Nitekim bilgisayar koduna baktığımızda anlam yüklemek çok daha zor oluyor. | Open Subtitles | لذا من الصعب جداً إتهام أحد عندما يتعلق الأمر بشفرة حاسب |
Okula devam eden öğrencilerin yaşadığı bölgede her bir eve bir masaüstü bilgisayar ve internet bağlantısı temin etmek için oluşturulan fonu beslemeyi amaçlıyordu. | TED | وكانت هذه من أجل تمويل لمدارس المنطقة لوضع جهاز حاسب آلي و اتصال سريع بالانترنت في كل منزل فيه طفل يلتحق بنظام التعليم الحكومي. |
Dışarı çıkıp bir uçak alacak kadar param yoktu, bunun yerine bir bilgisayar yapmaya karar verdim. | TED | أنا لا املك مال كافي لشراء طائرة. فقررت بناء حاسب عوضا عن ذلك |
Uyuşturucu satıcısı telefonu ve gazeteci bilgisayarı diye bir şey yok. | TED | لا يوجد هاتف مخصص لمروج مخدرات او حاسب محمول مخصص لصحفي. |
General, Carter'ın çevirme bilgisayarını tekrar kontrol etmesini isteyebilir miyim? | Open Subtitles | جينرال , هل تمانع إذا جعلت كارتر تراجع حاسب طلب عنواين البوابه ؟ |
Ne diyorsun sen ya? - laptop. - Tamam laptop. | Open Subtitles | عذرا يبدو انك تائة فى عالم اخر حاسب محمول حسنا حاسب محمول |
Evet, gördüm. Pochee'nin bilgisayarından son iki haftanın verilerini çıkardım. | Open Subtitles | نعم، أنا أرى ذلك، لقد أنهيت الأسبوعين الأخيرين على حاسب بوتشي |
Sadece kampanya yapan fizikçilere değil, ama aynı zamanda biyologlara, bilgisayar uzmanlarına ve çevrecilere ihtiyacımız var. | TED | لا نحتاج فقط إلى علماء فيزياء يقومون بحملات ولكننا نحتاج علماء أحياء، وخبراء حاسب آلي وخبراء بيئيين كذلك |
Bu bir oda içerisinde bilgisayar tarafından yönlendirilebilecek hareket eden top şeklinde bir heykel fikri. | TED | هذه هي فكرة المنحوتة المتحركة، كرة، والتى يتم توجيهها حول الغرفة بواسطة حاسب آلى |
Burada 49 ünlü bilgisayar var. Onları logaritmik bir grafiğe koydum. | TED | لدينا هنا 49 حاسب مشهور. وضعتهم على مقياس لوغارثمي |
JU: Bence beş yıl sonra bir bilgisayar aldığında, bunu elde edeceksin. | TED | جون: أعتقد في خلال فترة خمس سنوات عندما تشتري حاسب آلي، ستحصل على هذا. |
milyonlarca bilgi barındıran... bir oda büyüklüğünde bilgisayar, yada Saturn 5 roketi. | Open Subtitles | مثل صنع حاسب آلي يمكن وضعه في غرفة واحدة و يحتوي على ملايين المعلومات أو الصاروخ ساتيرن 5 |
Listeye bilgisayar farelerini de ekleyelim. | Open Subtitles | شغل الاجهزة مرة اخرى حسنا، دعنا نبدأ نحن نتعامل مع قراصنة حاسب الى محترفين،هل لدينا خبراء تكنولوجيا؟ |
Ben MIT 'de öğrenciyken hepimiz, bütün binayi kaplayan tek bir bilgisayarı paylaşırdık. | TED | حين كنت تلميذا في جامعة إم آي تي تشاركنا جميعا في حاسب واحد بحجم مبنى كامل |
Bugünün bilgisayarı, ilkinden 50.000 defa daha hızlı ve bir milyon katı kadar bilgiyi tutabiliyor. | Open Subtitles | حواسب اليوم أسرع 500 ألف مرة من أول حاسب. ويمكنها تخزين معلومات تفوقه بمليون مرة. |
Yani, birileri benim kardeşimin bilgisayarını izliyormuş.Trojanlarını kırdığımı sanıyorum, ve bir adres buldum. | Open Subtitles | شخص ما كان يراقب حاسب شقيقتى أعتقد أننى نجحت بإختراق برنامجهم التجسسى و حصلت على عنوان |
Fazla bir Rolex veya laptop kanıt dolabından kayboluverir, | Open Subtitles | ساعة رولكس اضافية او حاسب محمول يختفي من غرفة الادلة |
Sistemimize, bir dizüstü bilgisayarından erişiyor. | Open Subtitles | إنها تلج إلى نظامنا من خلال حاسب محمول |
Yeni Kutuzov bilgisayarında çeşitli saldırı stratejileri denedik. | Open Subtitles | لقد قمنا بعمل العديد من خطط الهجوم فى حاسب كوتوزوف الجديد |
Peki o halde bunu Devlet Bakanlığı'nın bilgisayarına girebilir misin? | Open Subtitles | حسنا، هلّ بامكانك ادخال تلك المعلومة عن الهدية إلى حاسب وزارة الخارجية؟ |
Tüm kontrol verileri LEM'deki bilgisayara taşınmalı... komuta modülü kapanmadan önce. | Open Subtitles | سيكون علينا نقل كل بيانات التحكم إلى حاسب الوحدة القمرية قبل أن تموت وحدة القيادة |
Şirket tarafından verilen bir bilgisayarın sabit diskini uzaktan doğru silebilir misin? | Open Subtitles | على شركة تقديم حاسب محمول أيُمْكِنُ أَنْ تَمْسحَ القرص الصلب عَنْ بُعْد؟ |
dikkat et, yoksa seni polis memuruna sözlü tacizden dolayı rapor edeceğim. | Open Subtitles | حاسب.. يمكننى أن أبلغ عن اساءتك لضابط شرطه |
Bugün bir çocuğun Playstation'u 1996'dan kalan askeri üstün bilgisayardan daha güçlüdür. | TED | بلاي ستيشن لطفل اليوم أقوى من حاسب عسكري عظيم من عام 1996. |
Şey gibi bu, PC'ye MacOS yükleyip çalıştırmak gibi. | TED | ان ذلك كما لو قمت بتشغيل جهاز حاسب (IBM) ببرامج ماكنتوش (Apple) |
Diline hakim ol. | Open Subtitles | حاسب لألفاظك. |
Kız arkadaşının laptopunu çalabilesin diye bir oda dolusu insanı mı zehirledin? | Open Subtitles | أنت سممت غرفة مليئه بالمرضى لكى يمكنك سرقة حاسب حبيبتك؟ |
İki Van de Graaff hızlandırıcımız, kendi kiklotronumuz ve paranın alabileceği en iyi bilgisayarlar var. | Open Subtitles | معالجي سرعة و سيكلوترون خاص بنا وأفضل حاسب يمكن للأموال أن تشتريه |