Yani, bütün aşk ilişkilerinde konuşulacak çok şey var ve partnerler bu konuya açık olmalı yoksa ilişki muhtemelen uzun sürmez. | TED | هكذا، في كل علاقة حب، هناك الكثير للحديث عنه وينبغي على المحبين الانفتاح لذلك، وإلا فلن تدوم العلاقة طويلا. |
Bu provalar günde kaç saat sürer genellikle? | Open Subtitles | لكم ساعة باليوم تدوم تلك البروفات في الغالب؟ |
Oraya ilk giren deniz piyadeleri olacak ve savaş uzun sürmeyecek dedi. | Open Subtitles | و مشاة البحرية سيكونوا اول من يدخلوا ولن تدوم طويلا |
Çok seks yapıyorum ama ilişkilerim birkaç aydan fazla sürmüyor. | Open Subtitles | مارست الجنس كثيراً، لكن علاقاتي لا تدوم أكثر من شهرين. |
Sevginin tutkudan uzun sürmesini nasıl sağlıyorsun? | Open Subtitles | كيف بامكانك ان تبقى العاطفة تدوم دائما في الحب؟ |
Bunun şarjı sonsuza dek sürüyor ve en önemlisi aynasızlar takip edemezler. | Open Subtitles | كما ترى فإن البطارية تدوم للأبد والأهم أن الشرطة لاتقدر على تعقبك |
Ve biz yaşlı bir galaksideki çok genç bir teknolojiyiz, ve teknolojilerin devam etmelerinin mümkün olup olmadığını bilmiyoruz. | TED | ونحن لازلنا حضارة يافعة في مجرة قديمة ، ولسنا متأكدين ما إذا كانت الحضارات تدوم للأبد. |
İşte bu yüzden yapay ağaç almalısın. Sonsuza dek dayanır. | Open Subtitles | يا رفيق لهذا يجب أن تشترى هذة الأشجار المُزيفة لأنها تدوم إلى الابد |
İşini yapmazsan, ünün kalıcı olmaz. | Open Subtitles | لن تطرديني لن تدوم سمعتك إن لم تقم بعملك |
Üzgünüm, tatlım, ama biliyorsun ki oyuncaklar sonsuza kadar dayanmaz. | Open Subtitles | اسفة يا صغيرى لكنك تعلم ان الدمى لا تدوم للابد |
Bakın size bir şey söyleyeyim, sosyo-ekonomik trendler sonsuza dek sürmez. | TED | حسنًا، دعني أخبرك، إن التوجهات الاجتماعية والاقتصادية لا تدوم للأبد. |
Ama ne yazık ki yetenek, sonsuza dek sürmez. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة المرة هي أن.. القدرة لا تدوم |
Burada arkadaşlıklar en fazla 12 saat sürer. | Open Subtitles | لا تدوم الصداقة أكثر من 12 ساعة في هذا المكان |
33 gün. 33 gün sürer. | Open Subtitles | ثلاثة وثلاثون يوماً، إنّها تدوم ثلاثة وثلاثين يوماً |
Dinle. Burada çok kalamayacağım. Beni buraya getiren sihrin etkisi uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | أسمع أنا لن ابقي هنا طويلاً التعويذة التي جلبتني لن تدوم |
Bu seanslar dört saatten fazla sürmüyor demiştin. | Open Subtitles | أعتقدت أنك قلت هذه الأشياء لا تدوم أكثر من أربع ساعات. |
Hayatının son üç dakikasının sonsuza kadar sürmesini sağlayacağım. | Open Subtitles | وسأجعل تلك الدقائق الثلاثة الأخيرة من حياتك تدوم للأبد |
Fark ettinmi dostluklar evliliklerden daha uzun sürüyor? | Open Subtitles | ألم تلاحظى علاقات الصداقه التى تدوم أكثر من الزواج؟ |
Çok az ve kanımız kaynasa bile, bu ilişkiler devam etmiyor. | Open Subtitles | قليلون للغاية، وحتى وإن إسنجمنا فتلك العلاقات لا تدوم |
Somunlar bir ya da iki gün peynir ise bir hafta boyunca dayanır. | Open Subtitles | الكعكات قد تدوم معك ليوم أو إثنين والجبنة ستكفيك لأسبوع |
Ne kadar kalıcı olur bilmiyorum. Umarım bir süre. | Open Subtitles | لست متأكدة كم من الوقت ستدوم لكن آمل أن تدوم لفترة |
Çok da fazla uğraşma. Uzun süre dayanmaz zaten. | Open Subtitles | لا تجهدي نفسك عليها فإنها لن تدوم طويلاً |
Şimdi biz bu araçları oldukça iyi tasarım yaptık ama asıl bu kadar uzun süre çalışmalarının asıl sebebi bu ve hala bilimsel veri sağlıyorlar. | TED | و قد قمنا بتصميمها بشكل جيد حقاً و لكن هذا بالتحديد ما يجعلها تدوم إلى هذا الحد و تستمر بتزويدنا بالمعطيات العلمية |
Bir ilişki ancak böyle sürebilir değil mi? | Open Subtitles | حسناً هذه الطريقة الوحيدة لجعل علاقتنا تدوم صحيح |
Doğru ses tonu, kalıp ve ritimle sonsuza dek sürecek kelimeler. | Open Subtitles | كلمات من الصوت الصحيح الشكل الصحيح, الإيقاع الصحيح كلمات تدوم للأبد |
Ah, Data. Tek sorun pillerin çok dayanmıyor oluşu. | Open Subtitles | أوه، ديتا المشكلة الوحيدة إن البطاريات لا تدوم طويلا |
Son olarak, sporla sadece ruh hâlinde anında etkili sonuçlar değil, uzun süreli sonuçlar da alıyorsunuz. | TED | وأخيراً، فإن تأثيرات التمارين هذه لا تبقى لفترة ضئيلة فحسب بل تدوم طويلاً. |