"تسديد" - Translation from Arabic to Turkish

    • ödemek
        
    • ödemeye
        
    • ödeme
        
    • ödemen
        
    • borcumu
        
    • ödemeyi
        
    • ödeyebilmek
        
    • ödeyebilirsin
        
    • ödemem
        
    • ödeyebilecek
        
    Ve eğer bu işte olmak istiyor isen, kiranı ödemek zorundasın. Open Subtitles وإذا أردت أن تكون فى هذا العمل يجب عليك تسديد إيجارك
    Chuck tutuklama emrini kaldırtmayı becermişti ve mahkeme ücretlerini ödemek için bir ödeme planındaydı ve kız arkadaşının arabasıyla Tim'i okula götürüyordu. TED قد استطاع تشك تسديد كفالته وكان يمشي على خطة لدفع رسوم المحكمة وكان يذهب بتيم في سيارة صديقته إلى المدرسة.
    Sıra ikramiyemi ödemeye gelince, dolandırdılar. Open Subtitles و حين جاء وقت تسديد مكافأتي , تهرّبوا من الدفع
    Bir kredi derecelendirme kuruluşu bir ülkeyi derecelendirdiğinde temel olarak o ülkenin borcunu, geri ödeme kabiliyetini ve istekliliğini değerlendirir. TED عندما تقيم هذه المؤسسة بلداً من البلدان، فإنها بالأساس تقدر وتقيم ديون هذا البلد وكذلك قدرته واستعداده على تسديد الدين،
    Hız cezanı ödemen için seni Belediye'ye bırakırız. Open Subtitles سننزلكَ في دار البلديّة حتى تتمكّن من تسديد مخالفة تجاوز السرعة
    Devlete olan borcumu ödemek için. Teşekkürler tanrım. Open Subtitles أحاول تسديد الحكومة بعض المال الذي أدين به لها
    Öğrenim kredini ödemeyi ve taşınma masraflarını karşılamayı önerdiler mi? Open Subtitles هل قاموا بإضافة بدل تسديد القرض الدراسي أو بدل نقل؟
    Menajerin bana borcunu ödeyebilmek için tüm hesaplarını boşalttı. Open Subtitles مدير أعمالك استنفذ كل حساباتك محاولاً تسديد دينه لى
    Alman gereken intikamını al. Hakkın olan parayı al, ve sonra borcunu ödeyebilirsin. Open Subtitles سنحصل على مالك وعندئذ ستتمكن من تسديد دينك لي
    Sigortacılar için daha kötü. Çünkü parayı ödemek zorundasın, öyle değil mi? Open Subtitles ويوم حالِك لشركات التأمين حين يكون عليكم تسديد ماعليكم، صحيح؟
    Eğer borcunu ödemek istiyorsan, ne yapman gerektiğini söyleyeyim. Open Subtitles و في حال أردت تسديد جزء من هذا الدّين أتعلم ما يتوجّب عليك فعله ؟
    Yapabileceğim bir kaç şey buldum... mesela senin bir kaç faturanı ödemek gibi. Open Subtitles أعتقد آخر ما يمكنني فعله تسديد جزء كبير من فواتيرك
    Üniversitedeyken borçlarımı ödemek için başlamıştım, ama çok hoşuma gitti. Open Subtitles انا قمت بهذا عندما كنت في الجامعة من اجل تسديد بعض الديون
    ee... daha ne kadar borcunu ödemeye devam edeceksin? Open Subtitles ..اذا كيف تعرف متى سيكون عليك تسديد دينك؟
    Dünya, Çin'e olan borcumuzu sahte altınla ödemeye çalıştığımızı öğrenirlerse nasıl tepki verirler sence? Open Subtitles كيف سيتفاعل العالم إذا حاولنا تسديد ديوننا للصين بإستخدام ذهب مزيف ؟
    Bilmiyorum. Muhtemelen kızkardeşimin sağlık faturalarını ödemeye yardım eder. Open Subtitles لا أعرف، ربما أساعد أختي في تسديد فواتيرها الطبية.
    Yani bu, memnun kalmazsam, ödeme yapmak zorunda olmayacak demek mi oluyor? Open Subtitles تعني أنني إن لم أكن راضياً ليس عليه تسديد المبلغ
    Üzgünüm, borcunu başka bir şekilde ödemen gerek. Open Subtitles آسفة، سيكون عليك تسديد دينك بطريقة أخرى
    Borcunuzu ödemen için yardımcı olur. Open Subtitles تساعدك على تسديد ديونك في الديار
    Öğleden sonrası için gönüllü olarak çalışıyorum. Devlete olan borcumu geri vermek için. Open Subtitles تطوعت لما بعد الظهر أحاول تسديد ديني للحكومة
    Borç ödemeyi bıraktım artık. Open Subtitles -تعساً له، لقد اكتفيتُ من تسديد ديوني
    Bizim Ae Ra... senden boşandıktan sonra tüm borçlarını ödeyebilmek için gece gündüz bilmeden çalıştı! Open Subtitles ابنتي اي را ، بعد إنفصالها عنك حاولت تسديد كل الديون لقد عملت بجد لدرجة لم تكن تعرف ما إذا كان الوقت نهاراً أم ليل
    Bu durumda yarın çeki iptal ederim sen de krediyi kendin ödeyebilirsin. Open Subtitles فيتلكالحالة.. سوف ألغي الشيك غداً ويمكنك تسديد القرض بنفسك
    Ev taksitimi ödemem ve karnımı doyurmam gerek. Open Subtitles أحتاج تسديد القرض العقاري وأحتاج الى الطعام
    Ve bu ödül ile, oğlum babasının borcunu ödeyebilecek. Open Subtitles وبهذه المكافأة، سيقدر ولدي تسديد دين والده.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more