Ve bunların hepsi bir araya geldiği zaman, sıtmanın kökünü kurutabileceğimiz konusunda bayağı iyimser olacağım. | TED | وبالتالي إذا تمكنا من جمع كل هذه العناصر فكلي تفاؤل بأننا سنتمكن من القضاء على الملاريا |
Biraz iyimser olmayı deneyip hep en kötüsünü beklememeye ne dersin? | Open Subtitles | هل تظُني إن بإمكانك المحاولة بأن تكوني أكثر تفاؤل و ليس توقع السيء طوال الوقت؟ |
Yanlış yollar,kuruntular ferahlatıcı bir iyimser. | Open Subtitles | هذا يُعَد ضلال ووهم، لكنّه تفاؤل منعش. |
Sue'nun iyimserliği Mike'a bile dokunmuştu. | Open Subtitles | نعم.. تفاؤل سـو اثّر حتى في مايــك |
Sanırım üzerime Nathan'ın iyimserliği bulaşmış. | Open Subtitles | اعتقد ان تفاؤل نايثان اني شيء يحركني |
Optimizim, umut, inanç ta var. | Open Subtitles | و هناك تفاؤل و أمل و إيمان |
İyimserlik işte. | Open Subtitles | تفاؤل. |
Sizi temin ederim,bir Mavi Sakal'ın meslek hayatı çok karlı değildir. Böyle bir maceraya ancak cüretkar ve iyimser olanlar atılabilirler. | Open Subtitles | ليست مربحة بأي حال من الأحوال. لوت؛i غ ؛شخصفقط مع تفاؤل غير مألوف... |
Doktor Namid yüzde 20 şans veriyor ve korkarım ki bu iyimser bir yaklaşım. | Open Subtitles | إنّ الطبيب (نميد) يقول بأنّ فرصة نجاته هي 20 بالمئة و أخشى بأنّ هذا مجرّد تفاؤل |
Biraz daha iyimser olmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أحاول أن أكون أكثر تفاؤل |
İyimser olmak ha? | Open Subtitles | أكثر تفاؤل صحيح؟ |
Eğer biraz daha iyimser olsaydı | Open Subtitles | اذا كانت اكثر تفاؤل |
İyimser olmak karakterine hiç mi hiç uymuyor, Ryan. | Open Subtitles | يا له من تفاؤل غير معهود منك يا (رايان). |
İyimser olmak karakterine hiç mi hiç uymuyor, Ryan. | Open Subtitles | يا له من تفاؤل غير معهود منك يا (رايان). |
- Fazla iyimser bir düşünce değil mi bu? | Open Subtitles | - اهذا تفاؤل, اليس كذلك؟ |
Amerika iş dünyasının şu iyimserliği yok mu. | Open Subtitles | تفاؤل الشركات الأمريكية |
İnsanoğlunun iyimserliği. | Open Subtitles | الأمل ... تفاؤل الإنسان الأزلي |
Bailey'nin bulaşıcı iyimserliği. | Open Subtitles | تفاؤل (بايلي) المعدي |
Optimizim, umut, inanç ta var. | Open Subtitles | و هناك تفاؤل و أمل و إيمان |
- İyimserlik işte. | Open Subtitles | تفاؤل. |
Bu olayların hepsinde, gerçekçi ve cesur fakat ayrıca kararlı ve inatçı iyimserlik başarının sonucu değil, | TED | في كل هذه الأمثلة، ثمة تفاؤل واقعي ولكن بتصميم وعزيمة لم يكن نتيجة النجاح. |
Doug'ın değil dediğim zaman da bir tahminde bulundum, umut ettim ya da. | Open Subtitles | وعندما قلت أن الطفل ليس لــ دوغ كان تخمين فقط أو تفاؤل في الحقيقة |