Uyanık kalarak onunla savaşabileceğini düşünme. | Open Subtitles | لا تظنّي أنّه يمكنك مقاومته باستمراركِ مستيقظة |
Bunun birlikte ailecek tatillere çıkacağız anlamına geldiğini düşünme. | Open Subtitles | لا تظنّي أن هذا يعني أننا نأخذ . عطلة عائلية معاً |
Seni hor gördüğümü düşünme Haydee. | Open Subtitles | لا تظنّي أنّي أراكِ أقلّ شأنًا. |
Hiç daha önce, çok çalışıp aldığından daha iyi bir not hak ettiğini düşünmedin mi? | Open Subtitles | ، ألم تعملي بجدٍ من قبل و تظنّي بأنكِ تستحقين درجة أفضل مما حصّلتي ؟ |
Gerçekten de baloyu kaçıracağımı düşünmedin değil mi? | Open Subtitles | -لن يعلم لمْ تظنّي حقًّا أنّي سأفوّت الحفل، صحيح؟ |
Sen düşünmedin mi? | Open Subtitles | ألم تظنّي أنتِ؟ |
Ama sakın paçayı kurtardığını sanma, genç bayan. | Open Subtitles | ونوصلها للمنزل ولكن لا تظنّي أنّك نفدت بجلدك أيّتها الشابّة |
Sloan, seni anlamadığımı düşünme. Anlıyorum. | Open Subtitles | (سلون)، لا تظنّي أنّي لا أشعر بما تعانينه، إنّي أشعر به حقاً. |
Yapmayacağımı falan düşünme. | Open Subtitles | ولا تظنّي أنّي لن أفعل ذلك. |
Seni şu anda öldüremeyeceğimi düşünme! | Open Subtitles | لا تظنّي أنني لن أنهي هذا حالاً! |
Öyle mi? Yapamayacağımı düşünme sakın "Jess". | Open Subtitles | لا تظنّي أنّي لا أستطيع، (جيس ) |
Seni unuttuğumu sanma, garip saçlı. | Open Subtitles | ولا تظنّي إنّي نسيت بشانك، يا ذو الشّعر الغريب. |
Bunu yapmak için göze aldığın şeyleri takdir etmediğimi sanma, Lynne. | Open Subtitles | ... لا تظنّي بأنّي لا أقدرّ . (ما تفعلينه , ( لين |