"تعرفين أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyorsun
        
    • biliyordun
        
    • biliyorsunuz
        
    • olduğunu biliyor
        
    • bildiğin
        
    Hala iki tane yetenekli kovalayıcımız olduğunu biliyorsun, değil mi? Open Subtitles إنك تعرفين أنه ما يزال لدينا مطاردين محنكين، أليس كذلك؟
    Hala iki tane yetenekli kovalayıcımız olduğunu biliyorsun, değil mi? Open Subtitles إنك تعرفين أنه ما يزال لدينا مطاردين محنكين، أليس كذلك؟
    Şu an konuşma. Kurallara aykırı olduğunu biliyorsun. Open Subtitles لا تتحدثى الآن أنت تعرفين أنه ضد اللوائح
    Pekâla, sen de biliyordun ki belirli bir aşamaya gelindiğinde, onun doğru kişi olmadığını farketmiştin. Open Subtitles حسناً في مستوى معين كنت تعرفين أنه ليس بالرجل المناسب
    Bana hiçbir şey olmaz, biliyorsunuz. Open Subtitles لا، أنا بخير، أنت تعرفين أنه لن يحدث شيء لي
    Tarımdan bile önce var olduğunu biliyor musun? Open Subtitles هل تعرفين أنه سبق اكتشاف الزراعة؟
    Onun orada olacağını bildiğin için gittin. Open Subtitles لقد ذهبت الى هناك فقط لأنك تعرفين أنه كان حاضرا
    Lütfen, annene yalan söyleme, bunun nafile olduğunu biliyorsun. Open Subtitles , أرجوكى لا تكذبى على أمك . تعرفين أنه بلا جدوى
    Normal bir ilişki yaşamamızın imkânsız olduğunu biliyorsun. Open Subtitles أنتِ تعرفين أنه لا توجد فرصة لنا لنحظى بعلاقة طبيعية
    Hadi ama, burada sır tutmanın zor olduğunu biliyorsun. Burası Bölüm. Open Subtitles بالله عليكِ، تعرفين أنه من الصعب الإحتفاظ بأي سر هنا
    Hayatına farklı bir yön vererek yoluna devam etmenin mümkün olduğunu biliyorsun. Open Subtitles أنتِ تعرفين أنه من الممكن تغير حياتك والاستمرار،
    - Aşırı kafeinden olduğunu biliyorsun Maura. Open Subtitles أنت تعرفين أنه بسبب الكثير من الكافيين يا مورا
    Burada olduğunu biliyorsun. Beni peşinden sürüklemenin sebebi bu muydu? Open Subtitles أنت تعرفين أنه هنا هل هذا هو السبب في أنك أحضرتني إلى هنا؟
    Besbelli ki onun katil olduğunu biliyorsun peki neden bu tarihlerde seninle olduğunu söylemekte ısrar ediyorsun? Open Subtitles ومن الواضخ أنكِ تعرفين أنه القاتل إذًا لمَّ تُصري أنه كان معكِ بتلك الأيام
    Sıradakinin senin buzgibi kalbin olmadığını nereden biliyordun? Open Subtitles كيف تعرفين أنه لم يكن ليوقف قلبك البارد؟
    Merak ettiğimi biliyordun, sen de söyleyebilirdin. Open Subtitles كنتِ تعرفين أنه لدي فضول، كان يمكنكِ فقط أخباري.
    Beraber olmadan önce bir bağımlı olduğunu biliyordun. Open Subtitles تعرفين أنه كان مدمناً قبل أن تكوني موجودة
    Yalan söylediğini biliyorsunuz. Rehber öğretmenine benim onu dövdüğümü söylemiş. Yani, ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Open Subtitles تعرفين أنه كاذب أخبر موجه مدرسته بأنني أضربه تعرفين ما أقصد فهمت ..
    Bundan haberleri olsaydı güdümü de açıklamak zorunda kalacağımı biliyorsunuz. Open Subtitles أنتِ تعرفين أنه لو قررت فهي تقرر وسأجبر على شرح دوافعي
    Sürmekte olan bir soruşturmayı konuşamam, biliyorsunuz. Open Subtitles تعرفين أنه لا يمكنني مناقشة تحقيق مستمر في الأخلاقيات
    Dışarı bir yerdelerde hala içiyor olduğunu biliyor musun? Open Subtitles تعرفين أنه ما زال بالخارج يشرب؟
    Hiç bulaşmaman gerektiğini bildiğin bir modelden hoşlandın mı? Open Subtitles هل أنت منجذبة لعارضي الأزياء لكن تعرفين أنه لا يفترض أن تعبثي معهم؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more