mı?
هل تعتقد أن السيده بريستو تخفى شيئ عنك,عن المخابرات المركزيه ؟

Sonuç olarak yalan söylüyorsan , birşeyler saklıyorsun demektir.
وبما أنك تكذب علىَ،فأنت تخفى شىء ما

Kendini neden saklıyorsun?
لماذا تخفى نفسك ؟

"benim kalbimi çalan," "kendini benden saklıyorsun"
بعدما سرقت قلبى تخفى نفسك عنى

Ne saklıyorsun?
ماذا تخفى عنا ؟

Benden bir şeyler saklıyorsun.
تخفى عنى الحقائق

- Ne saklıyorsun, Jerry? Ne?
ماذا تخفى ياجيرى؟

Diyelim ki bir mahkûm bir kamera ya da bir telefon falan saklıyor.
أعتقد بأن هناك سجينة تخفى كاميرا أو هاتف خلوى أو شئ ما

Ve psikiyatri doktorunun boğazına tıkmak istediği... ilaçları bakıcıları vermeye her gelişinde... tabletleri dilinin altına saklıyor ve... doktorunun şart olarak gördüğü 75 miligramlık... kuvvetli ilaçların koca bir koleksiyonunu yapıyor.
لذا فى كل مرة تأتى فيها الممرضة مع ال75 مليجرام من ادويتك القوية وتحشرهم فى حلقها انها تخفى الاقراص اسفل لسانها وتحتفظ بهم يوم بعد اخر

Benimle konuşmuyor, her şeyi kendine saklıyor.
انها لا تتحدث معى تخفى اسرارها لنفسها

Sen de Martha Hala, hala boğazlı şeyler giyiyorsun... büyükbabamın asitlerinin boynunda açtığı yarayı saklamak için.
........ وأنتى ، عمة مارثا ، مازالت الياقة المرتفعة . تخفى الندبة التى أحرقهتا أحماض جدى ...

Sürekli olarak ağzınızdan bir şey kaçırmaktan korkmak duygularınızı size en yakın olması gereken insanlardan saklamak.
...بالطبع ستكون قلقاً من ان يفشى و تخفى مشاعرك من الناس ...الذى يفترض انهم اقرب الناس اليك...

Ackermann'dan bir şey saklama ve biyopsi yaptır.
"لا تخفى شئ على"أريك وسنكمل عملية أخذ العينة

Maureen. Büyük bir suçla ilgili kanıt gizliyorsun.
"مورين" ، انتِ تخفى دليل فى جريمه كبرى

Şimdi, bana Westmoreland'ın parasını nereye sakladığını söylüyorsun ya da bir tavuk gibi dikişlerini teker teker koparıyorum.
أنت ستخبرنى أين تخفى أموال ويستمورلاند أو سأقوم بقطعك مثل الدجاجه جزء جزء.

gönül meselelerini gizleme.
ان الامور العاطفيه لا تخفى فى القلب كالاسرار

Fakat bu onun mükemmel bir asker olduğu gerçeğini gizleyemez.
لكن لا يمكنك ان تخفى هذا مع جندى هائل مثله

Kız da aynı ötekisinin yaptığı gibi enerji sinyalini... - ...maskeliyor.
إنها تخفى دليل الطاقة خاصتها بطريقة ما مثلما فعل الريبليكيتور الاخر

Sana bir şeyler söylediğimi ve senin de bir şeyler sakladığın zamanı biliyorum.
أعرف أنه اخبرك بشىء وأعرف عندما تخفى شيئاً عنى