Ayrıca, şirket için yaptığı tüm katkılardan dolayı üvey anneme teşekkürlerimi sunmak istiyorum. | Open Subtitles | و أود أيضًا شكر والدتي القانونية على ما تصنعه من أجل الشركة |
Kızın yaptığı her şeyi denize atıyor! | Open Subtitles | ابنتك ترمي كل شيء تصنعه في البحر. |
Belki de karının yaptığı o güzel mısır ekmeğinden mahsuru yoksa. | Open Subtitles | ربما بعض خبز الذره الجيد الذى تصنعه زوجتك... إذا كانت لا تمانع. |
Hayır, sadece biraz delisin çünkü yaptığın her şeyden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | كلا، أنت فقط مخبول قليلاً تكره كلّ ما تصنعه |
Evin geldiğin yer değil, yuvanı yaptığın yerdir. | Open Subtitles | الوطن ليس من حيث أتيت، بل المكان الذي تصنعه |
Tatillerde eve gidince annem yapardı. | Open Subtitles | تصنعه أمي لي عندما اعود للمنزل في الأعياد |
Kazandığınız her milyon için 5 sent ödemiş olacaksınız. | Open Subtitles | لن تتكلف سوى سنتات لكل مليون تصنعه |
Her zaman yaptığı iğrenç çaydan yapıyordur. | Open Subtitles | هي تصنع ذاك الشاي المرّ الّـذي تصنعه |
Hâlâ şahıslara satış yapıyorsun ama başkalarının senin adına satış yaptığı... | Open Subtitles | أقصد, أنت ما زلت تبيع لأفراد وما تريد أن تصنعه... |
Ve giriş yaptığı yerlerdeki bu ilerlemesiyle babanın yaptığı Bilgisayar'ı öğrenmesine çok az kaldı. | Open Subtitles | ...والتقدم الذى تصنعه فى وصولها تقريباً كما لو كان آباك أراد لها لتكتشف أمر التداخل |
Annenin sana yaptığı yemekleri beğenmiyorsan bunu ye! | Open Subtitles | اذا لم تحبي ما تصنعه لك امك |
Tıpkı annemin yaptığı gibi. | Open Subtitles | كما تصنعه أمي تماماً |
Ben, Maw Maw'ın yaptığı boktan şeyleri giyerdim. | Open Subtitles | # ( بينما كنت أنا ألبس ما تصنعه (ماوما # |
Şu an orada yaptığın şeyleri bilmeden bunu yapmam biraz zor. | Open Subtitles | صعب عمل ذلك كوني لا أدري ما تصنعه هناك |
Ev, geldiğin yer değildir. Ev yaptığın yerdir. | Open Subtitles | الوطن ليس من حيث تأتي بل من حيث تصنعه |
yaptığın her iyiliği Tanrı ödülendirir. | Open Subtitles | سوف يكافؤك الله عن الخير الذي تصنعه |
Peki şu an yaptığın nedir? | Open Subtitles | ما هذا الذي تصنعه الآن؟ |
Orada bizim için yaptığın her şey için. | Open Subtitles | بكل ما تصنعه لنا هناك |
Eskiden büyükannem sık sık yapardı, ben küçükken. | Open Subtitles | كانت جدّتي تصنعه دائماً عندما كنت صغيرة |
Annem eskiden, yine böyle kahvaltıya bunu yapardı. | Open Subtitles | اعتادت أمي أن تصنعه على الإفطار. |
Kazandığınız her milyon için 5 sent ödemiş olacaksınız. | Open Subtitles | لن تتكلف سوى سنتات لكل مليون تصنعه |