"تزود" - Translation from Arabic to Turkish

    • sağlayan
        
    • ikmali
        
    • verdiğini gösteriyor
        
    Tüm dünyaya yenilenebilir bir güç sağlayan daimi bir güneş gibi. Open Subtitles مثل شمس دائمة تزود بطاقة قابلة للتجديد للعالم بأكمله
    Programımız mahkumların kitap okumasını sağlayan en önemli projelerden biridir. Open Subtitles برنامجنا هو واحد من عديد البرامج التي تزود السجناء بأدوات القراءة
    Süpernova olarak da bilinen, ağır elementlerin birleşmesi için gerekli fazladan destek enerjisini sağlayan bu patlamalar Büyük Patlama'dan beri gerçekleşen en büyük patlamalardan biridir. Open Subtitles هذه الانفجارات المعروفة بالمستعرات العظمى هي أكبر الانفجارات بالكون منذ الانفجار العظيم تزود الطاقة الكبيرة اللازمة لدمج العناصر الأثقل.
    Biz konuşurken helikoptere benzin ikmali yapılıyor ve istediğin her şey hazır. Open Subtitles الهليكوبتر تزود بالوقود بينما نتحدث وكل شيء طلبته فهو يجري
    Gemilerimiz Okinawa'da yakıt ikmali yapıyorlar. Open Subtitles سفننا تزود بالوقود الأن في أوكيناوا بينما نتحدث.
    Bu da senin, ya çok salak olduğunu ya da FBI'a yanlış bilgi verdiğini gösteriyor. Open Subtitles مما يعني أنك أيضاً شديد الغباء أو أنك تزود المباحث الفدرالية بالمعلومات الخطأ
    Gemicilik, inşaat ve mühendislikte en son teknolojik gelişimleri sağlayan dünya çapındaki kuruluş. Open Subtitles "تزود العالم بأحدث التكنولوجيا لـ" "شـركات الشـحن،المقاولات والهندسـية "
    Evine elektriği sağlayan hangi şirket? - Reliance. Open Subtitles ماهي الشركة التي تزود الكهرباء لمنزلك ؟
    Prens John köylere su sağlayan kaynakları engelledi. Open Subtitles قام الأمير (جون)، بسد البئر التي تزود القرويين بالمياه
    5 buçuk saatte. Gemilerimiz Okinawa'da yakıt ikmali yapıyorlar. Open Subtitles سفننا تزود بالوقود الأن في أوكيناوا بينما نتحدث.
    Bizi bekleyen bir uçak olacak ve ne yazık ki Jose Luis yakıt ikmali olmadan 7000 km. gidebilecek büyük bir taneye ihtiyacımız var ve bu biraz pahalı olacak. Open Subtitles ونجد طائرة بانتظارنا، وللأسف، "خوسيه لويس"، هذا سيكلفك لأننا نريد طائرة كبيرة تطير لمسافة 7000 كم دون أن تزود بالوقود.
    Uçağa yakıt ikmali yapılıyor. Open Subtitles تزود الطائرة بالوقود الآن
    Bu da senin, ya çok salak olduğunu ya da FBI'a yanlış bilgi verdiğini gösteriyor. Open Subtitles مما يعني أنك أيضاً شديد الغباء أو أنك تزود المباحث الفدرالية بالمعلومات الخطأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more