"تعبر" - Translation from Arabic to Turkish

    • geçen
        
    • geçmek
        
    • geçerken
        
    • geçip
        
    • geçiyor
        
    • geçme
        
    • geçtiğini
        
    • geçer
        
    • geçmen
        
    • geçmesi
        
    • aşıp
        
    • geçene
        
    • geçince
        
    • geçerek
        
    • geçmesine
        
    Neyse ki, İskenderiye Akdeniz'den geçen gemiler için bir merkez konumundaydı. TED لحسن الحظ، كانت الإسكندرية مركزاً للسفن التي تعبر البحر الأبيض المتوسط.
    Ve kentselleşmede %50 barajını geçmek ekonominin yeni bir yapıya geçme noktası olabilir. Dünya artık bir bağlantı haritasıdır. TED ويمكن أن تعبر نسبة ال 50 في المئة في المناطق الحضرية التي تمثل نقطة تحول اقتصادي. اذا العالم الآن هو خريطة من التواصل
    Enerji patlaması ile aktifleştirilen bir yığın, Etik hendeğin üzerinden geçerken kendiliğinden bir araya gelecektir. TED فَعل كومةً بدفعةٍ من الطاقة، وسوف يصطفون لوحدهم ليدوروا حول الوادي بينما تعبر إيثيك.
    Sonuçta onun için o mekan geçip gittiği bir yerdi. Open Subtitles ومع ذلك كانت بالنسبة لها مجرد غرفة تعبر من خلالها
    Otobüs dört şeridi birden geçiyor ve sadece arkadaki arabayı mı alıyor? Open Subtitles الحافلة تعبر أربعة صفوف لحركة المرور و تُخرج فقط السيارة التي خلفها
    Her saniye ne kadar elektronik dalganın kafamızın içinden geçtiğini düşündün mü? Open Subtitles هل تعلمين عدد الموجات التي تعبر رؤوسنا كل ثانية؟
    Gölgeleri nasıl açıklıyorsun? Öbür tarafa geçen insanların kötü taraflarının burada kalmasını? Open Subtitles أذن كيف تفسرين الظلال والأجزاء السيئة المتروكة من الناس التي تعبر للضوء؟
    Şu an vücudunuzdan geçen binlerce telefon konuşması var ve siz hiçbirini fark etmiyorsunuz. TED ثمة آلاف من المحادثات الهاتفية تعبر من خلالكم في هذه اللحظة، وأنتم مغيبين عنها تمامًا.
    Çünkü Yunanlar sadece bir kez yaşandığına inanıyorlardı ve öldüğünüzde Styx nehrini geçmek zorundaydınız TED لأنه ،كما ترون، فإن الإغريق يؤمنون أنك تعيش مرة واحدة فقط وعندما تموت، يجب عليك ان تعبر نهر ستيكس
    Sınırı yiyeceksiz geçmek istiyorsan, sen devam et. Open Subtitles إذا أردت أن تعبر الحدود بدون معاناه ، فامضي قُدماً.
    Bahçeden geçerken dikkatli ol. Hanımefendi izliyor olabilir. Open Subtitles عليك أن تكون حذرا عندما تعبر الباحة قد تكون سيدتي تراقب.
    Daha dikkatli olmalısın. Karşıya geçerken iki tarafa da bakmalısın. Open Subtitles عندما تعبر الشوارع أنظر فى كلا الأتجاهين
    Şehrin içinden Kolezyum'un yanından geçip dönerek bayır çıkıp Livia Revağı'na varıyorlar. TED إنها تعبر المدينة، وتجتاز المدرج، ولكن بعد ذلك يتوقفن لتسلق أعلى التل وصولاً إلى بورتكس ليفيا.
    Yerleştirilmiş dört mikro kontrolör var, her seferinde halka dönerken, bir ekran önünden geçiyor, bir konum sinyali seçiyor TED هناك أربع معالجات في الجهاز والتي، مع كل دورة لهذه الحلقة تقوم، بينما تعبر في خلف الشاشة تلتقط إشارة الموقع
    Karşıya geçme. Ah be oğlum, bu kız 60 yıldır hiç değişmedi. Open Subtitles لا تعبر الخط - يا إلهي ، لم تتغير منذ 60 سنـة -
    Lütfen bana denizi süt almak için geçtiğini söyleme. Open Subtitles أرجوك قل لي أنك لم تعبر الأطلسي من أجل غالون من الحليب
    Saniyenin binde birinde, bu bilgi kanallardan geçer ve tek bir an içerisine işlenir. TED كل ذلك خلال ميلي ثانية هذه المعلومات تعبر خلال مسارات وتتم معالجتها إلى لحظة واحدة.
    Elbette öyle. Sınırı geçmen için pasaportun olması lazım. Open Subtitles بالتأكيد هذا المتعارف عليه تحتاج لجواز سفر لكي تعبر الحدود
    Anlatmak istediğim, bizi bu güneşin içinden kapı geçmesi çılgınlığı hakkında uyarabilirdiniz. Open Subtitles أُعني, أنه كان بأمكانك تحذيرنا عن تلك الأشياء الغريبة التى تعبر من البوابة للشمس
    Ama okyanusu aşıp 400 mil yol katediyorlar ve rüzgara karşı. TED ولكنها تعبر 400 ميل في المحيط، بعكس اتجاه الرياح.
    Borsacilik sinavini geçene kadar yapacagin tek sey bu olacak. Open Subtitles و حتى تعبر الاختبار فهذا كل ما ستفعله اجلس اجلس
    O çizgiyi geçince, korkuya bulaşınca geri dönemezsiniz. Bunu gördüm. Open Subtitles بمجرد أن تعبر هذا الخط وتسلم نفسك للخوف فلا عودة لهذا , لقد رأيت ذلك
    Yedi saatimi uçakta okyanusu geçerek harcadım. Open Subtitles لقد قضيت سبع ساعات فى طائرة تعبر المحيط.
    Şehir hasta personelin kapılardan geçmesine izin vermez. Open Subtitles . المدينة لن تترك الموظفين المصابين تعبر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more