| biraz bizimle kalmaya çalış. Duval Cuma günü kolleksiyonu gösterecek. | Open Subtitles | حاولي أن تبقي معنا لبرهة دوفال سيعرض المجموعة يوم الجمعة |
| Tatlım, sadece rahatla ve biraz dinlenmeye çalış, tamam mı? | Open Subtitles | حبيبتي .. فقط حاولي ان تحصلي على قسط من الراحة؟ |
| Masaya ağzının suyunu akıtmamaya çalış, tatlım. Fransız malı o. | Open Subtitles | حاولي ألا يسيل لعابك على الطاولة انها من فرنسا عزيزتي |
| Çok üzgünsün, derin bir nefes al ve tekrar dene. | Open Subtitles | إنكِ غاضبة للغاية، لذا خُذي نفساً عميقاً و حاولي ثانيةً |
| Farklı şeyler dene, farklı şekiller ve konuştuğumuz dudak sarkıtmayı yap. | Open Subtitles | حاولي أن تقومي بحركات مختلفة و و و هذا تكلمنا عنه |
| Bir şeyler içmeye çalışın. Hizmetçinize biraz çay ve su getirmesini söylerim. | Open Subtitles | حاولي أن تشربي ، سأرسل خادمتك مع بعض الشاي والمزيد من المياه. |
| Greta, bunun zor olduğunu biliyorum. Ama iyi bir şeyler yapmaya çalış. | Open Subtitles | غريتا أعلم أن هذا صعب لكن حاولي أن تستفيدي قدر الإمكان منه |
| Arkayı iyice almaya çalış. Ne kadar yüksekte olduğumuz görünsün. | Open Subtitles | حاولي إظهار مدى الإرتفاع الذي نحن فيه على قدر الإمكان |
| Dümeni sen devral ve biraz bilgi edinmeye çalış. Parker? | Open Subtitles | يجب أن تتولي المسألة، حسناً، حاولي إحضار بعض المعلومات لنا. |
| Elinden geldiğince mutlu olmaya çalış. Bir baba sadece bunu ister. | Open Subtitles | حاولي ان تكوني سعيدة قدر استطاعتك هذا كله ما يتمناه الأب |
| Sen kelimeleri önyargılarını kenara bırakarak salt anlamlarıyla okumaya çalış. | Open Subtitles | حاولي فقط تدبر هذه الكلمات بالإنجيل كما هي، دون تحيز. |
| Evet, evet, ama bu konuda çok edebi olmamaya çalış. | Open Subtitles | أجل ، أجل ، لكن حاولي ألا تقتبسي الكلام حرفياً |
| Bu neslin en büyük aktörlerinden biriyle sen yatmaya çalış bakalım. | Open Subtitles | انت حاولي انت تفعليها مع واحد من افضل الممثلين لهذا الجيل |
| Derin bir nefes al. Tekrar dene. Bu sefer ne yaptın? | Open Subtitles | خذي نفسا عميقا حاولي مرة أخرى ماذا فعلت تلك المرة ؟ |
| İyi tamam, istediğin kadar dene ama benim kıç deliğim küçüktür. | Open Subtitles | حسنا، نعم حاولي كل ما تريدين لكني لدي مؤخرة ضيقة جدا |
| Bir de ailenle her konuşmanda bir hiç olduğunun hatılmasını dene. | Open Subtitles | حاولي ان تُذكري بإنكِ نكرة كل مرة تتحدثين فيها مع والديكِ |
| Bir şeyler dene Kristen. Rüyalarında ne yapabiliyorsun? | Open Subtitles | حاولي شيئاً ، كريستين ماذا يمكن أن تفعلي في أحلامك ؟ |
| Yanaklarını çimdiklersen, kızarırlar. Birkaç damarını çatlatmayı dene. | Open Subtitles | إن قرصت وجنتيك ستتوهجان، حاولي أن تقطعي بعض الأوعية |
| Başka bir tane dene, tadları aynı tavuk gibi. | Open Subtitles | حاولي الحصول على واحده، إن طعمه مثل الدجاج |
| Bu iki hafta ona çok iyi davranmaya çalışın. | Open Subtitles | خلال هذين الأسبوعين، حاولي أن تكوني لطيفة جداً معها |
| - lütfen, ne söylediğimi anlamayı deneyin... - Ben, hiçbir şeyi dinlemeyeceğim! | Open Subtitles | ارجوك حاولي فهم ما اقوله - لا اريد ان افهم شيئاً - |
| Louis için onu bıraktığımda bana nasıl davrandığını hayal et. | Open Subtitles | حاولي ان تتخيلي كيف هددني عندما تركته وذهبت إلى لويس |
| Bakmaya cesart edemediğin içindeki o yere bak. | Open Subtitles | حاولي أن تنظري لهذا المكان حيث لأنك لا تجرؤين على النظر |
| Şu dumanları da yelpazele biraz, yoksa hep birlikte bayılacağız. | Open Subtitles | حاولي أن تهوّي هذه الأبخة بعيدا وإلا سنفقد جميعا وعينا |
| Tekrar deneyelim. Bir, iki, üç, ittir! | Open Subtitles | حسنٌ، حاولي ثانية واحد، إثنان، ثلاثة، إدفعي |
| Durumu açıklarsan, kuzenin ölür. Onları uyarmaya çalışırsan, kuzenin ölür. | Open Subtitles | لا إعتراف، قريبتك ستموت حاولي تحذيرهم، قريبتك ستموت |
| biraz kendine aygın olsun lütfen. Çok acınacak durumda görünüyorsun! | Open Subtitles | حاولي ان تجعلي لنفسك بعض التقدير اعني انكِ مثيرة للشفقه |
| Onun Pawnee'li olmadığını şu ufak kıza sen söylemeyi denesene. | Open Subtitles | أنتٍ حاولي أن تخبري هذه الفتاة الصغيرة بأنها ليست من مدينة باوني |