"تودّين" - Translation from Arabic to Turkish

• ister
• istediğin
• istersin
• istediğini
• istersen
• istiyorsan
• istediğine
• istemez
• istemezsin
• istersiniz
• istediğinden
• istemediğini
• isteyeceğin
• istemezsiniz
• isteyeceğini

Michael'ı almaya gitmeliyim. Gelip birkaç yer görmek ister misin?
يجب أَن أَذهب لمايكل، هل تودّين القدوم ومشاهدة معالم المدينة

Bir kız için bunu yapabileceğim hiç aklıma gelmezdi. İşe yaramaz bir kumarbazla birlikte olmak ister miydin?
لم أظن قط أنّني فعلت ذلك لأيّ فتـاة من قبـل هـلّ تودّين الإنضمـام إلى مقـامر مخـادع؟

Şey, senin sormak istediğin bir şey var mı? Sorabilirsin.
لو كان هناكَ أيّ شيءٍ تودّين سؤالي عنه، فتفضّلي

Zor yoldan mı, yoksa daha zor yoldan mı yapmak istersin?
أما الآن، فهل تودّين إتمام هذا بالطريقة العنيفة أم الأشد عنفًا؟

Güzel bir gece geçirmek istediğini söylemiştin, değil mi?
قلتِ بأنك تودّين موعداً غرامياً, أليس كذلك؟

Yetersiz deliller, tanık korkutmak, jüri ayarlamak... Tüm detayları duymak ister misin?
أدلّة مفقودة، تهديد شهود، تلاعب بالمحلّفين، لديّ تفاصيل، فهل تودّين سماعها؟

- Chanel'in yeni 5 nolu kokusunu denemek ister misiniz?
ـ هل تودّين الحصول على عينة من عطر شانيل رقم 5 ؟

Kuyrukta benimle birlikte beklemek ister misin?
بوسعكِ رؤيتي من هناك ماذا؟ حسناً، تودّين المجيء معي؟

Ona diğerlerini de göstermek ister misin?
هل تودّين عرض الوشم الآخر الذي لديكِ ؟ لا تفعل هذا

Bunun doğru karar olduğundan emin değilsin .ama bunun ona söylemek istediğin şey olduğuna eminsin.
لستِ متاكدةً ما إذا كان هذا هو القرار الصحيح لكنّكِ متأكدةٌ أن هذا ما تودّين إخبارها به

Ailen hala buradayken söylemek istediğin başka bir şey yok mu?
أليس لديكِ شيئ تودّين قوله بينما والداكِ لايزالان هنا؟

Mecbur değilsin fakat, ona söylemek istediğin bir şeyler var mı?
حسناً , لستِ مضطرة لفعل هذا لكن .. هل ثمّة أمر تودّين إخباره به ؟

Bu gece beraber çalışacağız ve ne zaman başlamak istersin diye soracaktım.
نحن سنقوم بالعمل معاً الليلة و كنت أتسائل في أي وقت تودّين البدء.

Belki sınıfa bu kadar komik olanın ne olduğunu söylemek istersin.
ربّما تودّين إخبار الفصل عن الأمر المضحك للغاية؟

Tatlım, eve gidip çizgi filmini izlemek istediğini biliyorum.
حبيبتي، أعلم أنكِ تودّين الذهاب للمنزل لمُشاهدة أفلام الكارتون،

Bu turta "Stop'n Shop"tan. Bunu teslim etmek istersen yani.
لكن هناك تورتة في محل الكعك، إن كنت تودّين الإستسلام.

Etiketlerin falan hepsi burda, nasıl düzenlemek istiyorsan ona göre ayarlarsın.
جلبتُ لكِ ملصقات و ما شابه، حتى يسعكِ تزيينها كما تودّين

Bunu nakit olarak yapmak istediğine emin misin?
أأنتِ متيقّنة أنكِ تودّين القيام بذلك نقداً؟

Hele bir tokatlaması var. Kim öyle bir tokat atmak istemez ki?
والطريقة التي تصفع فيها الآخرين ألا تودّين أن تقومي بذلك مرة واحدة!

İnan bana bunlara elini sürmek istemezsin. Tüm filtrasyon sistemini sökmek zorunda kaldım.
ثقي بي، لا تودّين الانخراط في هذا، لقد اضطررت لتفكيك نظام الترشيح برمّته.

Hocam, ne söylemek istersiniz.
يا معلمة، ماذا تودّين أن تغني؟

Bu kadar çok kitap almak istediğinden emin misin?
أأنتِ مُتأكّدة أنّكِ تودّين أخذ هذه الكميّة من الكتب؟

Geçen geceden sonra beni bir daha görmek istemediğini sanıyordum.
ظننتكِ لا تودّين رؤيتي ثانيةً. بعدما حدثَ بالأمس.

Hayır, isteyeceğin son şey bir sırrın varmış gibi görünmek.
كلا. آخر ما تودّين القيام به هو أن تنفضحين بسر.

Charles Bulvarı'ndan geçerken bir arabada doğurmak da istemezsiniz ama.
حسناً، حيث لا تودّين أنْ تكوني فيه يجلس في سيارة في جادّة تشارلز

Her neyse, bunu görmek isteyeceğini düşündüm.
على أية حال .. أعتقد أنّك تودّين مشاهدة هذا