"جاؤوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • geldi
        
    • gelip
        
    • gelmişler
        
    • geliyorlar
        
    • gelen
        
    • onlar
        
    • geldiklerini
        
    • gelmiş
        
    • gelenler
        
    • geldikleri
        
    • gelmişlerdi
        
    • gelirlerse
        
    • geliyorlardı
        
    • geldiklerinde
        
    • gelmişti
        
    Her bir kişi, bir bir mahkemenin önüne yaklaştı, şunu düşünmekten kendimi alamadım: Bu insanlar nasıl buraya geldi? TED بينما يقترب كل شخص واحدا تلو الآخر، أمام غرفة الجلسات، لم أستطع التوقف عن التفكير: كيف جاؤوا إلى هنا؟
    Az önce onlar geldi ve özellikle senin dışında bir doktor istediler. Open Subtitles هم فقط جاؤوا إلى هنا وسَألوا بشكل مُحدّد عن شخص ما غيرك
    Olaydan önceki 7 saatte, 37 kişi 11. kata gelip gitmiş, Open Subtitles وفي السبع ساعات الماضية 37 شخصاً جاؤوا وذهبوا من الطابق 11
    Çocukken, buraya onu almaya gelmişler. Onu öldürmek için. Open Subtitles هنا حيث جاؤوا لاخذه عندما كان طفلا لقتله
    Her taraftan Sierra Maestra Dağları'na geliyorlar. Open Subtitles من كل النواحي , قد جاؤوا الى جبال سييرا مايسترا
    Teal'c ve ben, Goa'uld ile beraber gelen jaffaları izledik. Open Subtitles تيلك وأنا تبعنا ال الحراس الذين جاؤوا مع ال جوؤولد
    Bu nesneyi Tahran'da görmek için, İran'da yaşayan binlerce Yahudi Tahran'a geldi. TED لرؤية هذا الشيء في طهران، آلاف من اليهود الذي يعيشون في إيران جاؤوا إلى طهران لرؤيته.
    Gerçek ise; ilerleyen haftalar ve aylarda yüz binlerce kişi sergiyi görmeye geldi. TED لكن حقيقةً، في الأسابيع والأشهر التي تلتها مئات الألاف من الزوار، جاؤوا ليحضروا العرض
    Epey sonra, biryerlerden birkaç çiftçi geldi ve sopalarla bizi dövdüler. Open Subtitles قريباً،مزارعون بالعصي جاؤوا مِنْ مكان ما وَضْربُونا
    Eve gelip beni tutukladılar ve beni Ciddi Suçlar Birimi'ne getirdiler. Open Subtitles لقد جاؤوا لمنزلي وألقوا القبض عليَّ وقاموا بإحضاري لـوحدة الجرائم الخطيرة
    Güneyden gelip kaçışımızı engellemeye çalışıyorlar. Open Subtitles لقد جاؤوا إلى الشرق قادمين من الجنوب محاولين قطع طريق هروبنا
    Listedeki dört hasta iş saatleri dışında ofise gelmişler. Open Subtitles وجدت شيئَأ أربعة مرضى خارج القائمة جاؤوا بعد ساعات من عملياتهم
    Buraya bir yıl önce gelmişler yaklaşık bir ay önce de, paralı evleri soymaya başladılar. Open Subtitles جاؤوا إلى هنا قبل سنة، يتم سرقة منازل الأثرياء حوالي مرة في الشهر.
    Anjali, evimize ilk kez geliyorlar... yiyecek birşeyler ikram etsene. Open Subtitles انجلي جاؤوا إلى بيتنا للمرة الأولى. أحضري شيئا ليأكلوة
    Ama 94 yaşında öldüğünde, onun için yas tutmaya gelen insanlar yüzünden polis, mahallesinin sokaklarını kapatmak zorunda kaldı. TED ولكن عندما توفي في عمر 94، اضطرت الشرطة أن تغلق شوارع حيه لاستيعاب حشود الناس الذين جاؤوا لتعزيته.
    Çocuklarımız için geldiklerini, evlerimiz yıkılana kadar onları kara boyunca dağıttıklarını? TED بأنهم جاؤوا لأطفالنا، ليشتتوهم في القارة حتى تغرق منازلنا؟
    Bu platformu yaratarak bizden önce gelmiş milyarca insanın konakladığı milyonlarca yer bulacağız. TED عن طريق إنشاء هذه المنصة، سوف نجد ملايين الأماكن المليئة بمليارات الناس الذين جاؤوا قبلنا.
    Bu insanlar Belçika'ya kaçabilmek için ondan paralarını almaya gelenler. Open Subtitles كل أولئك الرجال جاؤوا إليه بمالهم لكي يهربوا إلى بلجيكا
    Umarım geldikleri yere geri dönerler ve onu yalnız bırakırlar. Open Subtitles أتمنّى بأنّهم فقط أعود إلى حيثما جاؤوا من ويتركوه بدون تدخّل.
    6 Avrupa ülkesinden temsilciler Avrupa Birliği'ni kuracak anlaşmayı imzalamak için Roma'ya gelmişlerdi. TED ممثلون عن ست دول أوروبية جاؤوا إلى روما لتوقيع ميثاق انشاء الإتحاد الأوروبي
    Dinle... ya mahkeme celbi ve metal testerelerle gelirlerse? Open Subtitles إفترض أنهم جاؤوا بمذكرات الاستدعاء و المناشير
    Paris'in her tarafından müdavimler, sınıf farkı ayırt etmeksizin bu gösterişli eğlence ve hovardalık etmek için geliyorlardı. Open Subtitles الزوارالدائمونمن جميعأنحاءباريس, بغض النظر عن طبقتهم... جاؤوا من أجل المتعة و المرح... ...
    Buraya geldiklerinde birçok kişi onları suçlu gençler olarak görüyordu. Open Subtitles عندما جاؤوا في هنا الكثير من الناس فكروا بهم كمجرمون وجانحون.
    Roxbury'deki dedektifler beni almaya gelmişti bir keresinde. 9 kişi yolladılar. Open Subtitles كما في الحقائب محققوا " روكسبوري " جاؤوا إلي ذات مرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more