Bayılıncaya kadar hızla nefes alıp veriyor. nefes alışı düzelince rahatlıyor. | Open Subtitles | ستستنشق الهواء بشدة ثم يغشى عليها ثم ينتظم تنفسها وتعود لطبيعتها |
Ve oksijen seviyesi o kadar yüksek ki teorik olarak içinde nefes alabilirsiniz. | TED | وتحوي مستويات مرتفعة جداً من الأوكسجين والتي يمكن من الناحية النظرية تنفسها |
Kafalarını balinanın bedenine sokunca yanlarındaki solungaçlarla nefes alırlar. | Open Subtitles | بينما تجد رؤوسها وقد دفنت في اللحم، فإن تنفسها يتم عن طريق خياشيم موجودة علي جانبي جسمها. |
Solunum yavaş. Tüp bağlamalısınız. | Open Subtitles | وكذلك تنفسها يجب ادخال انبوب لقصبتها الهوائية |
Solunum yavaş. Tüp bağamalısınız. | Open Subtitles | وكذلك تنفسها يجب ادخال انبوب لقصبتها الهوائية |
Ve aynı yazılımı sağdaki videoda kullansak, bu bebeğin aldığı her Nefesi görmemizi sağlıyor ve bunu onun nefesini izlemek için temassız bir yöntem olarak kullanabiliriz. | TED | ولو إستخدمنا نفس البرنامج على الفلم الأيمن يمكننا أن نرى كل تنفس تقوم به الطفلة ويمكننا هذا من مراقبة تنفسها دون لمسها |
40'lık içtiğini düşündüm çünkü Nefesi bira kokuyordu. | Open Subtitles | إعتقدت بأنها جاءت من درينكن 40 لأن رائحة تنفسها كانت خمر |
Henüz içinize çektiğiniz Hava Gandhi'nin ömrü boyunca soluduğu yaklaşık aynı 400 bin argon atomu içerir. | TED | النفس الذي نأخذه للتو تحتوي على حوالي 400,000 ذرة من نفس ذرات الآرجون التي تنفسها ماهاتما غاندي خلال فترة حياته. |
Hava yolunun korunması gerek. Ezildiği için zor nefes alıp veriyor, ve kan verilmesi gerek. | Open Subtitles | مسار تنفسها يجب أن نحميه .سيتعرض تنفسها للخطر نتيجة الاصابات |
Bebeğin nefes alma sesi telsizinden ne kadar güzel geliyor, değil mi? | Open Subtitles | ألا تحب الاستماع إلى تنفسها عبر جهاز التنصّت؟ |
Tek yapmamız gereken nefes almak olur ve Scott'a olanların aynısı içten başlayarak hepimize olabilir. | Open Subtitles | فى هواء السفينه كل ما علينا فعله هو تنفسها ومثلما حدث مع ملازم سكوت |
Ama son gün nefes almakta çok zorlandı ve çok da korkmuş görünüyordu. | Open Subtitles | لكن في ذلك اليوم الاخير تنفسها اصبح مجهدا جدا وبدت خائفة جدا |
Oh, şimdi onun sesi geldi kulağıma, nefes kesici. | Open Subtitles | أوه هذا ما سمعته في صوتها إنه صوت تنفسها |
- Bu kadar çok diazepam verirsen nefes alması durabilir, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | انت تعلمين بانكِ تخاطرين بمعدل تنفسها حسنا ؟ |
Solunum 18, ve nabzı da 88... artıyor da. | Open Subtitles | ,معدل تنفسها 18 .وضربات قلبها 88, انها تتصاعد |
Solunum yolu açık. Yatağı götürebiliriz. | Open Subtitles | حسنا احمي مخرج تنفسها , لنحرك ذلك السرير |
Tomografiye çıkaralım ve kapsamlı Solunum testi yapalım. | Open Subtitles | ..حسنا، يارفاق,لنأخذها إلى التصوير و نقوم بإختبار شامل عن تنفسها |
Margaret'ın odasındaki Solunum cihazı gece süresinceki Solunum grafiklerinin kayıtlarını tutuyormuş. | Open Subtitles | جهاز التنفس في (غرفة (مارجريت يحتفظ بسجل لصحة تنفسها خلال الليل |
Siyanotik durumda ve Nefesi düzensiz, kan basıncı 42'de 76 kalp ritmi 130. | Open Subtitles | انها في مرحلة الزراقي و صوت تنفسها مجوف و ضغط الدم 76\42 |
Nefesi duracak, kanı pıhtılaşacak. | Open Subtitles | سوف يتوقف تنفسها ويتجمد دماءها |
"Kadının saten eteğine karşı arzularla dolan adamın şişkin erkekliğini hissettiğinde, kadının Nefesi hızlandı." | Open Subtitles | " سرعة تنفسها تزداد كلما شعرت بمنطقة رجولته " ويرفع نفسه على تنورتها |
Bu kitle, Hava yolunu ve omurgasını kapatıyor. | Open Subtitles | و هو أيضاً يؤثر على تنفسها و العمود الفقري |