Ama arkadaşlığınız bana çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | ولكن صداقتك تعني الكثير بالنسبة لي بالفعل. |
Gerçekten Düşüncesizce davrandım. Ama o kadın bana çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | لم أكن محترم , لكن المرأة تعني الكثير لي |
Sevindim çünkü senin mutluluğun benim için çok önemli. | Open Subtitles | حسناً، أنا سعيدة لأن سعادتك تعني الكثير لي |
Söyleyeceğim şapşalca gelebilir ama bu gece konuşmalarımız benim için çok değerli. | Open Subtitles | اعرف انني قد ابدو مغفلة لكن هذه المحادثات المتأخرة في الليل تعني الكثير لي |
Benim için anlamı büyük. | Open Subtitles | أنها تعني الكثير بالنسبة لي 60 00: 13: 29,720 |
Bana çok şey ifade ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تعني الكثير عندي |
Diyemem. Onun için önemli. Onu elinden alamam. | Open Subtitles | اوه ,لا أستطيع ,انها تعني الكثير له ,لا أستطيع |
Birçok açıdan benim için hala çok anlamlı. | Open Subtitles | لا زالَ هُناك أمور عديدة عنه وهي تعني الكثير لي |
Yılın bu zamanında benim için anlamlı olan bir şarkı ile başlıyorum. | Open Subtitles | اريد ان ابدأ بأغنية تعني الكثير لي في هذا الوقت من العام |
Benim için çok anlamlıydılar. Sadece bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أردتك أن تعلم أنها تعني الكثير لي |
Adam Baylin'den bir hediyeydi ve benim için anlamı çok büyüktü ama Amanda'nın da anlamı büyüktü. | Open Subtitles | لقد كانت هدية من آدم بايلين .. وكانت تعني الكثير لي وكذلك أماندا |
Buraya gelmen baban için çok önemliydi. | Open Subtitles | إنْ كنتُ أمينة فحسب موافقتكِ تعني الكثير لأبيكِ |
Benim için çok değerlisin ve açıkçası aile adamızda iken aslında hep yanındaymışım gibi hissettim. | Open Subtitles | أنت تعني الكثير لي وبصدق.. لقد شعرت بالابتعاد لكونك دائماً على جزيرة العائلة و... |
Sadece diyelim ki ailemden birine çok şeyler ifade ediyor. | Open Subtitles | فلنقل أنها تعني الكثير لأحد أفراد عائلتي |
Randy, bak, o numaratör bizim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | راندي، أصغ اليّ، تلك الآلة تعني الكثير لنا جميعاً |
Arkadaşlığın benim için çok şey ifade ediyor. Başka ne var? | Open Subtitles | صداقتك تعني الكثير بالنسبة لي على كل حال، ماذا أيضا؟ |
Kate için çok önemli tamam mı? | Open Subtitles | إنها تعني الكثير إلى كيت أنا أقدر مجهوداتك |
Biraz garip göründüğünü biliyorum ama o benim için çok değerli. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك يبدو غريبا قليلا لكنها تعني الكثير لي |
Bu kızın benim için anlamı büyük. | Open Subtitles | هذه الفتاة الصغيرة تعني الكثير بالنسبة لي |
Seni kaybedemem Henry. Benim için çok şey ifade ediyorsun. | Open Subtitles | لا أستطيع أنْ أخسرك (هنري) فأنتَ تعني الكثير لي. |
Kötüce yapılan izlemeler sizin haberdar olmanız içindir, ...bir çok anlamı vardır. | Open Subtitles | المراقبة المعمولة بشكل سيء.. تلك، كالمراقبة التي لاحظتها.. تعني الكثير من الأشياء |
- Kelimelerin çok anlam ifade etmediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أن الكلمات لا تعني الكثير حقاً |