"تخيل أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayal edin
        
    • hayal etmek
        
    • olduğunu düşünün
        
    • düşünün ki
        
    • olduğunu hayal
        
    • olduğunu düşün
        
    • varsayın
        
    • olduğunuzu düşünün
        
    Beynimizin bir kısmının, bilinçaltımızı tanımladığımız mikroskobik boyutta bir merdiven içerdiğini hayal edin. TED تخيل أن سلما بحجم المجهر موجود بجزء من المخ والذي سنسميه العقل الباطن
    Şimdi, tüm ortamınızı sanal ve gerçek dünyalar arasında değiştirdiğinizi hayal edin. TED تخيل أن تضبط عالمك المحيط بك ليكون وسطاً بين الواقع والواقع الافتراضي
    İnsanların halen böyle düşündüğünü hayal etmek çok zor, özellikle burada. Open Subtitles يصعب تخيل أن هنالك من يفكر هكذا لا سيما هنا
    Bir şeyin oradan sağ çıkmasını hayal etmek zor. Open Subtitles من الصعب تخيل أن أي شيء يُمْكِنُ أَنْ يَعِيشَ خلال كُلّ هذا
    Düşünce şu: Uzayın, var olan her şeyin tabanı olduğunu düşünün. TED الفكرة تبدو كما يلي: تخيل أن الفراغ هو عبارة عن طبقات يتواجد عليها كل شي في الكون.
    Fakat düşünün ki çıkagelen sıradaki insan daha önce gördüğünüz herkesten TED لكن تخيل أن الشخص الذي يأتي لاحقا هو ممل ورهيب ومضجر فقط بشكل أقل بقليل،
    Birisinin her zaman yardım etmek isteyeceği bir kahramanı olduğunu hayal et. Open Subtitles تخيل أن لشخص بطل شخصي يريد مساعدته حقاً. لكن يظهر شخص جديد.
    Şimdi dişlerinin rahim olduğunu, maydanozun da yarı Çinli bir bebek olduğunu düşün. Open Subtitles و الان تخيل أن أسنانك هي رحم و البقدونس هو طفل نصف صيني
    Aniden dışlandığınızı hayal edin ağınızdaki hemen hemen herkes tarafından. Anneniz, babanız ve köpeğiniz haricinde tabii. TED تخيل أن تم حذفك من قائمة الاصدقاء بدون سابق انذار من كل الاشخاص الذين في شبكة اتصالك غير أمك، أباك وكلبك.
    Birinin telefonunuzu bazen elinizden aldığını hayal edin; günde bir kere veya iki kere ya da canı ne zaman isterse. TED وبعدها تخيل أن يتكرر هذا ويأتي شخص يأخذ منك الهاتف هكذا .. لا أعرف .. مرة كل يوم، أو مرتين كل يوم، بشكل عشوائي.
    Ketçap şişesinde çelik benzeri, katı bir kütle olduğunu hayal edin. TED تخيل أن عبوة الكاتشب مليئة بمادة صلبة كالفولاذ.
    Şimdi, sanal bir objenin sıcaklığını hissedebildiğinizi düşünün ya da daha iyisi, bir hologramı ittiğinizi ve onun da sizi eşit kuvvetle ittiğini hayal edin. TED تخيل أن تكون قادراً أن تشعر بحرارة جسم افتراضي، أو الأفضل من ذلك، تخيل أن تستطيع دفع رسم مجسم ويقوم الرسم بدفعك أيضا بقوة مماثلة.
    Teşhise gücünüzün yetebiliyorken tedaviye yetmediğini hayal edin. TED تخيل أن تتمكن من تحمّل تكلفة التشخيص دون العلاج.
    Birileriyle birlikte olmayı hayal etmek kolaydır. Open Subtitles أعني, انه من السهل تخيل أن تكون مع شخص آخر
    Dünyanın dinazorları tanımadığı bir zamanı hayal etmek zor. Open Subtitles من الصعب تخيل أن هنالك فترة لم يكن للعالم أدنى فكرة عن وجود الديناصورات
    hayal etmek imkansız çocuklar nükleer savaş hakkında rüya görmeyi bırakacak, ve küresel ısınma hakkındada. Open Subtitles أنه من الممكَن تخيل أن.. الأطفال سيتوقفون عن الحُلم بشأن حرب نوويَة و بشأن كوابيس الطقسَ
    Son tarihi yakın büyük bir grup projeniz olduğunu düşünün. Geç vakte kadar çalışıp beyin fırtınası yapıyorsunuz. TED إذاً تخيل أن لديك مجموعة مشروع كبيرة مع مهلة ضيقة وتعملون حتى وقت متأخر وأنتم تناقشون مختلف الأفكار.
    Sabah uyandığınızda New York sokaklarında 70 santimetre kar olduğunu düşünün. Open Subtitles لكنها أيضاً أجملهن , تخيل أن إرتفاع طبقة الثلج بلغ 70 سم في مدينة نيويورك
    Bu her ailenin korkulu rüyası olmalı. düşünün ki, çocuğunuza ninni söyleyip yatağına yatırıyorsunuz. Open Subtitles انه كابوس كل الأهالي تخيل أن تغني لأبنك وتضعه في سريره
    Bu her ailenin korkulu rüyası olmalı. düşünün ki, çocuğunuza ninni söyleyip yatağına yatırıyorsunuz. Open Subtitles انه كابوس لأي أهل ، تخيل أن تغني لطفلك الرضيع دوها يا دوها وتضعه
    CA: Bir bilgisayar programıyla nasıl tokalaşılır bilmiyorum ancak o elin tam burada olduğunu hayal ediyorum. TED كريس: أنا لست متأكد كيف بإمكانك أن تصافح يد الروبوت لكن تخيل أن هذه اليد هاهنا. تيم: سف يتم إختراعها قريبًا.
    Şimdi o diş ağrısının vücudundaki her kemikte olduğunu düşün." Open Subtitles والآن تخيل أن ذلك الألم يسري داخل كل عظمة في جسدك
    Pazartesi günü ne bulduklarını anlatayım: Bir çanınız olduğunu varsayın. Çana, çekiçle vuruyorsunuz. TED إليكم ما اكتشفوه يوم الإثنين: تخيل أن لديك جرسا، وبدأت تضرب الجرس بمطرقة.
    Şimdi de çıt çıkmayan bir uçakta olduğunuzu düşünün. TED الآن تخيل أن تكون في طائرة بدون أي صوت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more