"جيّداً" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi
        
    • güzel
        
    • iyiydi
        
    • İyi bir
        
    • iyice
        
    • harika
        
    • doğru
        
    • iyiydin
        
    • güzelce
        
    • - İyi
        
    • güzeldi
        
    • uygun
        
    • yakından
        
    • Sıkı
        
    • kötü
        
    Ben yokken iyi iş başarmışsın, sahada ve saha dışında. Open Subtitles لقد أبليت جيّداً فى غيابى فى الميدان وخارجه، كما أخبرونى
    Silah şarj sürelerine bakılırsa, bence bu iyi bir ölçü. Open Subtitles أعتقد أن ذلك معياراً إنذارياً جيّداً إعطاء المسؤولية لفرقة الأسلحة
    Boşver, önemli değil zaten, seni çok iyi anladım ben, Nick. Open Subtitles على أيّة حال.. لا يهمّ ذلك.. لأنني أفهمك جيّداً يا نـك.
    Pekala, beni çok iyi dinleyin: Herkesin, söylediklerimi harfiyen yapmasını istiyorum. Open Subtitles حسناً، أصغوا إليّ جيّداً أريدكم أن تفعلوا ما آمركم به بالضبط
    - Oh, adamım, bugün senin için çok güzel olacak. -Evet Open Subtitles ـ يا رجل، اليوم سَيصْبَحُ يوماً جيّداً جداً لَك ـ نعم
    İyi bir dost oldun ama o kadar da bencil olamam. Open Subtitles لقد كنت صديقاً جيّداً لكنّي لا يمكن أن أكون بهذه الأنانية
    Şifreler gizlenmiş oluyor genelde. O yüzden iyi araman gerekiyor. Open Subtitles إنهم يخفونها جيّداً ، وعليك البحث عنها ، لكنها موجودة
    Bu çocuğun gerçekten iyi olmasını kendin için istiyor olabilirsin. Open Subtitles ربّما الطفل الذي تريد أن تكون جيّداً معه هو أنت
    Ama tanıyorum, gerçekten tanıyorum. Onu senden daha iyi tanıyorum. Open Subtitles لا، أنا أعرف، أعرفة جيّداً أعرفة أكثر مما تعرفينة أنتِ
    Zihnimiz bunu öyle iyi yapar ki farkına bile varmayız. Open Subtitles ويقوم عقلنا بهذا جيّداً بحيث لا نعرف حتّى أنّه يحدث
    Bu zamana kadar öğrendiklerimi iyi bir şey için kullanıyorum. Open Subtitles أنا ببساطة أستغـّل ما تعلمتّه .. و أستخدمه إستخدام جيّداً.
    - Ben isterim! - Evet, çok iyi olur. Teşekkür ederim. Open Subtitles ـ أنا أريد ـ نعم ، ذلك سيكون جيّداً ، شكراً
    Kendisinden büyük birkaç çocukla takılırdı. Onlar iyi örnek oluşturmazlardı. Open Subtitles رافقتْ فتيةً يكبرونها سنّاً، و لم يكن تأثيرهم جيّداً عليها.
    Hiçbir şey aynı anda hem iyi hem de kötü olamaz. Open Subtitles آسف لاشئ إما يكون سيّئاً أو جيّداً كما نعتقده للوهلة الأولى
    Aslında benim tek endişem o pijama partilerinin zannettiğimiz kadar iyi olmamaları. Open Subtitles همّي الوحيد هو أنّ المبيت هذا لم يكن جيّداً كما كنّا نظنّ.
    İyi bir adam olma sebeplerimin en tepesinde nedensiz yere acı çektirmeyi sevmem. Open Subtitles ألم تُفكّروا لِمَ أنا رجلاً جيّداً. لا أحبّ التسبّب بالألم دون أيّ سبب.
    Bunun nasıl olabildiğini anlamıyorum. Biz iyi bir ürün çıkarırız. Open Subtitles لا أردي كيف لهذا أن يحصل، نحن نصنع منتجاً جيّداً.
    Biliyorum, biliyorum çılgınça geliyor. Ama seni tanıyorum. İkinizide çok iyi biliyorum. Open Subtitles كلا، أعلم أنّ كلامي يبدو جنونياً، لكّنني أعرفكما فعلا، أعرف كلاكما جيّداً.
    Zaten marketten birkaç bir şey alacaktım. güzel bir ay geçirmişiz. Open Subtitles كنت أريد بعض الأشياء من محل التموينات كان لدينا شهراً جيّداً
    Tamam, oldukça iyiydi. Hadi bir kez daha deneyelim. Open Subtitles حسناً، الآن ، كان ذلك جيّداً حسناً، لنفعلها مرّة أخرى
    Sana bir saat veriyorum ve, benimle burada kalmak isteyip istemediğini iyice düşünmeni istiyorum. Open Subtitles أريدكِ أن تأخذي ساعة من وقتك وتفكّري جيّداً بهذا الأمر، إما أن تبقي هنا وتنتظريني أم لا.
    harika değilse bir daha hakkında konuşmayacağım. Open Subtitles إن لم يكن جيّداً لن تسمع عنه أبداً ثانية
    doğru olmak için fazla iyi derdim. Open Subtitles أقول بأنّـه سيكون أمـراً جيّداً لو كـان حقيقياً
    Madem bu kadar iyiydin, neden hâlen oynamıyorsun? Open Subtitles حسناً إن كنت جيّداً كفاية فلمَ لم تعد تلعب؟
    Kendisine mukayyet olup güzelce yemek yemeli. Open Subtitles هوَ فقط بحاجة للإعتناء بنفسهِ وأن يأكلَ جيّداً.
    - İyi kullandığınızı söylüyor. Open Subtitles سعادة الوزير يقول أنّك تقود جيّداً
    Bu yeterince iyi değil. Ben gidiyorum. Seni tanımak güzeldi. Open Subtitles هذا ليس جيّداً بما يكفي ، أنا سئمت، سرّني التعرّف عليكِ.
    Durumunuzu ele aldığınızda sizin için uygun olan tek mantıklı sonuca varacaksınız. Open Subtitles إذا تمعّنت جيّداً بشأن وضعيّتك فستصل إلى النتيجة العقلانيّة الوحيدة المتوفّرة لك
    Lütfen brifingi çok yakından takip edin. Open Subtitles مِن فضلكم، استمعوا جيّداً إلى هذا التقرير
    Çıkmak üzereydim ve şey demek istedim... Sıkı bir gündü. Open Subtitles أنا في طريقي للخروج، وأردتُ أن أقول, كان يوماً جيّداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more