| Veya ödeme. Yani bunu giyerek bile bana bir iyilik yapmış oluyorsun zaten. | Open Subtitles | او لا تدفعي انا اعني انتي تقومين بخدمه لي لمجرد انك ترتديها |
| Eski günlerdeki gibi bana nakit ödeme yapamaz mısınız? | Open Subtitles | أليس بإمكانكِ أن تدفعي لي نقداً كما كان يحدث في الماضي؟ |
| Bilirsin, tamamen kira kontrollü, Iki odalı... .. ben kolaylıkla karşılarım ödemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | إنه إيجار معقول غرفتين نوم أستطيع تحمل تكلفتها بسهولة لست بحاجة لأن تدفعي |
| Kirayı ödemelisin. Ama ödeyemem. | Open Subtitles | يجب عليك أن تدفعي الإيجار ولكني لا أستطيع دفع الإيجار |
| Bizi balmumu heykelleri sanıyorsan parasını ödemen gerek, biliyorsun. | Open Subtitles | إذا كنت تظنين أننا من الشمع فيجب أن تدفعي لنا |
| Hadi ıkınman gerekiyor canım. | Open Subtitles | يجب أن تدفعي الآن يا حبيبتي |
| Sol tarafına uzan ve ne yaparsan yap, ıkınma. | Open Subtitles | , ابقي على جانبكِ الأيسر و مهما تفعلين , لا تدفعي , مفهوم؟ |
| İtmen gerektiğini biliyordum ama bir şey söylemedim. | Open Subtitles | كنت أعرف أنك مفترض أن تدفعي, ولكنني لم أقل شيئاً. |
| Bir şey ödeme zorunluluğu olmadan haftalarca otelde kalabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك البقاء في الفندق لأسابيع دون أن تدفعي لشيء. |
| -Süpriz bir ödeme yapmanı umuyorum. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليك ان تدفعي من اجل الزياده |
| {\pos(192,220)}Ödeme yapmana gerek yok. Bunun makbule geçeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | لا يجب عليك أن تدفعي لي أنا فقط فكرت بأنه شيئ جميل لأفعله |
| Seninle yemek yemem için, bana para mı ödemek istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تريدين أن تدفعي لي لتناول العشاء معك؟ |
| Kira ödemek zorundasın. Bulma, bekçilik, bilirsin işte. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تدفعي الإيجار المباحث يراقبون أنتي تعرفين |
| Biliyorsun eğer bu pastayı yiyeceksen bedelini ödemelisin. | Open Subtitles | إن كنتي ستأكلي هذه الكعكة، فيجب أن تدفعي الضريبة. |
| Şimdi hepsinin parasını ödemelisin. | Open Subtitles | الآن أصبح عليك أن تدفعي ثمن كل ما أسقطتيه هنا |
| Bana telif ödemen gerek. En azından kendine ayrı melodi bul. | Open Subtitles | عليك أن تدفعي لي مالاً مقابل هذه الفكرة, أو علي الأقل اصنعي نغمتك الشخصية |
| Son bir kere daha ıkınman gerekecek. | Open Subtitles | أريدك أن تدفعي للمرة الأخيرة |
| Ben bebeğin kafasını görene kadar sakın ıkınma. | Open Subtitles | حاولي أن لا تدفعي حتى أرى رئيس الطفل |
| Sert bir acı hissedeceksin ve sonra iyice itmen lazım. | Open Subtitles | سوف تشعرين بلحظة سريعة مؤلمة وبعد ذلك، أنا سأحتاج منك أن تدفعي |
| Ama ıkınmanı istiyorum çünkü yardım etmezsen yapamam. | Open Subtitles | لكنّني أريدك أن تدفعي لأنّي لا أستطيع القيام بهذا من دونكِ، مفهوم؟ |
| Hala yeterli alan yok. Güçlü itme. | Open Subtitles | إنه ضيق جدًا لا تدفعي بصعوبة |
| Üç deyince kuvvetlice itmeni istiyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | عندَ رقم ثلاثَة، أُريدكِ أن تدفعي بقوَة، اتفقنا؟ |
| Hey, hey kendini zorlama. | Open Subtitles | لا تدفعي بنفسك, أفهمتِ؟ من تحسبين نفسك, (أوسيان بولت=عدّاء)؟ |
| ödemeyi işaretli parayla yapmamışsın. | Open Subtitles | لم تدفعي لبذلة النازيين الجديدة هذه من المال المؤشر عليه |
| Dinle ya bana paramı hemen ödersin ya da polisi ararım. | Open Subtitles | اسمع ، إما أن تدفعي لي المال المطلوب أو أتصل بالشرطة |
| Siz hiçbir şeyi ödemediniz. Menekşelerle dekore etmesini ben söyledim. | Open Subtitles | أنتي لم تدفعي لأي شي, أنا أخبرتها أن تقوم بالتزيين بالزهور البنفسجية |
| O zamana kadar burada bize yardım edersen telefon faturası ödemene de gerek yok. | Open Subtitles | اذا قمت بالمساعدة في المخبز، لن يكون عليك ان تدفعي اجر الغرفة او فاتورة الهاتف |