| Hayır, onda düzinelerce var. Sıkıldı mı, Hayatına devam eder. | Open Subtitles | هي لديها العشرات، إنها تملّ ، و تمضي إلى الجديد. |
| Bana bir şey olursa 2. Bölük yoluna devam edebilir. | Open Subtitles | أي شيء يحدث لي يجب على الماس الثانية أن تمضي |
| Vizyon sahibi olmalısınız. Bu iş nereye gidiyor görebilmelisiniz. | TED | يجب أن تكون لك رؤية. يجب أن تتمكن من تتصور إلى أين تمضي الأمور |
| Pazar günleri de, bizimle vakit geçirmek için yorgun olurdun. | Open Subtitles | وايام الأحد لا تمضي معنا أي وقت لأنك مرهق جداً |
| Saatler geçiyor, ee bence, senin yatma vaktini geçirdik. | Open Subtitles | ساعات تمضي, حسنا فقط, يتعدى ذلك على ساعات نومي. |
| senin devam etmeni istemiyorum ve bu hiç adil değil. | Open Subtitles | أنا لا أريدك أن تمضي قدماً , وهذا ليس عادلاً |
| Neden sadece devam edip problemi olabildiğince en iyi şekilde kendinizce çözmeye çalışmıyorsunuz? | TED | لماذا لا تمضي قدمًا وتحاول معالجة المشكلة قدر المستطاع، وبطريقتك الخاصة؟ |
| Savaş savaştır, likör de likör. İşler devam etmek zorunda. | Open Subtitles | الحربهيالحربوالعذبهوالعذب ، والأعمـال يجب أن تمضي قدمـاً |
| Sanırım davalar devam etmeli. | Open Subtitles | كلا، بل أعتقد أنّ المحاكمات يجب أن تمضي قدماً |
| Cassard, bu şekilde devam edemez. | Open Subtitles | كاسارد , لايمكن للامور أن تمضي على هذا النحو |
| Sen devam et, traşını bitir. | Open Subtitles | يمكنك ان تمضي قدما والانتهاء من الحلاقة الخاص بك. |
| - Garvey'de bir kiliseye gidiyor. | Open Subtitles | إنها تمضي وقتها في الكنيسة الصغيرة في جارفي |
| Biraz tek başına vakit geçirmek çok güzel, değil mi? | Open Subtitles | أوه، من اللطيف أَنْ تمضي قليلاً من الوقت مع نفسك، أليس كذلك؟ |
| Fakat hayat bana teğet geçiyor ve... bana fazlası lazım! | Open Subtitles | لكن حياتي تمضي وأ ... أناأحتاجلأكثرمنهذا |
| Bütün hayatını "Acaba ne olurdu?" diye düşünerek geçirmeni istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريدك أن تمضي حياتك تتسألي عن ما كان يجب أن يكون |
| Biriyle onca zaman geçiriyorsun ama yine de onun kim olduğunu hiç bilemiyorsun. | Open Subtitles | كم تستطيع أن تمضي مع شخص و لا تملك فكرة عن من يكون |
| - Bırak gitsin, artık ona ihtiyacın yok. | Open Subtitles | اتركها تمضي فأنت لا تحتاجها الآن أتركها؟ |
| - Kızın gitmesine izin verdi mi? - Evet, öyle sanıyorum. | Open Subtitles | الضابط جو ترك الفتاه تمضي - نعم, توقعت منه ذلك - |
| Kendini onun yerine koy. Riske girip geceyi benimle geçiriyor. Bir de bakıyor bütün Seattle öğrenmiş. | Open Subtitles | تمضي الليلة معي,ولاحقاً يتم اذاعة الخبر لكل مدينة سياتل |
| Umarım kalan hayatını senin gibi insanları korumak için geçirirsin. | Open Subtitles | أملي أن تمضي بقية عمرك في القتال لأجل أناس مثلك. |
| Eğer evliliğini düzeltmek istiyorsan onunla güzel vakit geçirmelisin. | Open Subtitles | اسمع، أنت تريد إصلاح الوضع عليك أن تمضي معها أوقاتا جيدة |
| Ama siz de gününüzü güzel işçi kızlarla geçiriyorsunuz. | Open Subtitles | نعم ولكن عليك ان تمضي كل اليوم مع هؤلاء فتيات عاملات جميلات |