"جيدًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • İyi
        
    • güzel
        
    • çok iyi
        
    • hoş
        
    • iyi bir
        
    • dikkatlice
        
    • gayet iyi
        
    • iyiydi
        
    • harika
        
    • pek
        
    • güzeldi
        
    • Sıkı
        
    • İyice
        
    • Çok
        
    • Düzgün
        
    Onları iyi temsil etmeyen eski tarihi hikâyeleri bir kenara bırakmaları gerekecek. TED وأن عليهم وضع مفاهيمهم التاريخية القديمة جانبًا والتي لم تعد تخدمهم جيدًا.
    Her ikisinin de iyi olmasını umarsın. Ama illa ki aynı olmayacaklardır. TED تأمل ان يكون كلاهما جيدًا. لكن ليس ضروريا ان يكونا نفس الشي.
    Bu bir süre gayet güzel çalıştı, fakat geçen senenin sonunda sızdırmaya başladı. TED وعمل ذلك جيدًا لفترة من الزمن، لكن لاحقاً، وفي السنة الاخيرة، ظهر تسرب.
    Birçok insan çiftçiliği, iyi sürülmüş toprağa güzel tohum ekmektir sanıyor. Öyledir zaten. Open Subtitles فأغلب الناس يظنون أن الزراعة هي زرع بذور جيدة في تربة محروثة جيدًا
    Bana karşı çok iyi, beni seviyor, benim için hayatını değiştirdi. Open Subtitles كان جيدًا جدًا معي و يحبني و غيّر حياته من أجلي
    Resmin iyi hoş ama, dikkatini çekmemiz gereken bir durum var. Open Subtitles كلّ هذا يبدو جيدًا, لكن علينا أن نحلّ بعض الأمور أولاً.
    Jeotermal enerjinin Uranyum, Toryum ve Potasyumun bozunmasıyla oluştuğunu gayet iyi biliyoruz. TED ونعلم جيدًا أن الحرارة الجوفية غالبًا تصدر من تصدع اليورانيوم والثوريوم, والبوتاسيوم
    Bu hiç de iyi gözükmüyor. Senin paranı almadı, değil mi? Open Subtitles هذا لا يبدو جيدًا ، لم يأخذ مالكِ أليس كذلك ؟
    Şimdi söyleyeceğim için ne düşüneceğinizi bilmiyorum ama Walker bu eyalet için sizin iyi bir vali olacağınızı düşünüyor. Open Subtitles لا أعرف كيف ستشعر بشأن ذلك، لكن ـ ـ ـ يعتقد ووكر بأنك ستكون محافظًا جيدًا في هذه الولاية
    Annem her zaman, yemek yerken ciddi konular konuşmak iyi değildir derdi. Open Subtitles أمي تقول دائمًا: الحديث في أمور جادة أثناء تناول الطعام ليس جيدًا
    Fakat etrafımızdaki birçok güzel şey gibi, o da bizden uzaklaşıyor ve henüz bunun farkına bile varmadık, çünkü gerçekten bakmıyoruz. TED ولكن مثل العديد من الأشياء الجميلة حولنا، نفقدها باستمرار دون أن نلاحظ ذلك، لأننا في الواقع لا ننظر إليها جيدًا.
    O yüzden bu, formatın sınırlarını zorlamak için güzel bir mazeretti. TED وقد كان هذا عذرًا جيدًا كسرت فيه الحواجز عندما صنعت هذا النموذج.
    Bit filmin güzel mi yoksa kötü mü olduğuna bir faşist nasıl karar verir? TED كيف يحدد الفاشي إن كان فيلم ما جيدًا أو سيئًا؟
    Kendisini öldüreni aramanızı istemiyor çünkü onu çok iyi tanıyorsunuz. Open Subtitles ,ويقول لا تبحثوا عمن قتله .لأنه يعرف ذاك الشخص جيدًا
    Ben de ne dediği konusunda emin değilim ama kulağa hoş geliyor. TED لست متأكدًا من معنى ذلك ولكنه يبدو جيدًا على أي حال
    - dikkatlice okuyun. - Kamyona dikkat et. Open Subtitles ـ تمعنوا بكلماتها جيدًا ـ انتبه من الشاحنة
    Sınıflandırıcı gayet iyiydi, ancak bunu çoğu zaman doğru teşhis eden insan kadar değildi. TED كان المصنف جيدًا جدًّا، ولكن ليس بجودة الشخص، الذي يحصل على نتيجة صحيحة معظم الوقت.
    Bu sabah harika müzisyenler dinledim ve asla onlar kadar iyi olamayacağıma eminim. TED فأنا سمعت مجموعة من الموسيقيين الرائعين اليوم، وأنا أثق تمامًا أني لا يمكن أن أكون جيدًا مثلهم.
    - Fark ettin mi bilmiyorum ama son konuşmamız pek iyi gitmedi. Open Subtitles أجل، لا أعرف إن لاحظت، ولكن آخر حديث معه لم يسر جيدًا.
    Gece Çok güzeldi. Sonra bir adam çıktı. Open Subtitles الليلة كانت تسير جيدًا , حتى ظهر ذلك الرجل
    Bugün için Sıkı eğitildin. Open Subtitles لقد تدرّبنا جيدًا من أجل هذا اليوم تحلّ بالشّجاعة
    Bölüklerdeki alarmı hafifletin. İyice dinlensinler. Open Subtitles ،وزع حراسك على مواقعهم لكن ليرتاحوا جيدًا
    En önemli şey Düzgün bir eğitim almaları. TED الأمر الأكثر أهمية هو أن جلهم يتلقون تعليمًا جيدًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more