"تسمعيه" - Translation from Arabic to Turkish

• duymak
• duymadın
• duyman
• Duyduğun
• dinlemelisin
• duymanı
• dinlemeni
• dinlemen
• duymalısın
• Duymuyor
• duymadığın

Dinle, şu an tam da duymak isteyeceğin bir şey ama 26 sayfamız var.
أعرف أن هذا تماماً ماتريدين .. أن تسمعيه الآن لكن أمامنا حفظ 26 صفحة للغد .. وكنت أتساءل

- Yani demek istediğim bir kız olarak, bu duymak isteyeceğin bir şey mi?
إنت كفتاة ، اعتقد انه امر يهمك أن تسمعيه ؟

İşçi Partisi o makam için yüksek bir bedel ödeyecek. Benden duymadın.
حزب العمال سيدفع ثمنا غاليا للمنصب ولكنك لم تسمعيه مني

Yakın zamandaki konuşmalarımıza dayanarak basına konuşmadan önce duyman gereken bir şey var.
نظراً لبعض المناقشات التي خضناها أنا وأنت في الفترة الأخيرة، فإن هناك شيئاً يجب أن تسمعيه قبل أن أوجّه خطاباً للإعلام.

Ayrıca "mağrur" gibi az Duyduğun bir kelime.
وأنت لم تسمعيه في أغلب الأحيان، مثل المغرورِ.

Bir seks kaseti. Benim kasetim. dinlemelisin.
إنه شريط جنسي، وصوتي مسجل به أحتاج أن تسمعيه

Olivia, Kevin'la benim, duymanı istediğimiz birşey var.
أوليفيا هناك شيء نرغب أنا و كيفن أن تسمعيه

Geçen haftanın bantlarından birinde dinlemeni istediğim bir şey var.
هناك ثمّة شيء بأحد الشرائط من الأسبوع الماضي أريدكِ أن تسمعيه

Duyup duymak istediğin önemli değil çünkü yine de söyleyeceğim.
ولا يهم اذا كنت تريدين ان تسمعيه او لا, لانني ساقوله على اي حال

duymak istediğin bu mu?
ومارسنا الجنس هل هذا ما تريدي أن تسمعيه ؟

Frank'i iyi tanıdığını düşündüğünü biliyorum ama muhtemelen duymak istemeyeceğin bazı şeyler var.
اتعرفين فرانك؟ ويوجد بعض الاشياء لن تريدى ان تسمعيه

- Saçma bir telefondu başka bişey değil - ama onu duymadın.
لقد كان يلعب لا شيء أكثر أنت لم تسمعيه

- O umut dışındadır. - Onu özür duymadın mı?
إنه ميؤوس منه ألم تسمعيه يعتذر ؟

Silahlar gürültülüdür ama sen onu duymadın.
صوت المسدس مُرتفع لكن أنت لم تسمعيه ؟

Bunu anlatmalıyım ve senin de duyman gerekiyor.
يجب ان اقول لكِ هذا و يجب ان تسمعيه

Duyduğun her şeye inanmasan iyi olur.
ربما لا يجب أن تنصتي لكل شيء تسمعيه

Onu çalarken dinlemelisin.
يجب أن تسمعيه وهو يعزف

Esasında duymanı istiyorum.
حسناً, في الواقع, إنّني أردتك أنْ تسمعيه.

Kyle'ın bir yazısı elime geçti ve bence bu yazıyı gerçekten dinlemen lazım.
وجدت شيئاً كتبه كايل و أعتقد يجب أن تسمعيه

Onu bir duymalısın: "Sen aynı baban gibi olacaksın."
و هو يقول ستكون بطلاً مثل والدك يجب ان تسمعيه

Duymuyor musun Lucy?
(ألا يمكنكِ أن تسمعيه (لوسي

- Aman Tanrım. Daha önce hiç duymadığın 'Kendine Saygı Duy' için hazır ol.
فلتستعدى لأن تحترمى ذاتكِ و تسمعى ما لم تسمعيه قبلاً