"تعرفيه" - Translation from Arabic to Turkish

• bilmen
• tanıyor
• biliyorsun
• bildiğin
• tanıyorsun
• tanıdığın
• bilmeniz
• tanımıyorsun
• bilmeni
• bilmediğin
• tanımadığın
• bildiklerini
• bildiğini
• bilirsin
• biliyorsan

Buraya nasıl geldiğinle ilgili bilmen gereken bir şey var.
هناك شيء يجب أن تعرفيه حول كيفية وصولك إلى هنا

Ama bilmen gerektiğini düşündüğüm bir zaman var, özellikle bir zaman...
ولكن كان يوجد وقت وقت بالتحديد اعتقدت أنه يجب أن تعرفيه

CTU'da çalışırken onu tanıyor muydun?
هل كنتِ تعرفيه عندما كنتِ تعملى بوحدة مكافحة الارهاب؟

Sanık hakkında başka ne biliyorsun?
أيتها الشاهدة ، ماذا أيضاً تعرفيه عن هذا المُتهم ؟

Annemi tanıdığını söyledin. Onunla ilgili bildiğin her şeyi anlat.
أنت قلت أنك عرفتي والدتي أخبريني بكل ما تعرفيه عنها

-Ordell Robbie'i yakalatmaya. -Onu ne kadar tanıyorsun?
أساعدك في القبض على أورديل روبي – الأن أنت تعرفيه –

Onu uzun zamandır tanıdığın için mi yoksa iğrenç olduğu için mi iğrençti?
كان مقرف بسبب إنكِ تعرفيه منذُ وقت طويل ؟ أو لأنه هو مقرف

Ama, bence bunu bilmeniz gerekiyor çünkü bir gün ortaya çıkacak.
لكنّي أعتقد أنه شيءٌ يجب ان تعرفيه لأنه سيظهر في النّهاية.

Biliyor musun Doreen, beni iyi tanımıyorsun.
أتعرفين يا دورين,انت لا تعرفينى بشكل جيد وما تعرفيه انت

Hayır, espriyi anlamak için bu ayrıntıyı bilmen gerek.
لا، هذا الجزء المهم من القصة الذي يجب أن تعرفيه لتفهمي مغزى النكتة

Dalga geçilecek biri değilim, bilmen gereken tek şey bu.
أنا شخص غير قابل للمزاح و هذا كل ما يمكنك أن تعرفيه

Tek bilmen gereken, seni asla unutmayacağım.
و لكن هناك شئ يجب ان تعرفيه اننى مهما حدث لن انساكى

Senin bilmen gereken bir şey söyleyeyim. Savaşa gidiyorum ben!
إليك شيئاً عليك ان تعرفيه أنا ذاهب للحرب

Şu hırsızdan bahsetsene. Onu çok iyi tanıyor gibisin.
أذن أخبرني المزيد عن اللص, من الواضح أنك تعرفيه بشكل جيد

Ben burada değilken onu tanıyor muydun?
ـ هل كنت تعرفيه و أنا بالخارج؟

Şu an bildiğinden daha fazlasını biliyorsun, değil mi?
هيه تعرفين الان اكثر مما كنتِ تعرفيه من قبل ، صحيح ؟

Ben senin tarafındayım ve bana bildiğin her şeyi anlatmanı istiyorum... birine söz ver veya verme...
انا فى جانبك ، واتمنى ان تخبرينى بكل شىء تعرفيه سواء كان هناك وعود او لا يمكننى تقديم المساعده اليكِ

Bunu yapmak istemezsen seni anlarım ama onu hepimizden daha iyi tanıyorsun.
أتفهم إذا لم تريدي فعل هذا و لكنك تعرفيه أكثر من أي شخص هنا

Bu onu tanıdığın manasına mı geliyor?
أن لك الحق في أن تقحمي نفسك أنتي وسياستك في بريق الشهرة أن تدّعي أنك تعرفيه

İnternette bilmeniz gerekeceğini düşündüğüm şeyler buldum.
لقد وجدت شيئاً على الشبكة لابد أن تعرفيه

Onu tanımıyorsun ve tanımadığın bir erkeğin evinde kalabiliyorsun, öyle mi?
أنتِ لا تعرفيه جيدا , اليس كذلك؟ هل اعتدت علي النوم في منزل رجل لا تعرفيه جيداً؟

Biz böyle yakınlaşmışken Gina, bilmeni istediğim bir şey var.
قبل أن نقترب أكثر هناك شيء يجب أن تعرفيه عني

Ben ve kocam hakkında bilmediğin bir şey kalmadığını düşünüyorum.
ولا أعتقد أن هناك شيئاً يخصني أنا وزوجي لا تعرفيه

- tanımadığın aynı Frank Bennett'i. - Ha, o bendim, tabi.
نفس فرانك بينيت الذي لم تعرفيه اوه,كان هذا انا, حسنا

Sydney kim için çalıştığını bilmiyorum ama onlara bildiklerini söylemen gerek.
سيدنى,أنا لا أعرف الى من تعملين. لكنى أحتاجك لكى تخبريهم ما تعرفيه.

Bana ne bildiğini söylersen sana söz veriyorum, geri dönmeyeceğim.
إن أخبرتني بما تعرفيه فأعدكِ بألاّ أعود ثانيةً

Zar zor geçinme konusunda sen ne bilirsin?
ما الذى تعرفيه عن الإنسان الذى يشق طريقه بصعوبة؟

Gölümüzün tatlı suyunda yüzen bir timsahla ilgili bir şey biliyorsan anlatabilirsin mesela.
باستطاعتك أن تبدأي بإخبارنا أي شئ تعرفيه عن التماسيح التائهة في مياه بحيرتنا العذبة