"جلبه" - Translation from Arabic to Turkish

    • getirdi
        
    • getirdiği
        
    • getirmiş
        
    • almış
        
    • getirmek
        
    • getirdim
        
    • getirildi
        
    • getirdiğini
        
    • getiren
        
    • getirmişti
        
    • getirilmiş
        
    • gürültü
        
    • getirebilirim
        
    • getirebilirsin
        
    • Getirebileceğim
        
    İki genç Şayen getirdi. Konunun ne olduğunu bildiğini söylediler. Open Subtitles جلبه اثنان من الشباب الشايان قالا انك ستعرف من اجل اي شئ هذا
    Tam o anda şansım yaver gitti, adalılardan biri onu revirime getirdi. Open Subtitles و بينما يفعلها الحظ.. احد سكان الجزر تم جلبه الى المشفى الذى اعمل فيه
    - Bu konyak. Fransızların ülkemize getirdiği tek iyi şey. Open Subtitles انه كونياك، الشيء الوحيد الجيد الذي جلبه فرنسا إلى بلدي
    Bence meraklı Parislileri hayal kırıklığına uğrattığı için onu cezalandırıyormuşuz gibi yapacaksak onu ormandan buraya getirmiş olmamızın hiçbir faydası yok. Open Subtitles لكن من غير المجدي جلبه من الغابة واحتجازه كما لو كان يعاقب على تخييب أمل الباريسيين
    Elbiselerini, kay kayını. Dylan'ın hastaneye getirdiği her şeyi almış. Open Subtitles ملابسه، لوح التزحلق وأي شيء قد جلبه معه إلى المستشفى
    Onu eve getirmek için minibüsü almalıydık. Open Subtitles كان المفترض أن نأخذ الشاحنة حتى يتسنى لنا جلبه للمنزل.
    Kurt, ABD'nin Kolombiya'ya getirdiklerini ABD'ye getirdi sadece. Open Subtitles الولف عاد وحيداً إلى الولايات المتحدة ما الذي عند الولايات المتحدة جلبه الى كولومبيا
    Bu demek oluyor ki biri onu getirdi, kurdu sildi ve bıraktı. Open Subtitles ذلك يعني بأنّ شخص ما جلبه هناك وضعه فوق مسحه لتنظيفه وتركه هناك
    Sanırım lastik değiştiriyormuş gibi yapmak için bunu katil getirdi. Open Subtitles اعتقد القاتل جلبه معه للتظاهر بتغيير اطار
    Hayır, Nick onu sadeceye köprüye kadar getirdi ama köprüyü geçecek olan Bay Deramian değil Nick bu davayı üstlenecek. Open Subtitles لا.. كان نـك محقاً في جلبه كجسر.. ولكن يجب الآن على السيّد ديراميان أن يقوم بالمغادرة بسلام،
    Bu tanrının Mısır'a getirdiği hüzünü gördüm. Open Subtitles لقد رأيت البأس الذى جلبه هذا الاله الواحد على مصر
    Etrafa sordum, öğrendiğime göre Dylan acile arkadaşlarından biri getirmiş. Open Subtitles لقد سألت حولي واتضح أن أحد أصدقاءه قد جلبه إلى الطواريء
    Tatlım, şu an büyükler konuşuyor. Bak baban sana ne almış. Open Subtitles حسناً, عزيزتي , البالغين يتحدثون الأن و انظري مالذي جلبه لكِ والدك
    Chesterton hâlen bizimle olsa da akşam ayazında onu buraya getirmek düşünsesizce olacaktı. Open Subtitles شيستيتون " معنا أيضاً " رغم أن جلبه إلى هدوء المسيء سيكون حكيماً
    Dinle, sana içecek getirdim ama, gürültü çıkaracak olursan bıçağı saplarım. Open Subtitles إنصت لي , لقد أحضرت لك مشروباً من المطبخ و لكن لو أثرت جلبه سأمزقك
    Birkaç gün önce yere kapaklandı ve muayene için buraya getirildi. Open Subtitles لقد انهار منذ بضعة أيام وتم جلبه إلى هُنا للفحص
    Tahminimce bunu buraya kimin getirdiğini söylemezsin, değil mi? Open Subtitles أفترض أنك لن تُخبِرني عمّن جلبه إلى هنا ، صحيح ؟
    Bu sistemi New Yorker'dan getiren kişi ise Michael Kelly'ydi. Open Subtitles هذا هو النظام الذي مايكل كيلي جلبه معه من النيويوركر
    Benden önceki haham Meisel Moravia'dan göç ederken başka eserlerle birlikte getirmişti bunu. Open Subtitles الحاخام الذي كان قبلي" مايسل"، جلبه معه مع العديد من الأغراض عندما هاجر من "مورافيا".
    Dün aynı belirtilerle getirilmiş bir kampçı daha varmış. Open Subtitles هناك مُخيم تم جلبه البارحة وهو يحمل نفس الاعراض
    Belki sizin ele geçirmenizin zor olacağı biri, ama ben onu size getirebilirim. Open Subtitles الشخص الذي تبحث عنه ربما من الصعب الإمساك به, لكنني أستطيع جلبه لك.
    Sanırım onu buraya, laboratuvara getirebilirsin. Open Subtitles بامكانك جلبه للمختبر هنا المكان خالٍ
    Getirebileceğim başka bir şey var mıydı? Open Subtitles هل هناك شئ آخر أستطيع جلبه لكم هذا المساء?

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more