O ve Tom Central Park'a yukarıdan bakan bir teras katı satın aldılar. | Open Subtitles | هي و توم سرعان ما اشتريا شقة علوية تطل على حديقة سنترال بارك |
Yatak odamla banyo arasında oturma odasına bakan bir balkon vardı. | TED | وبين غرفتي والحمام كانت هناك شرفة تطل على غرفة المعيشة. |
pencere, tuğla bir duvara bakıyor. Eski kiracı kör bir adamdı. | Open Subtitles | النافذة تطل على جدار قرميدي كنتُ أؤجرها لرجل ضرير |
Caddeye bakıyor. | Open Subtitles | وانزل إلى نهاية الصالة إنها تطل على منظر جميل على الشارع |
Akşam yemeğinden sonra şehir manzaralı stüdyo dairemize geri dönüyoruz. | Open Subtitles | وبعد العشاء.. سوف نعود لشقتنا الصغيرة التي تطل على المدينة |
İşte açıldığı şekliyle merkezi gören ve merkezden de görülebilen haliyle bina. | TED | وهنا افتتاح البناء، مع قناة تطل على وسط المدينة، وكما يتضح من وسط المدينة، |
En iyi odalarımızdan birini almışsınız. manzarası var. | Open Subtitles | انت تمكث في إحدي غرفنا الممتازة وهذا يعني انك تطل علي منظر رائع |
Evdeki en güzel odadır çimenliğin üzerinden denize bakan tek oda. | Open Subtitles | أنها أجمل غرفة فى المنزل الوحيدة التى تطل على المروج حتى شاطئ البحر |
Bana ikinci katta sokağa bakan odayı verir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك ان توفر لي الغرفة التي بالدور الثاني التي تطل على الشارع ؟ |
Güzel olmanın, parka bakan kira kontrollü bir daire gibi olduğunu farkediyorum: | Open Subtitles | حينها بدأت ألاحظ أن كونك جميلة مثل إمتلاك شقة مؤجرة تطل على المتنزه |
Ve resim yapabilmem için nehre bakan bir oda. | Open Subtitles | وغرفة تطل على النهر حتى أتمكن من الطلاء. |
Şef, bu bayanın olay yerine bakan bir bürosu var. | Open Subtitles | Guv ، وقد حصلت هذه السيدة مكتبا تطل على المحل. |
Morgan, tam burada, kurbanın öldüğü yere bakan yüksek noktalar var. | Open Subtitles | مورغان من هذا الموقع بالذات هناك مناطق مرتفعة تطل على حيث ماتت الضحية |
Buradaki bütün daireler yola bakıyor. | Open Subtitles | أعني انظري لكن تلك الشقق التي تطل على الطريق |
Yatak odamın camı kiliseye bakıyor. | Open Subtitles | تَعْرفُين، نافذة غرفة نومي تطل على منزل كاهن الأبرشيةِ |
Hücren o tarafa mı bakıyor, doğuya mı? | Open Subtitles | هل هذا المشهد االذى تطل عليه زنزانتك من الجهه الشرقيه |
Okyanus manzaralı bir balkonu var, hak ettiniz herşey var. | Open Subtitles | بها شرفة, تطل على المحيط ومناظر بديعة كل شيء أنت تستحقيه |
Evet sigara içilmeyen bir oda ayırdım, koy manzaralı, sabun yok, sadece ıslak mendil ve bir uyuma maskesi. | Open Subtitles | نعم، لقد قمت بحجز غرفة لغير المدخنين تطل على الخليج لا أريد صابونا في الحمام مجرد بعض المناشف وقناع للنوم |
Kuzeydoğunun köşesindeki parkı yukarıdan gören tepenin üzerindeyiz. | Open Subtitles | اين الركن على تطل تله على البناية من الشرقى الشمال |
Ama söyleyin, cesedi bulduğunuz yerdeki pencere kütüphanenin arka kısmında, bahçeye bakıyordu, değil mi? | Open Subtitles | .. لكن أخبريني النافذة التي وجدتِ عندها الجثة هل كانت في مؤخرة المكتبة التي تطل على الحديقة صحيح ؟ |
Güzelce konuşlandırılmış bu rezidanslar en modern kaplamalarla döşenmiştir. Ayrıca Kenny'nin antika evine karşı bakan balkon manzarası da mevcut. | Open Subtitles | كل هذه المساكن تشمل التشطيبات المتقدمة وشرفات تطل على منزل كيني التاريخي |
Kendinin diyeceğin bir parça toprak ve bakabileceğin bir manzara... | Open Subtitles | وقطعة واحدة من الأرض تمتلكها .. ومنظر واحد تطل عليه |