"تقول الأسطورة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Efsane
        
    • Efsaneye
        
    • Efsanelerde
        
    Bu kasabada, şeytani bir yaratığın konumlandığına dair bir Efsane var. Open Subtitles تقول الأسطورة أن في تلك البلدة، وحش شرير يتمدد في الإنتظار.
    Efsane der ki, 50 fit kanat genişliğine sahipmiş ve burnundan ateş üflermiş. Open Subtitles تقول الأسطورة أن طول جناحها كان يصل لخمسين قدماً وكانت تنفس النار من خياشيمها
    Bu Efsane, Tanrı'nın dünya arazilerini bölüştürdüğü zaman başladı. Open Subtitles عندما قسّم الله الأرض هكذا تقول الأسطورة
    Efsaneye göre, o kadar kötü olarak doğuyorlarmış ki doğdukları gece anne-babalarını öldürüyorlarmış. Open Subtitles تقول الأسطورة إنهم وُلدوا أشراراً للغاية لدرجة أنهم قتلوا آبائهم فى ليلة ميلادهم
    Efsaneye göre öyleymiş. Bir kurt adam ısırığı bir vampiri öldürebilirmiş. Open Subtitles تقول الأسطورة أنّ عضّة من مذؤوب يمكن أن تقتل مصّاص دماء
    Efsaneye göre saat, Afrika'daki bir gemide yolculuk yapan bir doktora aitmiş. Open Subtitles تقول الأسطورة أنها كانت مُلك طبيب كان يركب سفينة مُتجهة من أفريقيا
    Efsanelerde masasının altında bir cüce tuttuğu ve bu cücenin geleceği gördüğüne inandığı söylenir. Open Subtitles تقول الأسطورة أنه كان يحتفظ بقزم تحت طاولته و كان يعتقد أن هذا القزم عراف بارع
    Efsane der ki, ona bir kez bakan taşa dönüşür ama kimse bilmiyor çünkü kimse önünden canlı geçemedi. Open Subtitles تقول الأسطورة أنّكَ إذا نظرت إليه فستتحوَّل إلى حجرٍ. لكن لا أحد يعلم ذلك يقيناً، إذّ لم يسبق وتسنّت النجاة لأحدٍ منه.
    Efsane bu odanın tam olarak nerde olduğunu söylüyor mu? Open Subtitles هل تقول الأسطورة أين تقع هذه الغرفة بالضبط؟
    Ormanda yaşamış olan iki kardeşe dair bir Efsane var. Open Subtitles تقول الأسطورة بأن شقيقين عاشا معًا في الغابة
    Efsane kayıp ruhların görüntüsüne bürünebildiklerini söyler. Open Subtitles تقول الأسطورة بأنه يستطيع إنتحال شكل الأرواح الضائعة
    Efsane şöyle devam ediyor, o yıl kamptaki çocuklardan birinin babası Columbia Records'tan bir yetenek avcısıymış. Open Subtitles تقول الأسطورة أن والد أحد الأولاد في المخيم تلك السنة كان رجل توزيع في شركة تسجيلات.
    Efsane sadece blum kez her 200 yıl diyor. Sierra Guadalupe tepesinde yüksek. Open Subtitles تقول الأسطورة أنها تزهر مرة واحدة كل 200 سنة
    Efsane der ki cadı bu iksiri bir prensin kaderini değiştirmek için kullanmış prense 10 adam gücü vermiş. Open Subtitles تقول الأسطورة أنّ ساحرةً استخدمته لتغيير قدر أمير أعطته قوّة عشرة رجال
    Efsaneye göre kusursuzluğa giden yolda her ruh oradan geçmelidir. Open Subtitles تقول الأسطورة أن لا بد لكل روح العبور من هناك في الطريق إلى الكمال.
    Efsaneye göre beyaz kürk tüccarları bir kabileden genç bir kız kaçırırlar - ve kızı onlar için bir çocuk doğurması için zorlarlar. Open Subtitles تقول الأسطورة أن مجموعة من تجار الفراء الأبيض إختطفوا فتاة من قبيلة وأرغموها على إنجاب طفل لهم
    Efsaneye göre, Fuji Dağı'nın lavları içinde dövülmüş. Open Subtitles تقول الأسطورة إن هذا السيف تم صنعه من نيران جبل فوجي
    Efsaneye göre Maggie Cinders, kurbanlarını, kafasını kesmek için kullanılan baltayla öldürürmüş. Open Subtitles تقول الأسطورة أن ماجي سينديرس تقتل ضحاياها بنفس الفأس القديمة التي قطع بها رأسها عام 1783
    Efsaneye göre Teksas Polisiymiş. Onurlu bir adam. Open Subtitles تقول الأسطورة أنه كان من القوات الخاصة من تكساس، رجل شرف
    Efsaneye göre, eğer yalan söyleyip elini buraya koyarsan ısırıp koparırmış. Open Subtitles فم الحقيقة، تقول الأسطورة إن كنت تكذب -أدخل يدك هنا، وستُقطع
    Efsanelerde bahsedilen uçan at... Open Subtitles تقول الأسطورة أنّ ذلك الحصان استطاع الطيران

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more