Ama bir kadın için, her şey bir akıntı gibi devamlıdır. | Open Subtitles | مع النساء ، يمضى كل هذا سوياً مثل تيار الماء |
Ama bir kadın için, her şey bir akıntı gibi devamlıdır. | Open Subtitles | مع النساء ، يمضى كل هذا سوياً مثل تيار الماء |
Biliyoruz ki bizi küresel olarak bağlayan karanlık bir akım var. | TED | ونحن نعلم أن هناك تيار متخفي والذي يربطنا جميعاً حول العالم. |
Bu şeyden yüksek akım geçirmemize izin veren, sıvı metal, ergimiş tuz ve yüksek sıcaklık birleşimidir. | TED | إنها هذه التركيبة من المعدن السائل، و الملح الذائب و الحرارة العالية التي تمكننا من إرسال تيار عالي من خلال هذا الشيء. |
Sanki durmadan akan bir nefret akıntısı vardı, etrafımızda köpürüyor ve gitgide taşıyor. | TED | وكأنه كان هناك تيار الكراهية الثابت وهو يدور في كل مكان حولنا ويفيض بشكل متزايد. |
Fren koruyucusundan asbest, kurşunlu benzin tamirci tezgahı, bir de ayrıca anne bir jeneratörün ürettiği yüksek akımla Elektrik verildi. | Open Subtitles | حرير صخري من أجمة مبطنة غازولين مشبع بالرصاص مقعد ميكانيكي تعرف بالإضافة إلى أن الأم تم صعقها بالكهرباء باستخدام تيار |
Ama tehlikeli bir ters akıntı var ve geçen sene burada bir adam boğulmuştu. | Open Subtitles | هناك تيار خطير لقد غرق رجل هنا العام الماضى |
Ama tehlikeli bir ters akıntı var ve geçen sene burada bir adam boğulmuştu. | Open Subtitles | هناك تيار خطير لقد غرق رجل هنا العام الماضى |
Ve bir yılanın ruhuna sahip her akıntı bütün yılanların ruhları, büyük nehirde buluşacak ve her biri bir tane olmak, en büyüğü olmak bütün ruhların en büyüğü olmak için . kendi etrafında kıvrılacak. | Open Subtitles | .. و كل تيار له ثعبان روحها وجميع الثعابين روح لقاء في نهر كبير وتطور في مختلف أنحاء بعضها البعض |
Eğer çok fazla akım varsa, akıllı verici kendini kapatıyor, ve yangının başlamasını önlüyor. | TED | اذا مرّ تيار كهربائي كثيف، يطفئ المستجيب الذكي نفسه، ويمنع حدوث حريق آخر. |
Bu demek oluyor ki manyetik titreşim öyle bir Elektrik akımı oluşturuyor ki, bu akım beyindeki hatalı elektriksel aktiviteyle etkileşimde bulunuyor ve ona engel oluyor. | TED | هذا يعني أن النبضات المغناطيسية تولد تيار كهربائي يتداخل مع النشاط الكهربائي الخاطئ في الدماغ. |
Her bölme kendisinden öncekinden 10 kat daha fazla akım kaydediyor. | Open Subtitles | حيث كل مقياس يقوم بتسجيل شدة تيار كهربائي يعادل عشرة أضعاف المقياس الذي قبله |
Dip su akıntısı onları götürdü, beni de dertten kurtardı. | Open Subtitles | لقد حملهم تيار المد بعيدا و وفر على المتاعب |
Dip su akıntısı onları götürdü, beni de dertten kurtardı. | Open Subtitles | لقد حملهم تيار المد بعيدا و وفر على المتاعب |
Belki de etkisini arttırmak için içinden Elektrik akımı geçiriyordur. | Open Subtitles | ربما مررت من خلاله تيار كهربائي كي تزيد من فعاليته |
Gözyaşlarıyla dolu bir akıntıya karşı yüzdüğünü biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | هل تعرف انك تسبح في تيار سريع من الدموع ، صحيح ؟ |
Kampın hemen yanında nehir bulduk ve orada balıklar var. | Open Subtitles | بقرب المخيم لدينا تيار مائي سام حارس برودكلين |
Ve bu da bir İngiliz hava dağıtıcısı. Yumuşakça hareket edip odadaki hava akımını sağlıyor. | TED | وهذا شجر الصفصاف الإنجليزي الموزع للهواء. و هذا يحرك بنعومة تيار الهواء عبر الغرفة. |
Hücresel birleşme birkaç saat sürer ama bilinç akışını başlatabiliriz. | Open Subtitles | عملية ربط تأخذ خلايا عدة ساعات لكن كنا قادرين على إطلاق تيار الوعي. |
Bir şeylerin akarak gittiğini izleyebileceğim güzel bir derenin yanında bir ev. | Open Subtitles | مكان هادئ إلى جانب تيار جميل حيث أستطيع مشاهدة الأشياء تطفو |
Burada şaşılacak bir cereyan var. Eminim amcam zamanında böyle değildi. | Open Subtitles | هنالك تيار هوائي صادم أنا واثقة أنه لم يكن كذلك في أيام عمي |
East River'ın akıntısının merhametine kaldığını gösteren ölüm sonrası yaralanması da yok. | Open Subtitles | لا إصابات بعد الوفاة بما يتفق مع كائن تحت رحمة تيار النهر الشرقية. |
Kapının dışından düşersiniz, pervane arkasındaki hava akımına kapılırsınız. | TED | انت تقع الى خارج الطائرة ويتحكم بك تيار الهواء |
Dik uçurumların yarattığı yükselen hava akımları akbabaların iri gövdeleriyle havalanmalarını çok kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | المنحدرات الصخرية الهائلة تخلق تيار هوائي صاعد, مثالية لرفع اجسام الكندور الضخمة الى الهواء. |
Patlamadan önce suya düştü vede akıntının tersine doğru. | Open Subtitles | وصلت الي الشاطي قبل الانفجار وعكس تيار النهر |
Bu buz kütlesi Labrador akıntısıyla aşağı sürükleniyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أن تيار لابرادور يحمل الجليد معه |