Hatta başkalarından daha çok hak ettiğini düşünenler bile vardı. | Open Subtitles | لقد كان هُناك من يعتَقِد أنهُ أكثر جدارة من الآخرين. |
Atilla, kimse kraliyet tacını senden çok hak etmiyor. | Open Subtitles | أتيلا، لا أحد أكثر جدارة منك للتاج الإمبراطوري. |
Mutluluğun hak edilecek bir şey olmadığını bilmen gerekir. | Open Subtitles | يجب أن نعرف أن السعادة لا تحتاج إلى جدارة. |
Size bu Diz Bağı'nı vererek, buna şahitlik edip, Tanrı'nın bunu size bahşettiğini ve hak ederek elde ettiğinizi, hakkınızla giyip, Tanrı'nın ihtişamı yolunda kullanacağınızı kabul etmişlerdir. | Open Subtitles | نقدم لك اعترفنا بأنك الصديق والأخ والرفيق بشهادة الإيمان التي ترقيك وتمنحك عضوية الرابطة والتي منحها الرب لك عن جدارة |
Bu bir hediye değil, sen bunu hak ettin. | Open Subtitles | والمنزل وليست كهدية بل استحققتها عن جدارة |
50 yıldır o tahta oturup da, gerçekten hak eden tek erkek olabilir. | Open Subtitles | قد يكون أول شخص يجلس على هذا العرش لمدة 50 عاماً يستحقها عن جدارة. |
50 yildir o tahta oturup da, gerçekten hak eden tek erkek olabilir. | Open Subtitles | قد يكون أول شخص يجلس على هذا العرش لمدة 50 عاماً يستحقها عن جدارة. |
Bence bunu hak ettik. Sence etmedik mi? | Open Subtitles | أرى أنّنا نستحقّه عن جدارة ألا ترين ذلك؟ |
Ayrıca orada sana ne olduysa, hak ettiğin için oldu. | Open Subtitles | وأيًا كان ما حدث لك أظنك استحققته عن جدارة. |
Biliyorsun, bu senin zaferin. Bunu çoktan hak ettin. | Open Subtitles | انها لذة انتصارك الآن وانت تسحقها بكل جدارة |
Bill Gates:Motivasyon ve geri bildirim ile ilgili bir sistem hakkında çalışmalar yaptığını gördüm -- enerji noktaları, hak edilince alınan rozetler. | TED | بيل غيتس: لقد رأيت بعض الأشياء التي تفعلها في النظام ينبغي عليك فعلها عبر الحوافز والردود -- نقاط نشاط، شارات جدارة |
Mutluluk hak edilmek zorunda değildir. | Open Subtitles | ان السعادة لا تحتاج إلى جدارة. |
Bunu hak etmek için elimden gelenin en iyisini yapacağım. | Open Subtitles | سأقوم بكل ما بوسعي لأستحق هذا عن جدارة |
Ama söz veriyorum ki çok daha değerli bir eş size hak ettiğiniz evladı verecektir. | Open Subtitles | لكنّي أعدك أنّ زوجة أكثر جدارة ستنجب لك الطفل الذي تستحقّه... |
hak ettiğini, her ne ise, bulsun. | Open Subtitles | الله يعطيه قسطا من الراحة عن جدارة. |
Ama söz veriyorum ki çok daha değerli bir eş size hak ettiğiniz evladı verecektir. | Open Subtitles | لكنّي أعدك أنّ زوجة أكثر جدارة ستنجبلكالطفلالذيتستحقّه... |
hak edilmiş bir kaçış hepimizden. | Open Subtitles | فترة راحة مُستحقة عن جدارة من... حسناً، مِنّا جميعاً. |
Dünyanın en seçkin kadınını elde ettin, takdir ediyorum. | Open Subtitles | لا بأس، ما دمت تسحر أكثر النساء جدارة في العالم. |
Bunu hak ettin. | Open Subtitles | لقد استحقيتها جدارة |