"جزءًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • parçası
        
    • parçasıydı
        
    • kısmını
        
    • parçam
        
    • parçasıyım
        
    • işin
        
    • dahil
        
    • kısmı
        
    • parçasını
        
    • bir parçan
        
    • parçasıydım
        
    • birazını
        
    • parçasıysa
        
    • parçasının
        
    Fotoğraf ve videolar gündelik hayatın bir parçası haline geliyorlar. TED الصور والفيديوهات أصبحت جزءًا متكاملا مع الحياة على مستوى العالم
    Evrenimiz daha büyük bir çoklu evrenin parçası olur, olağanüstü sonsuz genişleme hızı komşu bir evrenle karşılaşmamızı olanaksız kılar. TED وكوننا سيكون جزءًا من عدة أكوان أكبر منه وتواجد التضخم الأبدي الرائع فيها يجعل فرصة لقائنا بكون مجاور أمرًا مستحيلًا.
    Öğrenme sürecinde bir plan geliştirirseniz o ekstra zamana ihtiyacınız olmaz çünkü bunlar günlük hayatınızın bir parçası olur. TED لو وضعت خطة لعملية التعلم، لن تحتاج إلى إيجاد المزيد من الوقت، لأن ذلك سيصبح جزءًا من حياتك اليومية.
    Kendimi bildim bileli savaş, hayatımın bir parçasıydı. TED كانت الحرب جزءًا من حياتي منذ ما أستطيع أن أتذكر.
    Bu zaten laboratuvar ortamında gerçekleştirildi ve ileride kuantum internetinin bir parçası olabilir. TED وهذا بالفعل مثبت في معامل البحث وقد يكون جزءًا من مستقبل الإنترنت الكمي.
    Ancak burada yapmaya çalıştığımız, binanın kendisini doğanın bir parçası haline getirmek, ki böylelikle doğa parktan şehre doğru uzansın. TED ولكن ما نريد أن نفعله هنا أن نجعل المبنى جزءًا من الطبيعة، ليمكننا من تمديد الطبيعة من الحديقة إلى المدينة.
    Tabii ki, kurallara uygunluk açısından, yaşam emen uzaylılar broşürün bir parçası değildi. Open Subtitles بالطبع، وبكل الإنصاف، فإن الغرباء الذين يمتصون الحياة لم يكونوا جزءًا من العرض
    Bunun olacağını biliyordun. Tanrı yolunun bir parçası artık o. Open Subtitles أدركتَ بأنّ هذا كان سيحدث، باتت جزءًا من خطّة الربّ
    Bunun bir parçası olmak istememiştin bense seni kalıp bizimle ilgilenmeye zorladım. Open Subtitles لم ترِد أن تكون جزءًا في هذا، وأرغمتكَ على البقاء والعناية بنا.
    Bir anlaşma yaptık ama pelerin giymek bir parçası değildi. Open Subtitles إن بيننا اتفاقًا, وارتداء عبائة ذهبية لم يكن جزءًا منها.
    Canım cicim işlerinin bu görevin bir parçası olduğunu bilseydim kesinlikle hayır derdim. Open Subtitles يالتقزز، إذا علمت أن ذلك التقزز سيكون جزءًا من العملية لكنت رفضت الإنضمام
    Gerçek kral için savaşan asi bir donanmanın bir parçası olacaklarını. Open Subtitles وسيكونون جزءًا من جنود بحرية متمردين يخضون حربًا لإعادة الملك الشرعي.
    Belki öyle ama, bahane davaları bile kaydın birer parçası oluyorlar. Open Subtitles ربما، ولكن حتى الدعاوى ذات الحجج الواهية تصبح جزءًا من السجل
    bu şirketin bir parçası olmak istemeyen varsa, kapıdan dışarıya çıksın... Open Subtitles إلى من لا يريد أن يصبح جزءًا من هذه الشركة,فلينصرف خارجا
    Onun bir parçası olmak istemezsin. Bu senin istediğin şey değil. Open Subtitles لن تريد أن تجعلها جزءًا من ذلك هذه ليست شخصيتك ..
    Polonya'daki dayanışmanın bir parçasıydı, bu dayanışma hükûmet tarafından kaba-kuvvet ile baskılanan pasit bir sosyal değişim hareketiydi. TED كان جزءًا من حركة التضامن فى بولندا، التي كانت حركة سلمية من أجل التغيير الاجتماعي التي قمعتها الحكومة بعنف.
    Atmosfer ve içindeki moleküller bu ısının bir kısmını emiyor ve geri gönderiyor. TED يمتص الغلاف الجوي والجزيئات بداخله جزءًا من الحرارة ويعيد بعثها.
    Orada her zaman benim hata olarak.. düşündüğüm bir parçam vardı. Open Subtitles لطالما كان هُناك جزءًا في داخلي يتسائل إن كانت هذه غلطتي
    Bu psişik boyut benden olduğu kadar ben de onun bir parçasıyım. Open Subtitles أنا جزء من بُعدي الروحاني بقدر كوني جزءًا من ذاتي.
    Evet, ama işin içine senin henüz olmaman gerekiyordu. Open Subtitles حقًا ، لم يكن من المفترض ان تكون جزءًا من هذا حتى الآن
    Belki evlenip yuva kurarlar ve sen de en iyi arkadaşım aileme dahil oldu diye sevinirsin. Open Subtitles أعني، ربما سيتزوجان و ثم أعز صديقاتي تصبح جزءًا من العائلة
    Fakat inanıyorum ki, erkekler olarak ayrıcalığımızı geride bırakmanın ve sorunun yalnızca bir kısmı olmadığımızı görmenin vakti geldi. TED ولكني أعتقد أننا كرجال، حان الوقت لنبدأ في رؤية ما وراء امتيازنا والاعتراف أننا لسنا فقط جزءًا من المشكلة.
    Kimliğinizin ayrı bir parçasını muhafaza ettiğinizde çocuğunuza, kişiliğini geliştirebilmesi için imkân vermiş oluyorsunuz. TED حين تحفظين جزءًا منفصلاً من هويتك، فأنتِ تفسحين مساحة لطفلك لينمّي شخصيته الخاصة.
    O belki karanlık ama yine de senin bir parçan. Open Subtitles أعني, قد تكون شريرة فعلًا لكنها ما زالت جزءًا منكِ
    Ben iktidardaki askeri hükûmetin parçasıydım, birçok görevde bulundum. TED كنت جزءًا من الحكومة العسكرية الحاكمة، وخدمت في عدة أدوار.
    Bu gücün birazını irade gücüne dönüştürebilsen Jansen'a. Open Subtitles هذا جليٌ تماماً ، فلو أنك حولت جزءًا من ... قدراتك تلك إلى قدرات مفيدة
    Ya baban ve diğer hastalar da bir tür deneyin parçasıysa? Open Subtitles ماذا لو كان والدك وهؤلاء المرضى جزءًا من بعض هذه التجارب؟
    Hala bazen onun bir parçasının benim içimde olduğunu düşünüyorum bu yüzden onları görebiliyorum. Open Subtitles أحيانًا أشعر بأنّي أملك جزءًا منه بداخلي لذلك إنّي قادرةٌ على رؤيتهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more