Stan bir şey demez. Bu yüzden ona para ödüyorsun. | Open Subtitles | ستان ، سيرفض بالتأكيد ، لهذا تدفع له المال |
ona para vermeyi kabul edip, mutfakta buluşmayı önerdin. | Open Subtitles | وقد وافقت على ان تدفع له, واقترحت لقائه فى المطبخ, |
Babanız insanların tavuk ve yumurtayla... ya da paradan başka her şeyle... ödeme yapmasına izin veren sorumsuz bir adamdı. | Open Subtitles | والدك كان رجلاً غير مسئول كان يجعل الناس تدفع له بالدجاج والبيض وأيا ما كان ما يملكونه عوضا عن النقود |
Diğerinde ise kendin ödemen gerekiyor. | Open Subtitles | والاخر , يجب عليك ان تدفع له من حسابك ايهم كنت لتحتفظ به ؟ |
Para vermedin mi? | Open Subtitles | -ألم تدفع له ؟ |
Porter adında biri er ya da geç senin parayı ödeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه ينتظر منك أن تدفع له. |
Sen çipi almadın. Ona çalması için para verdin. | Open Subtitles | لم تكن تبتاع تلك الرقاقة، كنت تدفع له ثمناً لسرقتها! |
Neden parayı ödemiyorsun Dave? | Open Subtitles | لماذا لا تدفع له ما يريد يا ديف؟ |
Öyle değil, ona para veriyorsun. Konuşmak zorunda. | Open Subtitles | كلا، أنت تدفع له المال، هو مضطر للحديث إليك. |
Şirketler test edilmemiş ilaçlarını test etmesi için ona para veriyor. | Open Subtitles | تدفع له شركات الأدوية لتختبر الأدوية التي لم تختبرها |
16 yaşımda benimle arkadaşlık etmesi için annemin ona para verdiğini öğrendim. | Open Subtitles | عندما أصبحتُ بعمر الـ16، اكتشفت أن والدتي تدفع له كي يكن صديقي ... |
Neden senin gibi davranması için ona para verdin, baba? | Open Subtitles | لماذا لا تدفع له لكي يكون أنت يا أبي؟ |
bu yüzden mi ona para veriyordunuz? | Open Subtitles | وكنت تدفع له من أجل ذلك؟ |
Ne olursa olsun, ona para verme. | Open Subtitles | مهما فعلت، لا تدفع له. |
ödeme yapmayı... ödeme yapmayı düşünmüyorsunuz, değil mi, Bay Başkan? | Open Subtitles | أنت لا تفكر في أن تدفع له يا سيادة العمدة، أليس كذلك؟ |
Bekle biraz, bir çocuğu işe almıstın yarı zamanlı çalıştığı için ona eksik ödeme yapyordun ve sosyal hakları yoktu. | Open Subtitles | مهلاً، الطريقة التي فهمتها، تجلب ولداً هنا تدفع له نصف ذلك ودون فوائد لأنه يعمل بشكل جزئي |
Birini iş yapsın diye tutarsın ona seve seve ödeme yapacağını söylersin onlar da yapacağım der ve yapmak zorundadırlar. | Open Subtitles | تستأجر شخصاً لفعل شيء وتقول له أنك مستهد لأن تدفع له يقول أنه سيفعلها وأنهم مضطرون لفعلها |
Kırmızı Ayakkabılar'ı repertuarda tutar isen ona telif hakkı ödemen gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن،إن قمت بعرض باليه(ذا ريد شوذ) ثانية ستوجب عليك أن تدفع له مستحقاته |
- Onun toprağında yaşıyorsan, ödemen gerekir. | Open Subtitles | -كنت على أرضه، كان عليك أن تدفع له |
Para vermedin mi? | Open Subtitles | -ألم تدفع له ؟ |
Porter adında biri er ya da geç senin parayı ödeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه ينتظر منك أن تدفع له. |
Neden gidip ödemiyorsun şunu, madem o kadar çok zenginsin? | Open Subtitles | ليش ما تدفع له وتسكت خرقه بقوّه? |