"جليًّا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Belli
        
    • Görünüşe
        
    • ortada
        
    • Anlaşılan
        
    • aşikâr
        
    Çok açık ki bu durum Belli bir hassasiyetle ele alınmayı gerektiriyor. Open Subtitles جليًّا أن هذا الموقف يجب معالجته بدقّة أكثر من ذلك.
    Belli ki sonu "cağıma" ile biten kelimelerde kısır kalmışız! Open Subtitles جليًّا أنّنا بصدد نقص في الكلمات "التي تنتهي بلفظة "القمّة
    Ben onu sadece namından dolayı biliyorum. - Belli ki gerçek bir canavar. Open Subtitles أعرفه عبر السمعة فحسب جليًّا أنّه وحش حقيقيّ
    Pekâlâ. Görünüşe göre karlı bir tundra cehennemi boyutuna geçtim. Open Subtitles جليًّا أنّي سقطت في سهل أجرد في بُعد جُهنميّ مُثلج.
    Hayır, hayır. Görünüşe bakılırsa daha fazla mısır tüketmeliymişiz. Open Subtitles لا، لا، جليًّا أننا يجب أن نأكل مزيدًا من الذرة.
    Peki, satış işlerinden hiç anlamadığın ortada. Open Subtitles حسنٌ، جليًّا أنّك لا تدركين مفهوم عمليّة البيع.
    Anlaşılan annem tüm eski dosya açma işleri için bugünü seçmiş. Open Subtitles جليًّا أن أمي اختارت اليوم للتطرُّق لكل القضايا المؤجلة لمشوارها المهنيّ.
    Belli ki kim olduğumu ve nereden geldiğimi biliyorsun. - Beni gözetliyor muydun? Open Subtitles جليًّا أنّكَ تعلم بهويّتي ودياري هل كنت تتجسس عليّ؟
    Denediler ama Belli ki sen çıkmaya hazır değilmişsin. Open Subtitles حاولوا، لكن جليًّا أنّك لم تكُن مستعدًا للخروج.
    Takip etmek tek hobisi değil Belli ki. Bahçe grubunun da üyesiymiş. - Bu da N.P.P olayını açıklıyor. Open Subtitles جليًّا أن الترصّد ليس هوايتها الوحيدة، إنّها عضوة في مجموعة بستنة أيضًا.
    Tarafını gayet açık Belli ettin ama Anlaşılan ben Belli edememişim. Open Subtitles إنّك أوضحت موقفك تمامًا، جليًّا أنّي فشلت في إيضاح موقفي
    Belli ki bu durumda daha fazla fikir beyan edilmeli. Open Subtitles جليًّا أن ما يحتاجه الوضع هو مزيد من الآراء.
    Herşey sadakatle başlar, Belli ki sen bunu pek umursamıyorsun. Open Subtitles يبدأ بالوفاء، وتلك شيمة جليًّا أنّكم لا تحفلون بها.
    Görünüşe göre son zamanlarda benim seçeneklerim anlaşmazlığa neden oluyor. Open Subtitles جليًّا أن خياراتي كانت مثيرة للجدل مُؤخّرًا.
    Görünüşe bakılırsa yas tutma tarzlarımız farklı. Open Subtitles جليًّا أن كلينا يفرّغ الحزن على نحوٍ مختلف.
    200'lere hoş geldiniz. Görünüşe göre geleneksel karşılamayı yapmasam da olurmuş. Open Subtitles مرحبًا بكما في الطابق الـ 200، جليًّا لم يتعيّن أن أحييكما التحيّة التقليديّة.
    Görünüşe göre günlük yazman da öyle. Ben de şüphelerim kontrol ediyordum. Open Subtitles إذًا، جليًّا أنّكَ تدوّن يوميّاتكَ إنّي أبحث عن شكوككَ فحسب
    Görünüşe bakılırsa yas tutma tarzlarımız farklı. Open Subtitles جليًّا أن كلينا يفرّغ الحزن على نحوٍ مختلف.
    Şüphesiz, ortada kocanızın söylediğinden çok daha fazla bir para var. Open Subtitles جليًّا أنّ هُنالك أموالًا طائلة أكثر مّما يُبيح به زوجكِ.
    Yani, hiçbir şey sorun olmadığı ortada. Open Subtitles أعني، جليًّا أنّه ليس هُنالك خطبٌ بهِ.
    Anlaşılan zor zamanlar geçirmiş. Otoriteye karşı gelmek, sinir bozukluğu gibi sorunları varmış. Open Subtitles جليًّا أنّها تمرّ بمحنة وحالة تمرّد ومشاكل في احتواء الغضب، أمور من هذا القبيل
    Anlaşılan unuttuğum şey, korumak için ölmeye değecek bir şeymiş. Open Subtitles جليًّا أن ما نسيته يستحقّ الموت لأجل حمايته
    Bunun huzur olmadığı aşikâr. Yoksa burada seninle baş başa kalmazdım. Open Subtitles حسنٌ، جليًّا أن هذا ليس السلام، وإلّا ما علقت هنا معك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more