- Aslında asistanlık işi sayılır. - Ve burada kalıyorsun. | Open Subtitles | ــ إنه فقط منصب طبيب مقيم ــ وهل تقيم هنا؟ |
Bir otelde yaşıyor, yani ne kadar ev olabilir ki? | Open Subtitles | حسنا هي تقيم في فندق؟ وتعلم كم من المال يكلف |
- Tanrı aşkına! Bizimle kalıyor! - Beni ona götür. | Open Subtitles | بحق المسيح, هي تقيم عندنا أريد منك أن تاخذني لها |
Ben, öğrenci yurdunda kaldığını sanmıştım, ama orada kalmadığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى منزلك لكننى علمت أنك لا تقيم هناك الأن |
Kızgınsın ve mutsuzsun çünkü bir otelde yaşıyorsun çünkü karın, başka bir kadınla ilişkin olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | بسبب إكتشاف زوجتك بشأن المرأة التي تقيم علاقة غرامية معها والتي لا تكترث لأمرها |
Deneklerin yarısına, karısının kocasının en iyi arkadaşı ile ilişki yaşadığını söyledik. | TED | لنصف المشاركين، قمنا بإخبارهم ان زوجته تقيم علاقة مع صديقه المقرب |
Sana yemek ısıttım çünkü pis bir yerde kalıyorsun, yemeni istedim. | Open Subtitles | أحضرتُ لك طبقاً... لأنك تقيم في فندق هزيل... وأردتك أن تأكل |
Bu akşam kampüstemi kalıyorsun oğlum? | Open Subtitles | انت تقيم في الحرم الجامعي هذه الليلة , يا بني؟ |
Plage Xanadu'da kalıyorsun, değil mi? Hadi. Seni bırakayım. | Open Subtitles | انت تقيم عند شاطئ تشاندو ؟ تعالى سأوصلك كنت أفكر اذا كنت تريد مكانا للإقامة |
Scarlett benim çatım altında yaşıyor, bu yüzden ondan ben sorumluyum ve bir dulun partide toplum içine çıkması! | Open Subtitles | لكن سكارليت تقيم معي لذا فهم يعتقدون أني مسئولة عنها عن أرملة تظهر علناً في حفل اجتماعي |
Ailesi Five Towns'da yaşıyor. Bu Yahudilerde bol para var. | Open Subtitles | عائلتها تقيم في البلدات الخمس هؤلاء اليهود لديهم الكثير من الأموال |
--Bayan Bonomo, Roma doğumlu, Roma'da yaşıyor. | Open Subtitles | الزوجة بونومو التي ولدت في روما و تقيم في روما |
Matmazel Marie Marvelle, Belçikalı büyük film yıldızı, ...o otelde kalıyor. | Open Subtitles | " الآنسة " ماري مارفل الممثلة الكبيرة البلجيكية انها تقيم هناك |
Evde başka biri olmadığı için o bizde kalıyor görüyorum.... | Open Subtitles | ليس لديها أحد يقيم معها ، لذلك هي تقيم معنا فهمت |
O seni tanıyor. Bana senden bahsetti. Discount'ta kaldığını söyledi. | Open Subtitles | هو يعرفك، أخبرني عنك، قال بأنك كنت تقيم بفندق "ديسكاونت" |
Teknede yaşıyorsun yaptığın işi söyleyemiyorsun ve biliyorum uzun süredir baban olamadım ama korumacı yaklaşmamak elde değil. | Open Subtitles | أنت تقيم علي قارب لا تستطيع إخباري عن عملك وأعرف أني لم أكن والدكِ دائماً ,لكن من الصعب الا أكون حامياً لإبنتي |
Diğerlerine ne söylediğin umrumda değil. Nerde yaşadığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | انا لا اهتم بما قلته للرجال الاخرون اريد ان اعرف اين تقيم |
Bayan Eastman önümüzdeki ayin 1 5'inde evde bir parti veriyor. | Open Subtitles | السيدة ايستمان تقيم حفلة في البيت في الخامس عشر من الشهر القادم |
Böylece, birisi sana der ki: "Bir saniye bekle. Aracınızda yaşıyorsunuz?" | Open Subtitles | عندها, عندما يقول لك أحدهم أنك تقيم في سيارتك؟ |
Bay Trent, Belgrave Meydanı'nda yedi numarada oturuyor. | Open Subtitles | السيدة تيرنت تقيم في رقم سبعة بميدان بلغراف |
Beni tanıyorsun. Caddenin karşısında oturuyorsun. | Open Subtitles | تَعْرفُ من أَنا فأنت تقيم فقط عبر الشَّارِعِ |
Başka bir davada tanıklık yapmak için Westin'da kalıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنت تقيم في فندق ويستن بينما أنت تدلي بشهادتك هنا نعم |
Müfettiş, çok meşgul genç anneler veya aşk yaşayan genç kızlar, değişik amaçlar için çok sayıda çek yazabilirler. | Open Subtitles | أم شابة أو فتاة تقيم علاقة غرامية ،هن مَن يكتبن أنواع عدة من الشيكات |
Ailem orada yaşıyordu. Belli nedenlerden dolayı yıllar önce oradan ayrıldık. | Open Subtitles | كانت عائلتي تقيم هناك، ولكن غادرنا قبل سنوات، لأسباب واضحة. |
Orada uzun süre kalmadı, üstünü değiştirip, gençlik pansiyonunda kalan İtalyan kızın kılığına girdi. | Open Subtitles | ولكنها لم تبق هناك فترة طويلة, لأنها.. قامت بتغيير ملابسها الى الزى الأيطالى لفتاة تقيم فى نزل الشباب |
George, Susan Ross Vakfı bu hafta sonu bir görüşme düzenliyor. | Open Subtitles | جورج، تقيم مؤسسة سوزان روس حدثاً هاماً عطلة الأسبوع. |