Son 40 yıl boyunca, SETI'nin bir bütün içindeki tüm çabaları tüm okyanusları, tek bir bardak okyanus suyuyla incelemeye benziyor. | TED | فكل جهود البحث المتضافرة ، خلال آخر 40 سنة ، تكافيء غرفةً بكوب ماء زجاجي من المحيط. |
Ama projeyi yürütenlerin çabaları boşa gitmiyor çünkü kurbanlardan birinin kanından yeni bir savaş yöntemi doğuyor. | Open Subtitles | لكنّ جهود أولئك المنخرطين لم تذهب سدًى.. لأنّ قدرة جديدة على شنّ الحروب قد وُلدت من دماء أحد ضحاياهم. |
Sıtmayı kontrol etmek için son çaba 1990'ların sonunda yapıldı. | TED | بدأت آخر جهود كبح الملاريا في التسعينيات |
Diyelim ki çaresiz bir yazar yayıncısının üstün çabalarıyla ve cılız yeteneğiyle başarılı ve mutlu oluyor. | Open Subtitles | دعونا نقول الكاتب بائسة، من خلال جهود العليا للناشرها وموهبتها الجيدة فقط، يصبح ناجحة وسعيدة. |
İnsan aklını ve beynini anlama çabası, bizim hiç bir rahatsızlığı iyileştirmemize yardımcı olmayacak olsaydı bile, yine de değerli olurdu. | TED | جهود محاولة العقل البشري والدماغ مجدية حتّى لو لم تساهم في علاج أي مرض. |
Erkeklerin mutfaktaki çabalarını desteklemek her zaman güzeldir. | Open Subtitles | من الجميل تشجيع جهود الرجال في المطبخ دائماً. |
Bertrand Russell ve David Hilbert gibi parlak matematikçilerin on yıllarca süren tam tersi çalışmalarına rağmen kanıt kabul edildi. Çünkü bu alandaki herkesin çoktan kabul ettiği aksiyomlara dayalıydı. | TED | وبالرغم من الانقلاب الذي حدث على عقود من جهود ألمع علماء الرياضيات مثل بيرتراند راسل وديفيد هيلبرت، فإنهم تقبلوا برهان غودل لأنه قائم على بديهيات مُتفق عليها في علم الرياضيات. |
Geçen 3 yüzyıl içindeki cesur kaşiflerin çabalarına teşekkürler-- aslında biliyoruz ki, uydu teknolojisine de teşekkürler tabi ki-- gezegenimiz yüzeyinin neredeyse her bir metre karesini biliyoruz. | TED | بفضل جهود الرحالة الجريئين على مدى القرون الثلاثة الماضية. في الواقع، كذلك بفضل تكنولوجيا الأقمار الإصطناعية، بالتأكيد نحن ملمون تقريبًا بكل متر مربع على سطح كوكبنا. |
Onun başarı ve çabalarının takdiri olarak babanın yerine geçmen için ayarlamalar yapıyorum? | Open Subtitles | و اعترافاً بما أنجزه و مابذله من جهود.. سأعمل مايتطلبه الأمر.. لتحمل اسم أبيك وتكون خيرَ خلفٍ له. |
Yoksa Jüpiter'in bütün çabaları boşa gidecek. | Open Subtitles | إلا جهود جوبيتر الذي بذلها من أجل لا شيء |
Davadaki diğer avukatın Bay Berlin'i koruma çabaları, eğer sizi kırmışsa çok üzgünüm Paul. | Open Subtitles | أنا آسفة باول إذا كانت جهود المحامية المشاركة في حماية السيد برلين جرحتك بطريقة ما |
Albay Telford çabaları kontrol aktarmak için değil tamamen Were boşuna. | Open Subtitles | جهود العقيد تيلفورد بتحويل السيطرة لم تكن عبثا ً. |
Hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde, alternatif pişirme yakıtları bulmak için bir hayli çaba sarfediliyor. | TED | ولهذا فأنه من المتوقع, أن تُـبذل جهود كبيرة للبحث عن وقود بديل بهدف الطهي. |
Malzemeleri bu kadar uzağa taşımak için çok çaba göstermiş olmalılar. | Open Subtitles | لابد من أنه تم بذل جهود ضخمة للإتيان بمواد مثل تلك فوق هنا |
Geçtiğimiz son iki yılda sekiz Amerikalı, on İngiliz ve iki düzine Belçikalı Tahan'ın çabalarıyla IŞİD'e katıldı. | Open Subtitles | في العامين الماضيين، ثمانية أميركيين، وعشرة بريطانيين، وعشرين البلجيكيين انضموا ISIS بسبب جهود طحان. |
Binbaşının çabası belki de bizim son ve büyük ihtimalle de son çaremiz. | Open Subtitles | جهود الرائد ستكون أواخر وعلى الأغلب , أفضل ملاذا |
Annemin kontrolü elinde tutma çabalarını destekleyebileceğini umuyorum. | Open Subtitles | على ما أظن، أرجو أن تدعمي جهود أمي للإحتفاظ بالسيطرة |
Ted'in doğru söylediği teyit ediliyor. Kurtarma çalışmalarına katılmış bir itfaiye eri olan, Nicholas DeMasi, "Perde Arkası: Ground Zero" isimli kitabında şunu iddia ediyor: | Open Subtitles | تبين أن تيد على حق، رجل الأطفاء نيكولاس دى ماسى وقد ساعد فى جهود البحث والاسترجاع |
Büyük çikolata fabrikalarının, çocuk işçiliğini ve sözleşmeli köleliği azaltmak için Afrika ülkeleriyle ortaklık çabalarına rağmen bu, varlığını sürdüren bir sorun. | TED | لا تزالُ هذه المشكلة قائمة بالرغم من جهود شركات الشوكولاتة الكبرى لمشاركة الشعوب الأفريقية للحد من ممارسات تشغيل الأطفال والعماله بالسخرة. |
Ancak kurtlar başarılı bir şekilde çoğalmak istiyorlarsa, avlanma çabalarının bir vites yükselmesi gerek. | Open Subtitles | لكن لو أرادت الذئاب أن تتوالد بنجاح فإنّ جهود صيدها يجب أن تزيد. |
Dünya kuvvetleri geri çekildiğinde MKCD tüm gemilerini yardım girişimine sürdü. | Open Subtitles | عندما انسحبت قوات الأرض جمهورية المريخ دفعت جميع سفنهم إلى جهود الإغاثة |
Ben'in tüm uğraşlarına rağmen, Samantha kesin bir şekilde aile üyelerini davranışlarını, kitapları ve filmleri birden 10'a kadar olan ölçekte derecelendirmeyi reddediyordu. | Open Subtitles | بالرغم من جهود بن, سمانثا بشكل دائم ترفض تقدير الأفلام, الكتب و سلوك أفراد عائلته |
Julie'nin emeklerinin bosa gitmesine izin vermeyecegimi iyi biliyorsundur. | Open Subtitles | أظنّكَ تعلم جيّداً أنّنا لنّ ندع جهود (جولي) تضيع هباءً. |
Planın yalnızca Fayed'i bulmak için uygulanan yasal yaptırımları engeller. | Open Subtitles | خطتك سوف تعيق "جهود قوات الأمن لمنع "فايد |
Ve bu durum hastalığı kontrol etme çabalarımızın etkinliğini artıracaktır. | TED | و هذا سوف يضيف إلى فاعليتنا فى جهود التحكم. |
FBl'ın çalışmalarını bu işte kullanıyor. | Open Subtitles | ويحول جهود المباحث الفيدراليه الى الدكتور ليكتر ليعمل مع السيد فيرجير |
Elbette geçmişte GSYİH'nın ötesine geçmek için çabalar oldu. | TED | قد كان هناك، بالطبع، جهود في الماضي للتحرك أبعد من الناتج الإجمالي المحلي. |