Zenci bir kutup ayısı bulmak zenci bir kız bulmaktan kolaydır. | Open Subtitles | سوف تعثر على دب أسود قبل أن تعثر على زميلة سوداء |
- Eğer karanlıkta ölürlerse Kutsal Ruh'un onların ruhunu bulup cennete yollayamayacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدونأنمن يُقتلفيالظلام... لا تستطيع الروح العظيمة ... أن تعثر على أرواحهم لتنقلها للفردوس |
Onları didik didik araştırırsan Michael'a dair bir iz bulman mümkün. | Open Subtitles | فتش بينهم وعلى الارجح سوف تعثر على دليل يقودنا الى مايكل |
Hey, dinle, beni bulmanı istedi senden. Beni buldun, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع, هي طلبت منك بإن تعثر علي انت عثرت علي حسناً؟ |
Şimdi evine git, belki ağacın altında bir çift işçi çorabı bulursun. | Open Subtitles | وقد تعثر على زوج من الجوارب تحت شجرة الكرسمس |
Maureen'in kıyafetlerine sığacak bir kız bulmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تعثر على ممثلة تتناسب مع ملابس مورين |
Yardım etmek için benimle Christine'den başkasını bul kendine. | Open Subtitles | أتعلم,من الآفضل أن تعثر لنفسك علي بعض الشفقة بجانبي أنا وكرستين. |
Sen ilhamını bulamadın diye riske giren benim boynum mu olsun yani? | Open Subtitles | وهل سأخاطر بدق عنقي، لأنك لا تعثر على إلهامك؟ |
Siz, benim yerime uygun birini bulana dek görevlerimi yerine getirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني القيام بواجباتي حتى يمكنك أن تعثر على بديل مناسب لي |
Polis silahı bulamadı ama bir mesele daha var. Oraya gidiyorum. | Open Subtitles | الشرطة لم تعثر على السلاح بعد ولكنى وجدت خيط سيقودنى إليه |
Maggie tam olarak nerede olduğunu bilmiyor eğer tam yerini bilmiyorsan asla bulamazsın. | Open Subtitles | ماجي لا تعرف اين هو بالتحديد ألا اذا كنت تعرف انت مكانه بالتحديد لذلك انت لن تعثر عليه ابدا |
Anlamıyorum bir doktor bulmak senin için neden bu kadar zor? | Open Subtitles | لماذا من الصعب جدا بالنسبة لك ان تعثر على الطبيب؟ |
Bir kadın bulacak bir erkek için bir kadın bulmak mı? | Open Subtitles | كفيل بتذكيرك بمدى شوقك إلى الخروج بصحبته امرأة تعثر على رجل يعثر بدوره على امرأة؟ |
Güvenli bir yer bulup, her şey bitene kadar orada kalmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعثر على مكان امن واريدك أن تبقى هناك |
Evet Bunun için yapılmış özel bir malzeme bulman gerek. | Open Subtitles | صحيح، الآن عليك أن تعثر على عدة محددة لفعل هذا. |
Senden mümkün olan bir sürü alternatif teori bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعثر على نظريات بديلة .بقدر ما تستطيع |
Yatağın altındaysa tuvaletteyse, garajdaysa onu bulursun. | Open Subtitles | يصدر أصواتاً ثم تعثر عليه كما تعلم سواء كان تحت السرير أو في الخزانة أو في المرآب |
Onu bulmalısın. Planlarım için tehdit oluşturuyor. | Open Subtitles | لا بد أن تعثر عليها إنها تشكل خطراً على مخططاتي |
Alice götürecek başka bir yer bul. Onu bir daha buraya getiremezsin. | Open Subtitles | يجب أن تعثر عن مكان آخر تأخذها إليه لن أسمح بوجودها مرةً أخرى |
Kocamda onlardan biriydi ve sen onun katilini bulamadın | Open Subtitles | كيف تجرؤ؟ زوجى كان مستلقي في إحدى تلك الألواح ومازلت لم تعثر على قاتله |
Ama siz başka bir eleman bulana kadar burada çalışırım. | Open Subtitles | ولكنى لن أمانع البقاء حتى تعثر على شخص دائم , انا فقط |
Polis silahı bulamadı ama bir mesele daha var. Oraya gidiyorum. | Open Subtitles | الشرطة لم تعثر على السلاح بعد ولكنى وجدت خيط سيقودنى إليه |
Dünyada bundan iyi gelin bulamazsın. | Open Subtitles | لن تعثر على ابنة أفضل منها في العالم كله |
McGee, Metropolitan Polisi bulmadan önce Cameron Dean'i buraya getir. | Open Subtitles | ماكجى,احضر كاميرون دين الى هنا قبل أن تعثر عليه الشرطه |
Aşk öyle ender bir şeydir ki, onu bulduğunda şüphe edemezsin. | Open Subtitles | الحب ناد جداً عندما تعثر عليه لا يمكنك أن تشك فيه. |
Evet, hiçbir şey bulamayacaksın çünkü öyle bir şey yok. | Open Subtitles | أجل , ولن تعثر على شيء، لأن ليس له وجود. |
O bir yerlerde acı çekiyor olabilir. Beni bulmaya çalışırken ölmüş olabilir. | Open Subtitles | يُمكن أنها بالخارج تُعاني يُمكن أنها ماتت وهي تحاول أن تعثر عليّ |