"تسوق" - Translation from Arabic to Turkish

    • alışveriş
        
    • alış veriş
        
    • alışverişi
        
    • araba
        
    • market
        
    • alışverişe
        
    • pazarlamalısın
        
    • alışverişinden
        
    Ben bütün gün pislikle uğraşırken, sen Tiffany'de alışveriş mi yapıyordun? Open Subtitles لقد تم تجهيز الأوساخ كل يوم، وكنت قد تسوق في تيفاني.
    Öldürmezsek enfeksiyon yayılır. alışveriş merkezinde mahsur kalıp hayatta kalan tek insanlar oluruz. Open Subtitles وسينتهي بنا المطاف بأن نكون الناجون الوحيدون غالقين على أنفسنا في مركز تسوق
    Zemin katta ise bu faaliyetler için adına alışveriş denilen yerler ayrılır. TED يمكنك الحكم على هذا النشاط بما يسمى تسوق في الطابق الأرضي.
    dedi. Tabii adreslerinin Kuzey Los Angeles'ta bir alışveriş merkezi olduğu ve hiçbir çalışanlarının olmadığı TED لا تهتم بواقع أن العنوان قاد إلى قطاع مركز تسوق في مكان ما في شمال لوس أنجلس
    Hava alanları alışveriş merkezlerine dönüşüp, McDonalds 'lar da oyun alanlarına dönüşebilirse, biz de kesinlikle kliniklerin bekleme salonlarını yeniden düzenleyebiliriz. TED إذا يمكن أن تصبح المطارات مراكز تسوق ويمكن لماكدونالدز أن تصبح ملاعب، بالتأكيد يمكننا إعادة ابتكار غرفة الإنتظار.
    Geçen hafta görüşmemizde her seferinde penilerle dolu alışveriş kartıyla çıkageldiğinden bankada biraz popülaritesinin düştüğünü söyledi. TED حين تحدثنا الأسبوع الماضي أخبرتني إنها أصبحت بغيضة في البنك المحلي. حيث تدخل عليهم كل مرة بعربة تسوق مليئة بالقروش.
    Birinci adım: Mahalle pazarından alışveriş yapın. TED الخطوة الأولى: تسوق من متاجر المزارعين المحلية.
    İkinci Adım: Mahalle pazarınızdan alışveriş yapın. TED الخطوة الثانية: تسوق من متاجر المزارعين المحلية.
    Benim genellikle yaşadığım bir mobil alışveriş deneyimine sizi götüreyim. TED لذا دعوني أخذ في رحلة تسوق على الموبايل، والتي عادةً ما أقوم بها.
    Dubai AVM adlı bir alışveriş merkezleri var. O kadar büyük ki içinde taksiler var. TED لديهم مراكز تسوق هناك ، مركز دبي للتسوّق. إنّه كبير جدّا، لديهم سيارات أجرة داخل مركز التسوق.
    Büyük alışveriş merkezlerinde bir dükkanı bulmak zordur. Open Subtitles 25.000 يصعب إيجاد المتجر الذي تريده بمركز تسوق
    Marina mahallesinde yürüyüş yapıyorum. Bir alışveriş muhiti. Open Subtitles وأنا أتجول بتلك المنطقة المعيّنة بالقرب من المارينا، منطقة تسوق صغيرة.
    Oysa alışveriş gezisine çıkmış. Open Subtitles حسناً هذا أنت خائف حتى الموت ومذعور وهي في جولة تسوق
    Bunu daha önce görmüştüm. alışveriş takıntısı. Aileyi dağıtır. Open Subtitles رأيت هذا من قبل تسوق جنوني ، تشقق في العائلة
    Dünyanın alışveriş merkezi. Telefon kulübesi yakınlarında. Merak etme. Open Subtitles مركزِ تسوق الكرة الأرضية ستجدنا أمام كابينة الهاتف العمومي
    Ben teneke kutu dolu bir alışveriş arabası olan yaşlı ve deli bir adamım sadece. Open Subtitles أنا مجرد رجل مسن مجنون مع عربة تسوق ملئى بالصفائح
    Laboratuardaki alışveriş arabası hayvanat bahçesindeki bir aslan gibi oluyor. Open Subtitles عربة تسوق في المختبر كأسد في حديقة الحيوان
    Bugün gece vardiyasına kaldım. Şimdi alışveriş yapıyorum. Open Subtitles الآن تسوق انا اليوم حتى الليل وردية على حصلت لقد
    Demek istiyorum ki, Tanrım, bir alış veriş merkezinin dışında yaşıyordu. Open Subtitles إنني وضيعة , يا للمسيح لقد كان يسكن علي عربة تسوق
    Neredesin ki? Şehirdeyim. Biraz Neol alışverişi yapıyorum. Open Subtitles في المدينة ، أقوم بالقليل من تسوق الأعياد
    Sis'te araba kullandığınızı hayal edin. Bu önünüzdeki arabayı görmek ve kazayı önlemek, ya da kaza yapmak arasındaki farktır. TED تخيل بأنك تسوق في الضباب، هنا يكمن الفرق بين قدرتك على رؤية السيارة التي أمامك وتجنب الوقوع في الحادث، أو الوقوع فيه.
    Hatırladım da buralarda alışveriş merkezi var mı veya Media market gibi bir yer? Open Subtitles هذا يذكرني هل هناك مجمع تسوق فيه متجر بيست باي مثلاً في الجوار
    Tanya Reston 31 yaşında dün kızıyla alışverişe gittikten sonra kayboldu. Open Subtitles اختفت بالامس بعدها قامت بجولة تسوق بصحبة ابنتها
    Chuck, belki de bu hatırı sayılır mallarını başka birine pazarlamalısın. Open Subtitles تشاك، ربما يجب عليك تسوق فقط الخاص بك... الأواني الكبيرة أماكن أخرى.
    Elbise alışverişinden daha kötü bir şey var mıdır? Open Subtitles أهناك ما هو أسوأ من تسوق الملابس؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more