Tamsin dinleniyor, iyileşiyor. Ben de bir haftasonu çantası hazırladım. | Open Subtitles | تامزين ترتاح لتستعيد قواها لذلك حزمت حقيبة تكفي لنهاية الأسبوع |
Haftanın altı günü alışveriş yapıyor. Yedinci gün de dinleniyor. Yoruluyor tabii. | Open Subtitles | تتسوق ستة ايام فى الأسبوع واليوم السابع ترتاح |
Tamam. Sanırım dinlenmen gerekiyor. Çabuk iyileş, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً أعتقد أنه من الأفضل أن ترتاح اشفَ بسرعة |
Hey. Biraz dışarıda bekler misin? Annen dinlensin. | Open Subtitles | أيمكنك أن تنتظري بالخارج لكي ترتاح أمك ؟ |
Bu sinir bozucu kutlamadan sonra şehir dışına gidip dinlenmelisin. | Open Subtitles | بعد انتهاء هذا الحفل يجب أن تذهب للريف و ترتاح |
İşimi düşünmem lazım. Peki. Hafta sonu iyi dinlen. | Open Subtitles | انا افكر في عملي عليك أن ترتاح في نهاية ألاسبوع |
Evde biraz vakit geçirip Dinlenmek iyi olur. | Open Subtitles | من الجيد أن ترتاح و تستمتع ببعض الوقت بالمنزل |
Artık bunları düşünme. dinlenmeye ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا تفكّر أكثر في هذه الأشياء يجب أن ترتاح الآن |
Annen bunu sana kendisi vermek istiyordu ama şimdi dinleniyor, yani.... | Open Subtitles | أمك أرادت أن تعطيك هذا شخصياً لكنها ترتاح لذا |
İşten geç geldin. dinleniyor olman gerekirdi... | Open Subtitles | اتيت للبيت متأخر من العمل انت يجب ان ترتاح |
Şu an evinde dinleniyor olmalıydı. | Open Subtitles | كانت يفترض أن تكون في البيت، في السرير، ترتاح |
dinlenmen gerek senin. | Open Subtitles | يجب أن ترتاح بعض الشيء لتستيقض مبكراً غداً |
Eve üstümü değiştirmeye gidiyorum. Senin de dinlenmen gerek. | Open Subtitles | سأعود للمنزل لأغير ثيابي أنت يجب أن ترتاح أيضا |
Yürüyecek halde değilsin. dinlenmen lazım. | Open Subtitles | انك لم ترتاح لتكمل انه وقت الراحة |
Yorgun olduğunu düşündüm. dinlensin dedim böyle olacağını ne bileyim? | Open Subtitles | ,فقلت في نفسي دعها ترتاح لابد أنها مُجهدة كيف لي أن أعرف؟ |
- Ama şu anda bir şey var ki... - dinlenmelisin, baba. | Open Subtitles | ولكن حتى لن , هناك شىء أبى , يجب عليك أن ترتاح |
Pekala, sadece, biraz dinlen gerekiyor bunu yaptığınızda ve, sen bittikten sonra Benimle konuşmak ve edeceğiz ... | Open Subtitles | عليك ان ترتاح قليلاً بعدها بوسعك التحدث إلي |
Annen birkaç dakika Dinlenmek istiyor canım. | Open Subtitles | أمك تريد أن ترتاح لعدة دقائق أخرى، عزيزي |
Artık bunları düşünme. dinlenmeye ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا تفكّر أكثر في هذه الأشياء يجب أن ترتاح الآن |
...Ve kol saatini dinlenmesi için, başının ucundaki komidine bırakırdı. | Open Subtitles | واضعاً ساعة يده على المكتب كي ترتاح بجواره |
İçeride iyi eğlenceler! - Biraz sakin olun efendim. Kıpırdamayın. | Open Subtitles | تمتعوا بالداخل يجب أن ترتاح و تثبُت يا سيدي |
Katiyen olmaz. Mutlak istirahat şart. | Open Subtitles | ممنوع تماما ايها المفتش, انها يجب ان ترتاح راحة وهدوءا تاما |
Hem burada hem de cinayet mahalinde oldukça Rahat davranıyordu. | Open Subtitles | من الواضح انها ترتاح فى المكانين هنا وفى موقف السيارات |
Biraz dinlensen iyi olacak, hayatım. | Open Subtitles | حسنا و لكن عليك أن ترتاح قليلا أحيانا يا حبيبي |
Bir ay dinlenmesine izin verin, ilkbaharda toprağı ekmeye hazır hale gelir. | Open Subtitles | دعها ترتاح قرابة الشهر و ستكون جاهز للعمل بحلول الربيع |
- Evine gidip dinlenebilirsin. - Beni yalnız bırakın, olur mu ? | Open Subtitles | من الأفضل أن تذهب للبيت و ترتاح فقط دعنى وحدى ، حسنا ؟ |
Oh, tatlım, neden bu gece dinlenmiyorsun? Suyumuz güzel. | Open Subtitles | أوه، حبيبى، لما لا ترتاح فقط الليلة لدينا مياة كفاية |