"ثقيلا" - Translation from Arabic to Turkish

    • ağır
        
    • ağırdı
        
    Daha da önemlisi kurbana ne ile vurulduysa çok ağır bir şey olmalı. Open Subtitles الأهم من ذلك، أيا كان ما ضربه به يجب أن يكون ثقيلا للغاية
    Jon, kararının ona ağır geldiğini ve her gün sıkıntı çektiğini söyledi. TED قال جون أنه كان قرارا ثقيلا عليه وكان يرهقه يومياً.
    Çok yorgunum. Zırhım hiç olmadığı kadar ağır geliyor. Open Subtitles تعبي شديد، ويبدو درعي ثقيلا كما لم يكن من قبل
    Bu yükün bana ağır gelebileceğini hiç düşünmediniz mi? Open Subtitles هل فكرت فى أن ذلك ربما يمثل عبئا ثقيلا عللى ؟
    Kalkanı ağırdı, dengesini bozuyordu. Open Subtitles درعه كان ثقيلا بحاجة إلى التحرر
    - Hala çok ağır. - Belki de kabzanın daha sert olması gerekiyor? Open Subtitles لا يزال ثقيلا ربما لانك تحملينه في غير وضعية الاطلاق
    Demir çubuk işlerini halletmek için yeterince ağır değilmiş gibi Open Subtitles حديد مفك اعجلات لم يكن ثقيلا كفاية لكسر الزجاج
    Onlar neler olduğunu anlamadı çünkü hala ağır geliyordu. Open Subtitles ولكنهم لم يعرفوا ما الامر لان البرميل كان مازال ثقيلا جدا
    Majesteleri'nin yokluğunda sırtınızda ağır bir yük taşıdığınızı biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أنك تحمل عبئا ثقيلا في غياب صاحب الجلالة
    Sırlar ise insanların kendi başlarına taşıdıkları ağır yüklerdir. Open Subtitles الأسرار يمثلون عبئا ثقيلا يحمله الناس من تلقاء أنفسهم
    Beyaz, acısız sessizliğe gömülme arzusu bazen çok ağır basıyordu. Open Subtitles و الرغبة بدخول الصمت الأبيض الذي لا ألم فيه كانت شيئا ثقيلا
    Ama Kral Ferrante öldüğünden beri zaman daha ağır akıyor. Open Subtitles لكن منذ وفاة الملك فيرانتي، أجد الوقت ثقيلا
    Yardım etmek isterdim ama ağır görünüyor, iğrenç kokuyor ve ben bir kızım. Open Subtitles أود المساعدة لكنه يبدو ثقيلا وذو رائحة مقرفة وأنا فتاة
    Teorisyenlerin kollarını açtıklarını biliyorum çünkü ağır bir Higgs olabilir ama her zaman dedim ki en kötü durumda elimde sadece ve sadece Higgs olacak. Open Subtitles ـ أعلم أن المنظرين كلهم ثائرين لأنه، يمكن أن يكون جسيم هيجز ثقيلا ولكن، كنت أقول دائما
    Arka aksı yükselttiler sonra da gaz pedalına ağır bir şey koydular. Open Subtitles رفعوا المحور الخلفي أعلى، ثم وضعوا شيئا ثقيلا على الغاز
    Ben bu işi kaldıramadım. adamım, çok ağır oldu. Open Subtitles أي وسيلة للتعامل مع هذا القرف، كان ثقيلا جدا.
    ...özel hayatından çok üstlendiği ağır işlerle ilgilen. Open Subtitles أخذ حياته بنفسه مفضلا أن يواجه حملا ثقيلا
    Şimdi, işi tamamladın, fakat silah hızla hareket ettirilemeyecek kadar ağır. Open Subtitles والآن فقط اكتملت المهمة ولكن سلاح الجريمة كان ثقيلا جدا لنقله بسرعة
    Bay Lowenthal'ın raftan ağır bir şey alıp yatağa koyduğunu ve fermuarın sesini duyunca bunun büyük bir silah kutusu olduğunu anladım. Open Subtitles سمعت السيد لوينتال يسحب شيئا ثقيلا من على الرف ويضعه على السرير وصوت السحاب دلني
    Çok ağırdı. Open Subtitles لكنه كان ثقيلا جدا
    Kalkanı ağırdı. Open Subtitles درعه كان ثقيلا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more