| Onu, evine dinleme cihazı koyduğunu bilecek kadar iyi tanıyorum. | Open Subtitles | أعرفها جيداً بما يكفي لمعرفة بأنك كنت تتصنت على منزلها |
| O'nunla ilişki kuracak kadar iyi değilim, değil mi? | Open Subtitles | أنا لست جيداً بما فيه الكفاية لكي أرتبط بها، أليس كذلك؟ |
| O'nunla konuşmak için bile yeteri kadar iyi değilim, değil mi? | Open Subtitles | أنا لستُ جيداً بما فيه الكفاية لكي أتحدث حتى إليها، أليس كذلك؟ |
| Eğer kızın için yeterince iyi birisi olmadığımı düşünüyorsan üzgünüm. | Open Subtitles | آسف اذا كنت تعتقد أننى لست جيداً بما يكفى لإبنتك |
| Çünkü senin kafanda o sizler için asla yeterli olmayacak. | Open Subtitles | لأن في تفكيرك، لن يكون أبداً جيداً بما يكفي لأمثالكم |
| İki dakika önce kızın için yeteri kadar iyi olmadığımı söyledin. | Open Subtitles | حَسناً، منذ دقيقتين لقد أخبرتيني أنني لستُ جيداً بما فيه الكفاية لإبنتكِ |
| Senin istediğin herşeyi yapmaya çalıştım ama asla yeteri kadar iyi değildi. | Open Subtitles | أحاول فعل كل ما تريده، لكن يبدو أن ذلك ليس جيداً بما يكفى |
| Ben de konser salonuna çıkacak kadar iyi değilim. | Open Subtitles | .أنا لست جيداً بما يكفي للعزف في الحفلات أيضاً ولكنك تعزف |
| E-postalarını okuyacak kadar iyi tanıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما هو يعرفه جيداً بما يكفي لقراءة رسائله الإلكترونية |
| Arkadaşlarımı yüzüstü bırakmaktan korkuyorum, yeteri kadar iyi olamamaktan korkuyorum, doğru şeyi yapmamaktan korkuyorum. | Open Subtitles | أنا خائف من أن أخذل أصدقائي أنا خائف من عدم كوني جيداً بما فيه الكفاية فأنا خائف من عدم فعل الشئ الصواب |
| Fakat hikâyesini satmayı reddedecek kadar iyi değilmiş. | Open Subtitles | لكن ليس جيداً بما يكفي لتجعله لايقوم ببيع ما يعرفه |
| Benim isim yeteri kadar iyi degil mi sizin için? | Open Subtitles | المال الذي ادفعه ليس جيداً بما يكفي لك ؟ |
| Neyse ki bunu yapabilecek kadar iyi birini tanımıyorum. | Open Subtitles | بأي حال، لا أعرف أي أحد جيداً .بما يكفي أن يفعل شيء كهذا |
| Kimse bulamamıştı; çünkü kimse yerini bulacak kadar iyi değildi. | Open Subtitles | لم يستطع أحداً إيجاده لأنه لم يوجد شخص جيداً بما فيه الكفاية لتعقبه |
| Vivian'ı unutmanı sağlayacak kadar iyi değildi, öyle mi? | Open Subtitles | ليس جيداً بما فيه الكفاية ليجعلك تنسى فيفيان أليس كذلك؟ |
| En büyük korkum asla yeteri kadar iyi olamamak. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي هذه كانت, لم أكون جيداً بما يكفي |
| Demek ki etrafı izini kaybettirecek kadar iyi biliyor. | Open Subtitles | لذا فهو يعلم المنطقة جيداً بما فيه الكفاية لتغطية تحركاته. |
| Üzgünüm, peder, bu yeteri kadar iyi değil. | Open Subtitles | أنا آسف يا أبتاه، هذا ليس جيداً بما يكفي |
| Ne onun ne de bir başkası için yeterince iyi olmayacağım. | Open Subtitles | لم أكن جيداً بما فيه الكفاية معها أو مع أي أحد |
| Sonra " hayır" dedim, " belki" yeterli değildi. | Open Subtitles | لكن ثم فكرت لا ، لربما هو ليس جيداً بما يكفي |
| Şeref duyarım, ama freskolar konusunda yeterli değilim. | Open Subtitles | إنه لشرف لي .. لكنني لست جيداً بما يكفي لطلاء النماذج الجيرية. |