"تلتقط" - Translation from Arabic to Turkish

    • çekiyorsun
        
    • çeker
        
    • çektin
        
    • almaya
        
    • yakalıyor
        
    • tespit
        
    • çeken
        
    • çekmek
        
    • çekerken
        
    • toplayan
        
    • yakalayan
        
    • çekmiyorsun
        
    • yakalar
        
    • çekmesi
        
    • topluyor
        
    Olan şu ki dünya dönerken resimler çekiyorsun ve gökyüzünde bir yelpaze elde ediyorsun. TED ما يحدث هو عندم تصور في وقت دوران الارض، تلتقط صورة مروحة عبر السماء.
    Katil hala burada olabilir. Kalabalığın resmini çeker misin? Open Subtitles قد يكون الفاعل من الحشود ألا تلتقط صورة من أجلي ؟
    O lanet resmi çektin ve gazetelere sattın. Open Subtitles تلتقط تلك الصورة اللعينة تبيعها الى صحيفة شعبية
    Babasını havaalanından almaya gitmemiş. Open Subtitles من المفترض أن تلتقط أبيها هذا الصباح من المطار ولكنها لم تظهر
    Ama benim görüşüme göre, şu günlerde Avrupa'da demokrasi hakkındaki problemlerin bir kısmını yakalıyor. TED ولكنها في نظري تلتقط على نحو جيد للغاية جزء من المشكلة التى نواجهها مع الديمقراطية في أوروبا هذه الأيام.
    Ama alet hiç hareket tespit etmedi. Köpekler hiç koku almadı. Open Subtitles لكنّ الأجهزة لم تلتقط أيّة حركة والكلاب لم تلتقط أيّة رائحة
    Bay B, geleceğin resmini çeken bir fotoğraf makinesi icat edecek ve bunu sadece bizim dairemize bakmak için mi kullanacak? Open Subtitles السيد بي اخترع كاميرا تلتقط صورا للمستقبل واستخدمها فقط ليصور شقتنا؟
    Bu yüzden tasarımcılar fotoğraf çekmek veya odağı ya da açıklığı değiştirmek gibi diğer şeylerle ilgilenirken parametreleri değiştirmenizi sağlayan arayüzler yaratmakta çok usta hâle geldiler. TED وهكذا أصبح المصممون بارعين جداً في صنع الواجهات التي تسمح لك بالتلاعب بالعوامل المتغيرة بينما تهتمُ بأشياء أخرى، مثل أن تلتقط صورة وتغير البؤرة أو الفتحة.
    Makine zamanın 1 gün ilerisinin fotoğrafını çekerken bu fotoğrafı nasıl çekebilmiş ki? Open Subtitles كيف يمكن أن يكون إلتقطها بينما بينما تلتقط الكاميرا صورة لليوم التالي وحسب؟
    - O şeyiyle masalardan çeyreklikleri toplayan bir kadın-- Open Subtitles -إنها المرأة التى تلتقط الأرباع من فوق الموائد
    Her bir heykelin üzerinde onlardan ne kadar uzakta olduğunuzu yakalayan sensörler var. TED وهناك أجهزة استشعار مثبتة على رأس كل منحوتة تلتقط كم أنت بعيد عنهم.
    Yani neden sokaktaki sıradan kişileri çekmiyorsun? Open Subtitles ولكن لمَ العارضات؟ أعني لمَ لا تلتقط صور لشباب غير معروفين؟
    Bir intihar görevine gidiyoruz, sense kalkmış fotoğraf çekiyorsun. Open Subtitles نحن ذاهبين في مهمة خطرة وأنت تلتقط الصور.
    Geçen akşam da Afet ölüyor sen fotoğraf çekiyorsun... Open Subtitles في تلك الليلة، كانت عفت تحتضر وأنت تلتقط الصور
    ATM makineleri her 3 saniyede bir fotoğraf çeker. Open Subtitles مكائن الصراف الألى تلتقط الصور كل ثلاث ثوانى
    Fotoğraf çeker ve ben de onları nasıl depolayacağını gösteriyordum. Open Subtitles انها تلتقط الصور وكنت اعلمها كيف تقوم بتخزينهم
    O gece yürürken fotoğraf çektin mi? Open Subtitles أكنت تلتقط الصور بهذه الليلة أثناء المشـي ؟
    Ama çevremdeki bazı frekansları almaya başladım. Open Subtitles لكن, مع مرور الوّقت, بدأت تلتقط ترددات مُعينة المُحيّطة بحوليّ.
    bir insanın hayatının en son dakikasını yakalıyor olması. Fotoğraf çekildikten 60 saniye geçmeden bu kişi ölmüştü. TED هو أنها تلتقط اللحظة الأخيرة من حياة الشخص. وفي أقل من ستين ثانية بعد التقاط هذه الصورة، توفي الرجل
    128 sensor küçük sinyalleri tespit eder, beyin hücrelerinden ateş yayılırken. Open Subtitles 128مجسة تلتقط الإشارات الدقيقة المنبعثة من خلايا دماغي المشتعلة
    Çoğu telsiz VHF frekansını çeken polimer bir filmle kaplıdır. Open Subtitles معظم الميكرفونات تغطّى بطبقة من بوليمر الفيلم الذي تلتقط الموجات ذات التردد العالي جدا
    Bu teleskop ağı gelecek yıl kara deliğin ilk fotoğrafını çekmek için planlandı. TED هذه الشبكة من التليسكوبات من المقرر أن تلتقط أول صورة لثقب أسود العام المقبل.
    Makine zamanın 1 gün ilerisinin fotoğrafını çekerken bu fotoğrafı nasıl çekebilmiş ki? Open Subtitles كيف يمكن أن يكون إلتقطها بينما بينما تلتقط الكاميرا صورة لليوم التالي وحسب؟
    Haftasonlarını striptiz kulüplerinde geçirip Tadımlık yiyecekleri yemekten ve bahşişleri toplayan kızın Verdiği firikiğini izlemekten buraya Open Subtitles تقدمنا كثيرا منذ كنا نقضي العطل الاسبوعية في نوادي التعري ونحن ناكل الوجبات المجانية ونراقب فتاة وهي تلتقط الدولار بمؤخرتها اجل
    Ve düğün çiçeği yakalayan kızlarla çıkan ben değilim. Open Subtitles وأنا لست الرجل الذى يجلب فتاة . تلتقط باقات الزهور
    Neden fotoğraf çekmiyorsun? Daha uzun süre dayanır. Open Subtitles لماذا لا تلتقط صورة انها تدوم لفترة اطول
    Ama öne ve arkaya hareket ettiği zaman, retina bu değişimleri de yakalar. TED ولكن عندما تتحرك ذهابا وإيابا ، شبكية العين تلتقط هذه التغيرات.
    Belki de Kathy White'ın bu fotoğrafları çekmesi için olay yerinde olması gerekmiyordu. Open Subtitles ربما لم تكن كاثي وايت تحتاج أن تكون في المكان حتى تلتقط هذه
    Çiçek topluyor. İçeride birine vermek istiyor. Open Subtitles أنها تلتقط بعض الزهور تريد أن تقدمهم لشخص ما بالداخل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more