Fırsat buldukça resmine bakıp seni arıyor. Kan çekiyor olmalı çünkü seni çok özlüyor. | Open Subtitles | .نّها تنظر بصورتك كلما حانت لها الفرصة وتبحث عنك لابد أنّها تشتاق لك لأنكما تتشاركان ذات الدماء |
Bazen Londra'yı özlüyor ama biz ailesi gibiyiz, yani bunu atlatıyor. | Open Subtitles | في بعض الأوقات تشتاق للندن و لكننا بمثابه عائلتها و بذلك تسير الأمور |
Doğruyu söyle. Bir yuvayı, oturmuş bir hayatı özlemiyor musun? | Open Subtitles | قل لى الحقيقه ألا تشتاق الى ذلك أن يكون لك بيت ؟ |
Yani senden hiçbir isteği olmayan bir kadınla mı olmayı özledin, bencil İngiliz hergelesi? | Open Subtitles | تقصد بأنك تشتاق للبقاء مع امرأة لا ترغب بك نهائيا أيها الأحمق الانجليزي الأناني ؟ |
Peter, Brian'ı özlediğini neden kabul etmiyorsun? | Open Subtitles | بيتر .. لماذا لا تعترف وحسب بأنك تشتاق لبراين ؟ |
özlemiş olmalısınız. Flaş haberler sırasında orada olmamak sizi öldürüyor olmalı. | Open Subtitles | لابُد أن تشتاق لها ، و فواصل الأخبار لابُد أنها تقتُلك... |
özlüyorsun onu, kokusunu bile. Uyanıyorsun, bakıyorsun ki yanında değil. | Open Subtitles | أنت تشتاق إليها، تشتاق حتى لرائحتِها تَستيقظُ ولا تجدها هناك |
Belki de savaşı çok özlediğin için kendin bir savaş başlatmak istemişsindir. | Open Subtitles | هل تشتاق للحرب كثيراً لدرجة أن أقمت واحدةً بنفسك ؟ |
Bence seni özlüyor Ari, bu yüzden adını menüde görmek istiyor. | Open Subtitles | إنها تشتاق إليك، تريد رؤية اسمك على القائمة |
Sanırım büyükanneniz hayatımıza dahil olmayı özlüyor, ...bununla ilgili olarak onunla da konuşacağım. | Open Subtitles | أظن جدتك تشتاق للتدخل في حياتنا أريد التحدث معها بذلك |
Gerçekten ister. Seni çok özlüyor. Bana kendisi söyledi. | Open Subtitles | إنها حقاً تريد ذلك إنها تشتاق لك لقد قالت لي بنفسها |
Harika bir yaz geçirdi,ama sanırım evini özlüyor | Open Subtitles | إنها تقضي صيفاً رائعاً , ولكني متأكدة بأنها تشتاق إلى المنزل |
Enstitüde birlikte çalıştığımız eski günleri özlüyor musun? | Open Subtitles | ألا تشتاق للأيام الماضية ، عندما كنا نعمل معاً في المعهد ؟ |
Hakkınızda iyi şeyler duydum. Profesyonel olduğunuz zamanları özlemiyor musunuz? | Open Subtitles | سمعت أشياء جيدة جداً ألم تشتاق للعب المحترفين؟ |
Ama ayağımı ovarak eski haline getirmeyi özlemiyor musun? | Open Subtitles | ألا تشتاق لفرك قدمي لإعطائها شكل قدم ثانية؟ |
Seninle öyle olmayı özledim ve biliyorum ki sen de bunu özledin. | Open Subtitles | واشتاق للعلاقة الحميمة معك، وأعلم أنّك تشتاق إليها أيضاً. |
Belki sadece kışı özledin. | Open Subtitles | و من المحتمل انك فقط تشتاق للشتاء |
Onu özlediğini biliyorum, oğlum. O yüzden hadi baba-oğul biraz vakit geçirelim. | Open Subtitles | أعلم أنك تشتاق إليه لنمضي معاً وقت خاص بين الأب وأبنه |
Söylediğim gibi, seni çok özlemiş. O yüzden git hadi, görüşürüz. | Open Subtitles | كما قلت , انها تشتاق اليك جداً جداً لذا اذهب واحصل عليها , باي |
Alırım. En çok hangi arabanı özlüyorsun? | Open Subtitles | سآخذك، ما هي أكثر سيارة من سياراتك تشتاق لها؟ |
Çünkü düğünler, özlediğin insanlardan bahsetmene neden olur. | Open Subtitles | لأن حفلات الزفاف تجعلك تفكر بالذين تشتاق إليهم |
Özlediniz mi beni? Özlediniz mi beni? | Open Subtitles | "هل تشتاق إلي؟" |
Bu hatıraları özlemeyecek mi hepsini çöpe attırıyor? | Open Subtitles | عندما لا تشتاق لتلك الذكريات حتى إذا أُلقيت في سلة المهملات ؟ |
Yarın beni yine özleyeceksin bu yüzden beni görmen için sana bir sebep veriyorum. | Open Subtitles | انت سوف تشتاق لي غداً ان إعطيك سبب لرؤيتي |
Annesiyle iki hafta içinde Paris'e dönüyorlar... ve sizi görmek için yanıp tutuşuyor. | Open Subtitles | إنها و أمها ستعودان إلىباريسخلالإسبوعين... . و هي تشتاق لرؤيتك ... |
Ama ikimiz de almayacağını biliyoruz, çünkü küçük müşterilerini çok özlersin. | Open Subtitles | لكنك لن تفعل، لأنك تشتاق لعملائك الصغار كثيراً |
Güneşin kara kışta çiçeği özlediği gibi. | Open Subtitles | كما تشتاق الشمس إلى الزهرة فى أعماق الشتاء |
Ama o illaki, her azdığında beni özleyecek! | Open Subtitles | سوف تشتاق لمضاجعتي. سيأتي الوقت الذي تشتاق فيه لمضاجعتي. |
Bahse girerim bu gibi zamanlarda içmeyi özlüyorsundur? | Open Subtitles | أراهن بأنك تشتاق إلى الجعة في أوقات كهذه ؟ |